KobiEfor Sanayi Ekonomi Dergisi

Yeni Orta Vadeli Program’ı (2025-2027) açıklandı; Amaç; enflasyonun tek haneye düşürülmesi

KAPAK

Türkiye ekonomisinin 3 yıllık yol haritasını çizen Orta Vadeli Program (OVP) güncellendi. 2024 yılı için önceki OVP’de (2024-2026) %4 öngörülen büyüme oranı yeni OVP’de (2025-2027) %3.5 olarak revize edildi, tek haneli enflasyon hedefi ise korundu. Büyüme hedefi; önceki OVP’de 2025’te %4.5, 2026’da %5 iken; yeni OVP’de; 2025’te %4, 2026’da %4.5, 2027’de %5 oldu. Enflasyon hedefi; önceki OVP’de 2024’te %33, 2025’te %15.2, 2026’da %8.5 iken; yeni OVP’de 2024’te %41.5, 2025’te %17.5, 2026’da %9.7, 2027’de %7 revize edildi. İhracat hedefleri; önceki OVP’de 2024’te 267, 2025’te 283.6, 2026’da 302.2 milyar dolar iken; yeni OVP’de bu hedefler; 2024’te 264, 2025’te 279.6, 2026’da 296.1 milyar dolar öngörüldü. Yeni OVP revizyonu daha gerçekçi ve makul bulunarak iş dünyası ve ekonomiye moral verdi.

Türkiye ekonomisinin 3 yıllık yol haritasını çizen Orta Vadeli Program (OVP) güncellendi. Cumhurbaşkanı Yardımcısı Cevdet Yılmaz, Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Vedat Işıkhan, Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Alparslan Bayraktar, Hazine ve Maliye Bakanı Mehmet Şimşek, Sanayi ve Teknoloji Bakanı Mehmet Fatih Kacır, Tarım ve Orman Bakanı İbrahim Yumaklı, Ticaret Bakanı Ömer Bolat, Cumhurbaşkanlığı Strateji ve Bütçe Başkanı İbrahim Şenel ve Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası (TCMB) Başkanı Fatih Karahan ile birlikte, 2025-2027 dönemini içeren ve Türkiye ekonomisinin 3 yıllık hedef ve politikalarının yer aldığı Orta Vadeli Program’ı (OVP), Cumhurbaşkanlığı Külliyesi’nde açıkladı.
Yeni OVP (2025-2027), Resmi Gazete’de yayımlandı: Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın onayıyla; Hazine ve Maliye Bakanlığı ile Strateji ve Bütçe Başkanlığınca hazırlanan OVP’nin onaylanmasına ilişkin Cumhurbaşkanı Kararı, Resmi Gazete’nin mükerrer sayısında yayımlandı. İlk yıla yönelik uygulanacak politikalar ve somut tedbirler de 2025 Yılı Cumhurbaşkanlığı Yıllık Programı’nda ayrıntılı yer alacak. 12. Kalkınma Planı’nın (2024-2028) hedefleriyle uyumlu yeni OVP, 2025-2027 yıllarını kapsayacak şekilde güncellendi.
2023 yılında açıklanan önceki OVP’de (2024-2026), 2024 yılı büyüme oranı %4 olarak öngörülürken yeni OVP’de (2025-2027) %3.5 olarak revize edildi, 2026’da tek haneli enflasyona ulaşma hedefi ise korundu. Büyüme hedefi önceki OVP’de 2025’te %4.5, 2026’da %5 iken; yeni OVP’de; 2025’te %4, 2026’da %4.5, 2027’de %5 oldu.
Enflasyon hedefi; önceki OVP’de 2024’te %33, 2025’te %15.2, 2026’da %8.5 iken; yeni OVP’de 2024’te %41.5, 2025’te %17.5, 2026’da %9.7, 2027’de %7 revize edildi.
İhracat hedefleri; önceki OVP’de 2024’te 267, 2025’te 283.6, 2026’da 302.2 milyar dolar iken; yeni OVP’de bu hedefler; 2024’te 264, 2025’te 279.6, 2026’da 296.1 milyar dolar öngörüldü.
Yeni OVP revizyonu daha gerçekçi ve makul bulunarak iş dünyası ve ekonomiye moral verdi.

YENİ OVP’NİN AMACI
Makroekonomik politikaları belirlemek, temel ekonomik büyüklükleri, gelir-gider tahminlerini, bütçe dengesini ve borçlanma durumunu ele almak. OVP, ayrıca kamu idarelerinin ödenek teklif tavanlarını da içeriyor.
Ekonomik istikrarı ve sürdürülebilir büyümeyi desteklemek için belirlenen makroekonomik politika çerçevesi ve hedefleriyle öncelikli reform alanlarını ve takvimini ortaya koyan OVP, önümüzdeki üç yıllık dönemde Türkiye ekonomisinn yol haritasını oluşturacak. Daha kapsayıcı bir politika seti oluşturmak hedefiyle güncellenen OVP ile Türkiye’nin istikrarını ve kalkınmasını sağlayacak, refahını artıracak politikalar hayata geçirilmeye devam edilecek.

Cumhurbaşkanı Yardımcısı Cevdet Yılmaz’ın açıklamaları özetle şöyle:
YENİ OVP ile ÖNCEKİ OVP
• Geçen yıl Eylül’de uygulamaya konulan OVP (2024-2026) çerçevesinde son bir yıl değerlendirdildiğinde; temel makroekonomik göstergelerdeki öngörü ve hedefler önemli oranda gerçekleşti, mevcut tahminler büyük oranda geçerliliğini koruyor. Öngörülen takvime uygun dezenflasyon sürecinin etkileri 2024 yılı Haziran’ından itibaren başladı ve enflasyon oranında bugüne kadar 23.5 puanlık bir düşüş kaydedildi, bu sürecin devam etmesi bekleniyor.
• Büyüme kompozisyonundaki dengelenmeyle birlikte cari işlemler dengesi, beklentilerin de altında gerileyerek olumlu bir tablo çizdi.
• İstihdamda iktisadi faaliyetteki dengelenme eğilimine rağmen, işsizlik oranları hedeflerin de ötesinde bir iyileşme gösterdi.
• Kamu harcamalarında etkinlik ve verimlilik arttıkça, bütçe açığı da tahminlerden daha olumlu bir seyir izledi, bu da kamu maliyesinin sürdürülebilirliğine katkı sağladı.
Makroekonomik göstergelerdeki bu olumlu gelişmeler, yatırımcıların Türkiye’ye bakışını da olumlu yönde etkiledi, kredi notları ve ulusal rezervler artarken, ülkenin risk primi düştü. Bu sonuçlar, 2024-2026 OVP’si kapsamında uygulanan politikaların etkinliğini ve ekonomi üzerindeki olumlu sonuçlarını net bir şekilde ortaya koyuyor.

OVP ve TÜRKİYE EKONOMİSİ
• Türkiye ekonomisi geçen yılki %5.1’le birlikte 14 yıl boyunca kesintisiz büyüme sürecini devam ettiriyor, bu yılın ilk yarısında ise milli gelir büyümesi %3.8 gerçekleşti. Yurt içi talebin büyümeye katkısı geçen yıla göre önemli oranda azaldı, ancak net mal ve hizmet ihracatı büyümeye pozitif katkı sağladı, geçen yıl sanayi sektörü küresel sıkılaştırıcı politikalardan daha fazla etkilendi ve milli gelir büyümesinden daha yavaş büyüdü, ancak alınan önlemlerle ekonomide dengeli bir büyüme kompozisyonu yakalandı.
Enflasyonla mücadelede dezenflasyon dönemine girildi. Ağustos itibarıyla birikimli TÜFE artış oranı bir önceki yılın aynı dönemine göre gerileyerek %52 kaydedildi. Bu gelişme dezenflasyon sürecinin etkili olmaya başladığını gösteriyor, bu eğilimin Eylül ayı ve sonrasında da devam etmesi bekleniyor.
• Son bir yılda istihdam artış gösterdi ve işsizlik geriledi, geçen yılın ikinci çeyreğinde 31 milyon 556 bin olan istihdam, bu yılın ikinci çeyreğinde 32 milyon 661 bine ulaştı. Son bir yılda, 1 milyon 105 bin ilave istihdam imkanı oluştu. Geçen yılın ikinci çeyreğinde %9.7 olan işsizlik oranı, bu yılın ikinci çeyreğinde %8.8’e geriledi.
• Geçen yılın Aralık ayı itibarıyla cari işlemler açığının milli gelire oranı %4’lere düştü ve 45 milyar dolarlık bir cari açıkla yıl kapatıldı, Haziran 2024 itibarıyla cari işlemler açığı daha da gerileyerek milli gelirin %2.2’sine kadar düştü, 24.8 milyar dolar seviyesine ulaşıldı.
KKM’de düşüş: Geçen yıl Ocak’ta Türk lirası mevduatlarının toplam mevduatlar içindeki payı %39 seviyesinde. Bu oran 2024 Ağustos’ta yaklaşık %54 seviyesine yükseldi. Geçen yılın ortalarında Kur Korumalı Mevduat’ın (KKM) toplam mevduatlar içindeki payı %28’i aştı. Ancak bu oran hızla geriledi, Ağustos 2024’te %10 seviyesine kadar düştü, KKM bakiyesi zirve yaptığı dönemde 3.4 trilyon Türk lirası seviyesine ulaştı, bugünse 1.6 trilyon Türk lirasına indi. Dolar bazında da geçen yıl KKM’nin en yüksek seviyesi 140 milyar dolar oldu, bu rakam 47.8 milyar dolara düştü.
Türk lirası güçleniyor: Geçen yılın Ocak’ında %44.4 seviyesinde olan yabancı para mevduatlarının payı, 2024 Ağustos’unda %36.3’e geriledi. Türk lirasının güçlenmesi ve milli para birimine güvenin artması, enflasyonla mücadele ve makroekonomik istikrarın sağlanmasında önemli bir gelişme. Brüt uluslararası rezervler, 26 Mayıs 2023’te 98.5 milyar dolar seviyesinden 23 Ağustos 2024’te 150.4 milyar dolara yükseldi. 52 milyar dolara ulaşan bu artış ekonominin dış şoklara karşı dayanıklılığını arttırmak bakımından olumlu bir gelişme.
Risk priminde düşüş: Aynı süreçte risk primi düştü; 2023 Mayıs’ta 703 baz puanlara kadar yükselmişken 3 Eylül 2024 itibarıyla 283 baz puana geriledi, bu düşüş uluslararası piyasalarda Türkiye’ye olan güvenin arttığını ve risk algısının önemli ölçüde azaldığını gösteriyor. Dış finansmana erişimi kolaylaştıran ve dış finansmanın maliyetini düşüren bu gelişmenin daha ileri noktalara taşınması hedefleniyor. Rezervlerdeki artış risk primindeki düşüş ve Türk lirası mevduatlarının artışı ekonomi politikalarının doğru yönde ilerlediğinin ve piyasalarda olumlu yansımalar oluşturduğunun somut göstergeleri. Deprem harcamaları düşüldüğünde 2023 bütçe açığı %1.6 seviyesine kadar geriledi.

YENİ OVP’NİN MAKROEKONOMİK POLİTİKA ÇERÇEVESİ
• 2025-2027 dönemi programının temel amacı, enflasyonun kademeli olarak tek haneli seviyelere düşürülmesi, büyüme potansiyelinin dezenflasyon süreciyle uyumlu yükseltilmesi, yapısal reformlarla verimliliğe dayalı yatırım, istihdam, üretim ve ihracatın artırılması, sağlanacak refah artışıyla gelirin toplumun tüm kesimlerine daha adil bir şekilde dağıtılması. Bu hedefler doğrultusunda, para, maliye ve gelirler politikalarının güçlü bir şekilde eşgüdümü sağlanacak ve enflasyonla mücadele öncelikli bir alan olarak ele alınacak.
• Yeni OVP dönemiyle birlikte, ekonominin sürdürülebilir büyüme ve istikrar hedeflerini gerçekleştirmek üzere atılacak adımlar ve öncelikler belirleniyor. Bu bağlamda, büyümenin kaynaklarında, beşeri sermayenin güçlendirilmesi, sabit sermaye yatırımlarının artırılması ve toplam faktör verimliliğinin yükseltilmesi öncelikli olacak.
• Yapısal reformlarla verimliliğe dayalı yatırım, istihdam, üretim ve ihracatın artırılması; kritik stratejilerden. Bu reformlar, ekonominin temel yapısını güçlendirerek daha verimli bir üretim ve ticaret ortamı oluşturacak. Orta ve uzun vadede, bu reformların katkısıyla Türkiye ekonomisinin, orta-üst gelir grubundan yüksek gelirli ülkeler grubuna çıkarılması hedefleniyor.
• Bir yandan depremin yaraları sarılırken diğer yandan dirençli şehirler oluşturulması hedefleniyor yanı sıra gelirin tüm kesimlere adil bir şekilde dağılımı sağlanarak toplumsal refahı kalıcı bir şekilde arttırılmak isteniyor. Temel amaç; ekonomik büyümenin herkes için eşit fırsatlar sunması ve toplumun tüm kesimlerine yayılmasını sağlamak.
Kadınların ve gençlerin ekonomiye katılımının arttırılması: Tüm politikalar, insan odaklı kalkınma anlayışıyla şekillendiriliyor. Demografik fırsat penceresinden azami düzeyde faydalanılması, kadınların ve gençlerin ekonomiye katılımının arttırılması da kritik hedefler arasında. Bu, uzun vadeli ekonomik büyüme için büyük bir potansiyel sunuyor.  Yeni OVP dönemi, Türkiye’nin ekonomik yapısını güçlendirmek ve sürdürülebilir kalkınma hedeflerine ulaşmak için atılacak önemli adımları kapsıyor.  Programın tüm bu strateji ve hedefleri, ülkenin refah seviyesini yükseltecek ve küresel arenada rekabet gücünü artıracak.

KÜRESEL GÖRÜNÜMÜN TÜRKİYE’YE ETKİSİ
• Dünya ekonomisi 2023’te %3.3 büyüdü, 2024’te büyüme hızı biraz yavaşlayarak %3.2 seviyesine geriledi. 2025-2027 yılları arasında ise küresel büyümenin%3.1 ila %3.3 arasında önemli oranda yatay seyretmesi bekleniyor. Dünyadaki ekonomik aktivitenin tarihsel ortalamaların altında olduğu görülüyor. Özellikle Avro Bölgesi ve ABD ekonomilerinde büyüme oranlarının daha düşük seviyelerde olması bekleniyor. Avro Bölgesi için büyüme oranının %0.5’ten %1.3’e yükselmesi ve ABD’de ise %2.5’ten %2.1’e gerilemesi bekleniyor. Çin ve Hindistan hariç gelişmekte olan ekonomiler içinse büyüme oranlarının 2023’te %3.5’ten başlayıp 2027’de %3.9 seviyesine çıkması bekleniyor. Bunlar, küresel büyümenin motoru olarak kalmaya devam edecekler.
• Küresel ticaret hacminde 2023’te ticaret durma noktasına geldi, %0.3 ile büyüdü, 2024’le birlikte ticarette %3 büyüme oldu, izleyen yıllarda ise %3 ila %3.4 aralığında büyüme hızı bekleniyor, geçen yıla oranla daha olumlu bir perspektif bulunuyor.
• Bu gelişmelerin Türkiye’ye etkisine gelince; küresel büyüme tahminlerinde AB’nin ve MENA denilen Orta Doğu ve Kuzey Afrika bölgesinin ön plana çıktığı görülüyor. AB’nin ticaretteki payı %40’ın üzerinde, MENA bölgesinin payı %20 civarında. Bu iki bölge Türkiye’nin toplam ticaretinin %60’ından fazlasını ifade ediyor. Her iki bölgenin de önümüzdeki yıllardaki büyüme perspektifine bakıldığı zaman olumlu bir seyir görülüyor. AB’nin büyümesinin 2024’te %1.2’ye ve 2025’te %1.8’e yükselmesi bekleniyor. MENA bölgesi ise 2 katına çıkan bir büyüme oranına sahip. Bu durum Türkiye’yi dış talep anlamında destekleyecek.
• Küresel finansal koşullarda gelişmekte olan ülkeler ve Türkiye’yi olumlu etkileyecek bir görünüm var. Gerek Amerika, gerekse Avrupa merkez bankalarının gelecek dönemde faiz azaltacaklarına dair beklentiler güçlendi. Genel eğilim, faizlerin düşmesi yönünde olacak. Bu da küresel likidite koşullarını olumlu yönde etkileyecek ve gelişmekte olan ülkelere dönük finans akımlarını olumlu yönde etkileyecek diye düşünülüyor ve Türkiye olarak bundan da istifade edileceğine inanılıyor. Küresel emtia fiyatlarında da Türkiye için olumlu bir perspektif oluştu. Türkiye, ithalatçı bir ülke, emtia fiyatlarının normalleşmesi Türkiye için kıymetli.

YENİ OVP’NİN TEMEL HEDEFLERİ
• 2023’te Gayri Safi Yurt İçi Hasıla büyümesi, %5.1 gerçekleşmişti. Bu büyüme oranı, Pandemi sonrası toparlanmanın etkilerini ve Türkiye ekonomisinin direncini yansıtıyor. Ancak, yüksek enflasyon riskinin bertaraf edilmesi ve dengelenme süreci, daha ılımlı ve sürdürülebilir bir büyüme sürecini gerektiriyor. Bu çerçevede, 2024’te bölgede artan jeopolitik gerilimlerin de etkisiyle, bir taraftan da istikrar programının etkisiyle, büyümenin %3.5 gerçekleşmesi bekleniyor. Önceki OVP’ye göre bu, 0.5 civarında bir revizyonu ifade ediyor. Geçen yıl %4 olan tahmin, bu yıl sonu itibarıyla %3.5 olarak revize edildi. 2025’te büyüme oranının toparlanarak %4 seviyesine ulaşması bekleniyor. Bu dönemde, ekonomik reformlar ve yapısal düzenlemelerin etkisiyle, büyümenin tekrar hız kazanacağı öngörülüyor. 2026 ve 2027’de ise büyüme oranlarının sırasıyla %4.5 ve %5 seviyelerine çıkması planlanıyor. Bu hedefler, ekonominin potansiyel büyüme kapasitesine ulaşmasını ve uzun vadede istikrarlı bir büyüme eğilimini yakalamasını amaçlıyor.
• Bu büyüme patikası, enflasyonist baskı oluşturmadan, sürdürülebilir ekonomik kalkınmayı hedefleyen bir yaklaşımla oluşturuldu, dezenflasyon süreciyle uyumlu oldu, kısa vadede enflasyonla mücadele büyüme üzerinde geçici etkiler yapsa da orta ve uzun vadede bu iki hedef arasında bir çelişki görülmüyor. Enflasyonun düştüğü bir ortam, aynı zamanda öngörülebilirliğin arttığı, yatırım ortamının iyileştiği, dolayısıyla sürdürülebilir büyümenin de zemininin güçlendiği bir ortam olacağı ifade ediliyor. Böyle bir ortamda ekonomide dengeli ve istikrarlı bir büyüme sağlamak, hem iç piyasalarda hem de küresel alanda Türkiye’nin rekabet gücünü artıracak, ekonomik refahı sürdürülebilir kılacağı öngörülüyor.
Yeni OVP dönemi, dengeli bir büyüme stratejisiyle, Türkiye’nin ekonomik hedeflerine ulaşmasına katkıda bulunmayı amaçlıyor. Bu doğrultuda, büyüme oranlarını optimize ederek, hem enflasyonla mücadele sürdürülecek hem de ekonomik büyüme desteklenecek. 2024 itibarıyla Türkiye’nin ekonomik büyüklüğünün, 44.2 trilyon liraya çıkması bekleniyor, nominal dolar bazında ise beklenti 1 trilyon 331 milyar dolar, bu da dolar bazında rekor seviyede ekonomik büyüklüğe tekabül ediyor.
Kişi başına gelirin 2024 sonu itibarıyla 15 bin 551 dolara yükselmesi bekleniyor. Dönem sonundaysa 83 trilyon lira ekonomik büyüklük, 1 trilyon 774 milyar dolarlık bir ekonomik hacim ve 20 bin 420 dolar yani 20 bin dolar seviyelerine çıkmış bir kişi başına gelir hedefleniyor.
• Milli gelirin uzun dönemli seyrinde; 2002-2023’te 238 milyar dolardan, bugün itibarıyla 1 trilyon 130 milyar dolarlara yükseldiği görülüyor. Yeni hedeflerde bu çok daha yükseklere çıkarılacak. Satın alma gücü paritesine göre uluslararası hesaplardan görülebilen son 20 yıldaki artışın daha ilerilere taşınması amaçlanıyor. Bugün Türkiye ekonomisi nominal dolar bazında 17’nci, satın alma gücü paritesine göre 11’inci büyük ekonomi. Türkiye’nin iddialı hedeflerinin daha da yukarılara çıkarılması isteniyor.
OVP dönemi boyunca toplamda 2.3 milyon ilave istihdam oluşturulması hedefleniyor.
Program’ın en temel amacı enflasyonu düşürmek ve fiyat istikrarını sağlamak. 2023’te küresel tedarik zinciri sorunları, enerji fiyatlarındaki dalgalanmalar ve iç talep koşulları dahil pek çok olumsuz gelişmenin etkisiyle, enflasyon %64.8 seviyesinde gerçekleşti. Uygulamaya konulan sıkı para ve maliye politikalarıyla 2024 için enflasyonun %41.5’e gerileyerek, enflasyonla mücadelede önemli mesafe katedilmesi bekleniyor. 2025’te hedef %17.5’e revize edildi. 2026’da tek haneli enflasyon hedefi korunuyor, %9.7’ye düşmesi, 2027’deyse %7’ler civarına düşmesi öngörülüyor.
Özellikle, yüksek katmadeğerli üretimi hedefleyen yeni sanayi politikasıyla ihracatın artırılması, enerji gibi kritik sektörlerde ithalat bağımlılığının azaltılması ve dış ticaretin optimize edilmesi, cari açığın sürdürülebilir bir seviyeye çekilmesinde kritik rol oynamakta. Bu hedefler, Türkiye’nin ekonomik yapısını güçlendirme ve dış ticaret dengesini sağlama kararlılığını yansıtmakta.
• Dış ticaret verilerine bakıldığında, 2024 sonunda ihracatın 264 milyar dolar olması, dönem sonunda ise 320 milyar dolara yakın seviyede ihracat bekleniyor. İthalatın yıl sonu itibarıyla 345 milyar dolardan OVP dönemi sonunda 417 milyar dolar seviyesine çıkması bekleniyor.
• Yıl sonu itibarıyla 60 milyar dolara yakın turizm geliri bekleniyor, dönem sonundaysa bunun 74 milyar dolara yükselmesi hedefleniyor.
• Cari işlemler dengesinde 2024 sonu itibarıyla 22 milyar dolar seviyesinde bir açık ve dönem sonunda da aynı seviyelerde kalacağı öngörülüyor. Milli gelir arttığı için oran olarak çok ciddi düşüş bekleniyor.
•2024’te bütçe açığının bu yıl bütçede öngörülen %6.4’lük hedefin altında, milli gelire oranla %4.9 düzeyinde gerçekleşmesi bekleniyor. Bütçe açığının, 2025’te %3.1 olarak gerçekleşmesi hedefleniyor, milli gelire oranının, OVP döneminde kademeli azalarak, 2027’de %2.5 düzeyine gerilemesi öngörülüyor.
• Kamu altyapı yatırımlarının etkinleştirilmesi ve tarımda verimliliğin ve üretimin artırılması, büyümeyi destekleyen diğer önemli faktörler. Bu kapsamda OSB ve Küçük Sanayi Siteleri (KSS) gibi planlı sanayi alanlarının artırılması, sanayi üretim bölgelerinin iltisak hatları aracılığıyla limanlara ve ana ticaret yollarına bağlanmasını öncelikli görülüyor. Sulama yatırımları önceliklendiriliyor.
Ödemeler dengesinde atılacak adımlar: Ekonominin dış ticaret dengesini iyileştirmek için ürün ve pazar çeşitlendirmesi stratejisi büyük önem taşıyor. Etkin ticaret diplomasisi, uluslararası ticaret ilişkilerinin güçlendirilmesi ve yeni pazar fırsatlarının değerlendirilmesi için kritik unsur. Ticaretin kolaylaştırılması ve ihracatın finansmanı, ihracat süreçlerinin daha verimli hale getirilmesi ve ihracatçılara finansal destek sağlanması yoluyla dış ticaret hacminin artırılmasına katkıda bulunacak. İthalat bağımlılığının azaltılması, özellikle stratejik sektörlerde yerli üretimi teşvik ederek cari açığın azaltılmasını hedefliyor. Hizmet ihracatının geliştirilmesi, ihracatta yeşil ve dijital dönüşümün desteklenmesi, hizmet sektöründe rekabet gücünü artıracak ve sürdürülebilir ihracat stratejilerinin benimsenmesini sağlayacak.
İş ve yatırım ortamı konusunda hedef; Türkiye’yi yerli ve yabancı yatırımcılar için daha cazip hale getirmek. İş ve yatırım süreçlerinin iyileştirilmesi, bürokratik engellerin azaltılması ve yatırım süreçlerinin hızlandırılmasıyla mümkün. Düzenleyici çerçevenin iyileştirilmesi, iyi işleyen, hızlı işleyen bir adalet sistemiyle iş dünyasının daha öngörülebilir ve istikrarlı bir ortamda faaliyet göstermesini sağlayarak yatırımlar teşvik edilecek. Rekabetçi yeni yatırımların tesisi; yeşil, dijital ve tedarik zinciri odaklı yatırımların artırılması, ekonominin geleceğin trendlerine ve küresel rekabet koşullarına uyum sağlaması açısından önemli. Bu tür yatırımlar, çevresel sürdürülebilirliği ve ekonomik büyümeyi destekleyecek.
Kamu maliyesinde sürdürülebilir ekonomik büyüme ve mali disiplin hedeflerine ulaşmak için uygulanacak politika araçları: Devletin mali yapısını güçlendirmek ve kamu harcamalarının etkinliğini artırmak için bir dizi reform öngörülüyor. İlk öncelik; harcamalarda etkinlik sağlanması. Etkin harcama politikası, bütçe açığını kontrol altında tutarak mali disiplini sağlamak için kritik bir rol oynayacak.
Vergilemede adalet ve etkinlikse vergi politikalarının daha adil ve etkili uygulanmasını amaçlıyor. Ekonomideki kayıt dışı faaliyetlerin minimize edilmesi ve denetimlerin daha etkin gerçekleştirilmesi hedefleniyor.
Kamu İktisadi Teşebbüsleri Yönetim Reformu, kamu teşebbüslerinin daha verimli ve rekabetçi bir yapıya kavuşturulmasını hedeflerken, sosyal güvenlik sisteminin mali sürdürülebilirliği ise uzun vadede sosyal güvenlik harcamalarının bütçe üzerindeki yükünü azaltmayı ve sistemin kendi içinde sağlıklı işlemesini amaçlıyor.
Bu kapsamlı reform ve politikalar, OVP 2025-2027 dönemi boyunca kamu maliyesi alanında disiplinli, etkin, güçlü ve sürdürülebilir bir yapı oluşturmayı hedefliyor. Belirlenen hedefler doğrultusunda atılacak adımlar, Türkiye’nin ekonomik istikrarını ve toplumsal refahını artıracak, daha adil ve kapsayıcı bir büyüme modeli oluşturacak.

OVP REFORMLARI ÖNGÖRÜ TAKVİMİ BÜYÜME VE TİCARET
Sanayide Yapısal Dönüşüm: 2025 1. çeyreğinde; Teknoloji Odaklı Sanayi Hamlesi Programı kapsamında kritik ürün ve teknolojilerin yerli imkanlarla geliştirilmesi ve üretilmesi için yeni program çağrılarına çıkılacak. 2025 4. çeyreğinde; ülke ölçeğinde sanayi büyüme havzaları belirlenerek altyapısı hazır planlı sanayi alanları genişletilecek.  2025 2. çeyreğinde; Yatırım Taahhütlü Avans Kredisi (YTAK) programı üretken sektörlerde ihracatı destekleyici ve yüksek katmadeğerli ürün gruplarına yönelik mevcut yatırım teşvik sistemiyle bütünleşik bir biçimde seçici ve odaklı olarak daha etkin uygulanacak.
Ar-Ge ve Yenilik Ekosistemi: 2025 2. çeyreğinde; büyük ölçekli özel sektör Ar-Ge merkezleri ve teknopark firmalarının yeni teknoloji alanlarına odaklanmalarını ve öncü çıktılar üreterek rekabetçiliklerini güçlendirmelerini sağlayacak uzmanlaşma modeli hayata geçirilecek. 2025. 4. çeyreğinde; yüksek teknolojili imalat sanayii sektörleri ile bilişim sektörlerinde büyüme potansiyeline sahip KOBİ’ler ve Turcorn olma potansiyeline sahip girişimler, kapasite gelişimi ve küresel seviyede rekabetçilik hedefiyle daha odaklı ve yoğun desteklenecek.
Yeşil Dönüşümün Hızlandırılması: 2025. 4. çeyreğinde; Avrupa Yeşil Mutabakatı ve SKDM’nin (Sınırda Karbon Düzenleme Mekanizması) sektörlere etkileri değerlendirilecek, AB düzenlemelerinden etkilenecek sektörler için düşük karbonlu sektörel yol haritaları tamamlanacak.  2025. 4. çeyreğinde; Ulaştırma Net Sıfır Emisyon Stratejisi ve Eylem Planı hazırlanarak uygulamaya konulacak. 2025. 4. çeyreğinde; SKDM etkilerini en aza indirmek ve düşük karbonlu ekonomiye geçişi desteklemek amacıyla sera gazı emisyonlarının azaltılmasına yönelik karbon fiyatlandırma mekanizması tesis edilecek.  2025 4. çeyreğinde; lojistik sektöründe yüksek kapasiteli şarj istasyonları ulusal planı ortaya konulacak. 2025. 2. çeyreğinde; Ulusal Yeşil Taksonomi oluşturulacak. 2025 1. çeyreğinde; döngüsel ekonomi yaklaşımıyla uyumlu, kaynak verimli ve düşük karbonlu üretimi amaçlayan yatırımlar Yeşil Dönüşüm Destek Programı kapsamında desteklenecek. 2025 2. çeyreğinde; Yeşil Finans Stratejisi ve Eylem Planı uygulamaya konulacak. 2025 4. çeyreğinde; 5G Yol Haritası belirlenecek, uygulama planı hazırlanacak.
Dijital Dönüşüme Geçişin Desteklenmesi: 2025 4. çeyreğinde; Ulusal Veri Stratejisi ve Eylem Planı hazırlanarak uygulamaya konulacak. 2025 1. çeyreğinde; Dijital Devlet Stratejisi ve Eylem Planı hazırlanarak uygulamaya konulacak. 2025 3. çeyreğinde; Siber Güvenlik Stratejisi ve Eylem Planı hazırlanarak uygulamaya konulacak.  2025 1. çeyreğinde; Elektronik Veri Araştırma Merkezi (E-VAM) Projesi hayata geçirilecek.
Kamu Altyapı Yatırımlarının Etkinleştirilmesi: 2025 4. çeyreğinde; sanayi bölgeleri ve limanların mevcut demiryolu ağına bağlantısını sağlamak üzere önceliklendirilmiş iltisak hatları programı tamamlanacak.
Tarımda Verimliliğin ve Üretimin Artırılması: 2025 4. çeyreğinde; Organize Tarım Bölgeleri’nin (OTB) sayısı artırılacak.
İthalat Bağımlılığının Azaltılması: 2025 2. çeyreğinde; Dahilde İşleme Rejimi’nin öncelikli hedef ürün ve sektör kapsamına ilişkin düzenleme yapılacak. 2025 2. çeyreğinde; Türkiye Kritik ve Stratejik Hammaddeler Stratejisi hazırlanacak.
Beşeri Sermaye ve Beceri Uyumu: 2025 3. çeyreğinde; savunma sanayii, yapay zeka, siber güvenlik, temiz ve sürdürülebilir enerji ile uzay teknolojileri gibi stratejik alanlarda nitelikli işgücü yetiştirmeye yönelik kamu-üniversite-özel sektör işbirliği programları hayata geçirilecek.

FİYAT İSTİKRARI VE FİNANSAL İSTİKRAR
Finansal Teknolojilerin Geliştirilmesi: 2025 4. çeyreğinde; Merkez Bankası Dijital Türk Lirası Araştırma Geliştirme Projesi’nin ikinci faz pilot bulguları doğrultusunda dijital Türk Lirası’nın geliştirilmesine yönelik çalışmalar yürütülecek.
Tasarrufların Artırılması: 2025 4. çeyreğinde; Otomatik Katılım Sistemi’nin (OKS) işverenlerin de katkısı ile ikinci basamak emeklilik sistemine dönüşeceği tamamlayıcı emeklilik sistemi kurulacak.

KAMU MALİYESİ
KİT Yönetişim Reformu: 2025 1. çeyreğinde; KİT Yönetişim Reformu’na yönelik düzenlemeler yapılacak.

İŞ VE YATIRIM ORTAMI
İş ve Yatırım Süreçlerinin İyileştirilmesi: 2025 1. çeyreğinde; Yatırımcıların faydalanması için uygun yatırım yerlerini içeren yatırım yeri envanteri oluşturulacak.
Düzenleyici Çerçevenin İyileştirilmesi: 2025 3. çeyreğinde; yeni ihtisas mahkemeleri oluşturulacak. 2025 4. çeyreğinde; Piyasa Gözetim ve Denetim Kurumu kurulacak.
Rekabetçi Yeni Yatırımların Tesisi: 2025 4. çeyreğinde; imalat sanayiine yönelik büyük ölçekli ve stratejik yatırımların yatırım yeri tahsis süreçlerinin hızlandırılması amacıyla yeni tahsis modelleri geliştirilecek.
*Kanun olarak belirtilenler TBMM gündemine sunulacak olan teknik ve idari çalışmaların tamamlanacağını ifade etmekte.

“Orta Vadeli Program’a güvenimiz ve desteğimiz tam”
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, sosyal medya hesabından yaptığı açıklamada; 2025-2027 Orta Vadeli Program’ın (OVP) Türkiye ekonomisi için büyük önem arz ettiğini belirterek, “Bir yandan enflasyonla kararlı bir şekilde mücadele ederken, diğer yandan yatırımı, üretimi, istihdamı, ihracatı ve büyümeyi önceleyen; tarımı, sanayiyi, yüksek teknolojiyi, turizmi ve birçok farklı sektörü güçlendirecek olan OVP’ye güvenimiz ve desteğimiz tamdır. Hükümet olarak OVP kapsamında belirlediğimiz hedeflere ulaşmak, vatandaşımızın refahını artırırken sağlam temellere dayalı ekonomimizin gelecek nesillerimiz için de sürdürülebilirliğini temin etmek amacıyla durmaksızın çalışmaya devam edeceğiz” diye konuştu.

Teşvik sisteminde kapsamlı değişiklik hazırlığı

Ekonomi yönetimi soruları yanıtladı: Ekonomi yönetimi, 2025-2027 dönemi Orta Vadeli Program’ın (OVP) Cumhurbaşkanı Yardımcısı Cevdet Yılmaz tarafından Cumhurbaşkanlığı Külliyesi’nde açıklanmasının ardından soruları yanıtladı.
Sanayi ve Teknoloji Bakanı Mehmet Fatih Kacır, ekonomide sağlıklı ve sürdürülebilir büyüme, küresel rekabet gücü artışı ve ithalat bağımlılığının azaltılması için etkin bir sanayi politikası çerçevesinde yapısal dönüşüm adımlarının atılmasının önemli olduğunu ve OVP’de  de bu adımlara güçlü şekilde yer verildiğini söyledi. Bakan Kacır, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın açıkladığı HIT-30 Yüksek Teknoloji Yatırım Programı’nın bugüne kadar Türkiye Cumhuriyeti tarihinde açıklanmış en kapsamlı ve en büyük ölçekli yatırım teşvik programı olduğunu, Merkez Bankası’yla hayata geçirdikleri, bankanın üç yılda 300 milyar lira kaynak sağladığı Yatırım Taahhütlü Avans Kredisi Programı’nı da tümüyle 284 yüksek teknoloji ürünü ve 261 yenilikçi teknoloji başlığına odakladıklarını, Teknoloji Odaklı Sanayi Hamlesi Programı ile de Ar-Ge’den seri üretime kadar TÜBİTAK, KOSGEB ve Bakanlık yatırım teşviklerini tek pencereden yüksek ve orta yüksek teknolojili ürünlere yönelik sunduklarını, Yeşil ve Dijital Dönüşüm Destek Programı ile Türkiye’de ikiz dönüşümü hızlandırmayı amaçladıklarını, verimliliği artırmak için planlı sanayi alanlarının gelişiminin en önemli çalışma alanlarından biri olduğunu bildirdi: “Resmi Gazete’de yayınlanan reform niteliğinde değişimler içeren Organize Sanayi Bölgeleri (OSB) Yönetmeliği’nde attığımız adımlarla önümüzdeki dönemde hem OSB’lerde altyapı kurulumlarını hızlandıracağız hem de sanayicilerimizin OSB’lerde yatırım yerine erişimini daha kolay ve mümkün hale getireceğiz. Ar-Ge’ye yönelik faaliyetlerin TÜBİTAK ve KOSGEB gibi kurumlarımız eliyle güçlü şekilde desteklenmesi, KOBİ’lerin dayanıklılığının verimlilik odaklı yaklaşımlarla yükseltilmesi, teknoloji girişimciliğinin yükseltilmesi de önemli çalışma alanlarımızdan olacak. Teşvik sisteminde kapsamlı bir değişiklik hazırlığı içindeyiz ve burada da yine verimliliği artırıcı yaklaşımları esas alacağız. Beşeri sermaye sanayi politikalarımızın ana unsuru olmaya devam edecek ve önümüzdeki dönemde Milli Eğitim Bakanlığımız ve OSB’lerimiz, sanayicilerimiz arasındaki işbirliğini güçlendirici ve özel sektörün mesleki ve teknik eğitimde sorumluluğunu ve rolünü artırıcı adımları hayata geçireceğiz.”

Yeni hedeflerle dış ticaret açığını azaltmak

Ticaret Bakan Prof. Dr. Ömer Bolat, 2023 yılı gerçekleşmelerinin OVP hedeflerini büyük ölçüde tutturduğunu, 2024 tahminlerinin de gerçekleştiğini, özellikle dış ticaret ve cari işlemler açığının kapanmasındaki olumlu gelişmelerle makroekonomik istikrara, net mal ve hizmet ihracatıyla ekonomik büyüme ve istihdam artışına katkı vermekten memnuniyet duyduklarını söyledi.
Yeni hedeflerle küresel büyümenin ve küresel ticaretin oldukça durgun olduğu bir ortamda dahi hem ihracatta artışa devam etmek hem de ithalatta kural dışı ve haksız rekabete yol açan uygulamalara karşı aldıkları, alacakları tedbirlerle dış ticaret açığını azaltma gayreti içinde olacaklarını vurgulayan Bolat, Ağustos itibarıyla dış ticaret açığında yıllık 78 milyar dolarlık, cari işlemlerde de yıllık 16 milyar dolarlık gerileme olduğunu, bu iyileşme sürecinin devam ettirilmesini hedeflediklerini paylaştı. Bolat, katmadeğerli ihracatı, e-ihracatı artırmaya çalıştıklarını, bu alanlardaki destekleri artıracaklarını, ticaret diplomasisiyle yeni pazarlar bulacaklarını, hizmetler ihracatındaki artışı sürdürüp cari işlemler dengesinin iyileşmesine katkı vereceklerini de sözlerine ekledi.

Vergide adalet
Hazine ve Maliye Bakanı Mehmet Şimşek, vergide adaleti sağlamaya yönelik, özellikle bazı istisnaların gözden geçirilmesi, indirimli oranların gözden geçirilmesi konusundaki çalışmalara gelecek dönemde de devam edeceklerini açıkladı: “Bütçe açığını azaltıyoruz. Gelirler politikası da 2025’te daha destekleyici olacak, maliye politikası dezenflasyona çok güçlü destek sağlayacak. Bizim amacımız, kısa vadede temel hedefimiz önce fiyat istikrarını, sonra kalıcı refah artışını onunla birlikte sağlamak ve bunun daha adil şekilde dağılımıdır.”

“OVP ile TCMB’nin duruşu uyumlu”
Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası (TCMB) Başkanı Fatih Karahan, OVP’deki makro çerçeve ile Banka’nın duruşunun uyumlu olduğunu vurguladı: “Makro çerçeve açısından iyileşmeye baktığımızda bunun önemli bir kısmının harcamalardan geldiğini görüyoruz. Harcamaların milli gelire oranı %27’den önce %25’e, sonra %24’e inecek.”

Yerli doğalgaz ve petrol üretiminde artış hedefi

Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Alparslan Bayraktar, yerli petrol ve doğalgaz üretiminde artış hedeflediklerini açıkladı: “Bu yıl ve 2025’te hedefimiz ham petrol üretimimizi %50 artırarak günlük 200 bin varile, doğalgazdaki üretimimizi 2025’te %50 artırarak günlük 10 milyon metreküpe, 2026’da  %200’lük artışla bugünkü üretime göre günlük 20 milyon metreküpe ulaştırmayı hedefliyoruz. Enerji arz güvenliğini sağlarken dışa bağımlılığı düşürerek cari açıktaki negatif etkiyi azaltmaya gayret ediyoruz.”
Sanayicilerin yeşil dönüşümü için birlikte çözüm arayışlarında Avrupa’ya ihracattaki sınırda karbon düzenlemesi hazırlıklarının enerji politikalarını şekillendirdiğini, yenilenebilir enerjide bu yılı da ilk kez 5 bin megavat üzerinde bitireceklerini, özellikle rüzgar ve güneş kaynaklarını devreye almayı hedeflediklerini paylaşan Bayraktar, enerji sektöründeki reform çalışmalarına da değindi: “Özellikle yenilenebilir enerji, yerli kaynakları ve madenlerimizin devreye alınmasıyla alakalı çok yakın bir zamanda Meclis’in gündemine getirmeyi düşündüğümüz izin süreçlerini kısaltmak suretiyle yatırımcıların bu alandaki önünü de açmaya hedefliyoruz.”


İş Gücü Uyum Programı
Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Vedat Işıkhan, OVP’nin fiyat istikrarına odaklanırken aynı zamanda büyümeyi ve istihdamı da koruyacak tedbirler aldığını söyledi: “İş Gücü Uyum Programı, daha önce Cumhurbaşkanı Yardımcımızın teşrifleriyle hayata geçirdiğimiz ilk defa uyguladığımız çok önemli bir program. Öğrencilerin işgücü piyasasına hazırlanması noktasında önemli bir süreç olacaktır. En fazla 10 ay süreyle 140 fiili işgünü şeklinde planlıyoruz. Bakanlık olarak kadın, genç, engelli istihdamının artırılması en önemli hedeflerimiz arasında. İş Pozitif Kadın İstihdam Projesi’ni de başlattık. Şu anda 460 bine yaklaştı."

Sitemizden en iyi şekilde faydalanmanız için çerezler kullanılmaktadır.