Türkiye’nin sürdürülebilir bir ekonomik gelişmeye geçmesi ve orta gelir düzeyinden kurtulması için tek seçeneği var; ileri teknolojili üretimde dışa bağımlılıktan kendini bir an evvel kurtarması. Bu nedenle sanayi üretimini bu yönde yeniden yapılandırmamız kaçınılmaz olmuştur. Mevcut durum şöyledir: Teknoloji yoğunluğuna göre dış ticaret verileri, ISIC Rev.3 (ISIC-Uluslararası Standart Sanayi Sınıflaması) sınıflaması içinde yer alan imalat sanayi ürünlerini kapsamaktadır. ISIC Rev.3’e göre imalat sanayi ürünlerinin toplam ihracattaki payı yüzde 92.9’dur. Yüksek teknoloji ürünlerinin imalat sanayi ürünleri ihracatı içindeki payı yüzde 2.7, orta yüksek teknolojili ürünlerin payı ise yüzde 33.6’dır.
Diğer yandan imalat sanayi ürünlerinin toplam ithalattaki payı yüzde 77.5’tir. Yüksek teknoloji ürünlerinin imalat sanayi ürünleri ithalatı içindeki payı yüzde 15.8, orta yüksek teknolojili ürünlerin payı ise yüzde 42.2’dir. Sanayi ürünleri ithalatını ikame edecek ve ekonomiye 100 milyar doların üzerinde katkı sağlayacak bir ‘yerlileştirme’ atılımı, hem güncel, hem de tarihsel zorunluluklar bağlamında gelip Türkiye’nin kapısına dayanmıştır.
Bunu gördük ve harekete geçtik. On yıllık bir seferberlik yaşacağız. “Türkiye tutulamaz” sözü ancak bunu başardığımız zaman anlam kazanacak.
YERLİLEŞTİRME ‘POLİTİKA’ OLUYOR
“Yerlileştirme Yürütme Kurulu” adıyla ve Bakanlar Kurulu kararıyla yeni bir yapılanmaya gidildi. Karar 24 Ocak 2018 tarihli Başbakanlık Genelgesi ile duyuruldu. Kurulan yapı, Türkiye sanayisinin ithalat bağımlılığını azaltmak, rekabet gücünü artırmak üzere çalışacak. Bu kapsamda ‘Yerlileşterme Programları’nı hayata geçirecek olan Kurul, Ekonomiden Sorumlu Başbakan Yardımcısı başkanlığında; Bilim, Sanayi ve Teknoloji, Ekonomi, Gümrük ve Ticaret, Kalkınma ve Maliye Bakanları’ndan oluşuyor. Kurulun gündem konularına göre ilgili bakanlıklar da çalışmalara katılabilecekler. Kurulun sekretarya hizmetleri; Bilim, Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı Müsteşarı tarafından gerçekleştirilecek.
YERLİLEŞTİRME KONSEPTİ
“Yerlileştirme Yürütme Kurulu” çalışmaları ile varılmak istenen hedefler şu şekilde tanımlandı:
- Ortak akıl oluşturulması,
- Yurtiçi sanayimizin uluslararası pazarlara entegre olarak geliştirilmesi,
- Orta-yüksek ve yüksek teknolojili ürünlerin sanayi ve ihracatımız içerisindeki payının arttırılması.
Kurula ilgili tüm bakanlıklar ile kamu kurum ve kuruluşları katkı vermekle yükümlü olacaklar.
YERLİLEŞTİRME KURULU’NUN ÇIKIŞ NOKTASI
Türkiye ekonomisi sürekli dış ticaret açığı vermekte, bu olgu kırılganlık yaratmaktadır. Hükümet, “Yerlileştirme Yürütme Kurulu”nu kurmakla dış ticaret açığını düşürmek istemektedir. Bunun ayaklarından biri, ithal ara malı ihtiyacını azaltmaktır. Türkiye’nin ihracat ürünlerinin yüzde 67’sini oluşturan ithal ara ürünlerin yerli KOBİ’lerce üretilmesi hedeflenmiştir. İlk aşamada 5 sektördeki seçilmiş 43 ürününün yerlileştirilmesi programlanmıştır.
Odaklanılan 5 sektör şunlardır: Kimya ve ilaç sanayi, Gıda sanayi, Yarı iletken elektronik ürünler, Makine ve teçhizat, Motorlu kara taşıtları. Sanayi 4.0 kapsamında stratejik önem taşıyan ve diğer odak sektörlerle yatay ilişki içerisinde olan bilişim ve yazılım sanayi de odak sektörler kategorisine dahil edildi.
DESTEKLENECEK SANAYİ ÜRÜNLERİ
Yerlileştirme için belirlenen 5 ana sektörde yer alan ürünler ise şöyle gruplandı:
- Petrokimya ürünleri,
- Polimerler,
- Amino bileşenler,
- Nano-teknolojik ürünler,
- Aşılar,
- Robotik sistem sürücüleri,
- Elektronik bileşenler,
- Yeni nesil bataryalar,
- Enerji depolama sistemleri,
- 5G haberleşme ürünleri,
- Biyomedikal cihazlar,
- Sanayi robotları,
- Takım tezgahları,
- İş makineleri,
- Tarım makineleri,
- Elektrikli araç motorları,
- Yakıt pilleri,
- Özel tasarım aydınlatma ekipmanları,
- Araçların ses ve gürültü aksamları,
- Mobil uygulamalar,
- Organik gıdalar,
- Enzimler,
- Aromatikler,
- Süt proteinleri.
VERİ ANALİZLERİ
“Yerlileştirme Yürütme Kurulu” ilhamla kurulmadı; ön çalışmalar yapıldı.
Kurul, ekonomisi doğal kaynak ağırlıklı olmayan ve geçmişte orta gelir tuzağını aşmış, G. Kore, İtalya, İspanya, Avusturya, Belçika, Finlandiya, Polonya, İsrail ve Çek Cumhuriyeti’nden oluşan 9 ülkeyi referans alarak çalışacak. Türkiye imalat sanayisi 2017 yılında 2 bin 768 ürün grubunu kapsayan 104.8 milyar dolarlık ara malı ithalatı gerçekleştirdi. Bu ürünler tek tek incelendi; kısa vadede yerli üretimi yapılabilecek olan ürünler belirlendi.
DESTEKLEMELER
Yerlileştirme Yürütme Kurulu’nun hedefleri kapsamına giren ürünlerin üretimi, teşvikler, koruma önlemleri, vergi indirimleri, kaynak tahsisleri, muafiyetler yoluyla desteklenecek. Proje ile ürün bazlı çalışılacak, ‘nokta atışı’ yapılacak.
Yerlileştirme için başlangıç kaynağını devlet karşılayacak. Örnek; gemilerde kullanılan pompayı üretecek bir yerli şirket bulunacak. Kim bunu iyi yapacaksa bir defaya mahsus, yerlileştirme, tasarım, kendi testlerini yapabilme konularında gerekli kaynak sağlanacak. Bu konuda faizsiz kredi mekanizması da devreye girebilecek.
OLGUNLAŞMIŞ YERLİLEŞTİRME ZEMİNLERİ
Yerlileştirme Yürütme Kurulu’nun olgunlaşan bir zemin üzerinde, ‘milli’ bir politikaya ve programa yönelik sıçramayı gerçekleştirmek için kurulduğunu yukarıda söylemiştik. İş dünyası mahalli veya sektörel temelli ön çalışmalar yaparak önemli bir birikim sağlamış bulunmaktadır. Bunlardan bazılarına, henüz bu çerçeveye dahil olmamış imalatçı KOBİ’lerimizi uyarmak için dikkat çekelim.
Kimya Sektörü Yerlileştirme Alt Komitesi: İstanbul Kimyevi Maddeler ve Mamulleri İhracatçıları Birliği (İKMİB), ana kimya ve alt sektörlerde yerlileştirme hareketi başlatacak. Kimya sektöründe alt ürünlerin belirlenip yerlileştirilmesine katkı sağlamak amacıyla İKMİB tarafından “Kimya Sektörü Yerlileştirme Alt Komitesi” oluşturuldu. Komite, İKMİB Yönetim Kurulu Başkanı Murat Akyüz başkanlığında kimya sanayinin ilgili alt segmentlerinden katılan sektör temsilcilerinden oluşuyor.
Murat Akyüz, konuyla ilgili şu açıklamayı yaptı: “Hükümetimizin başlatmış olduğu ürün yerlileştirme projesi ihracata ve dolayısıyla da Türkiye’nin büyümesine katkı sağlayacak çok önemli bir çalışmadır. Biz de İKMİB olarak bu projeyi destekliyoruz. Kimya ve ilaç sanayideki ana başlıklar olan petro kimya ürünleri, polimerler, amino bileşenler, nano-teknolojik ürünler ve aşılar kategorilerindeki yerlileştirilebilecek alt ürünleri belirlemek üzere bir komite oluşturduk. Bu komitemiz Bilim, Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı’ndan ilgili görevlilerin de yer aldığı kimya sektörünün ilgili alt sektörlerini temsil eden kişilerden oluşuyor. Komite olarak en kısa zamanda çalışmalarımızı Bilim, Sanayi ve Teknoloji Bakanlığımıza sunacağız.”
Savunma Sanayi Yerlileştirme Projesi: Kocaeli Sanayi Odası (KSO) tarafından üyelerinin savunma sanayine tedarikçi olabilmesi ve savunma sanayi pazarına açılabilmesi hedefi ile kuruldu, çalışıyor. Amaç; Türk Silahlı Kuvvetleri envanterinde bulunan yerli malzeme oranını arttırabilmek, yurtdışından tedarik edilen malzemelerin ildeki yerli sanayi imkanları ile üretilebilirliğini tespit etmek ve yurtiçinden temin edilen malzemelerde rekabet ortamını tesis etmektir.
Bu kapsamda Deniz Kuvvetleri Komutanlığı, ASELSAN, ROKETSAN ve SAHA-İstanbul Derneği, KSO liderliğinde çalışmaktadır.
Savunma sanayinin önemi dikkate alınarak KSO bünyesinde 2017 yılı sonu itibari ile savunma sanayi danışmanlık hizmeti de verilmeye başlandı. Özellikle savunma sanayine yönelik olarak üretim yapma istek ve yeterliliğinde olan firmalara etkin danışmanlık hizmeti vermenin yanı sıra savunma sanayinin zorunluluklarından olan belgelendirme (tesis güvenlik belgesi, üretim müsaade belgesi, kişi güvenlik belgesi vb) faaliyetlerinde destek verilmektedir. Savunma ve havacılık sanayine tedarikçi olabilecek firmaları bir araya getirerek küme oluşumunun sağlanması amaçlanmaktadır.
Tekirdağ Havacılık ve Savunma Sanayi Zirvesi: Türk savunma, havacılık ve uzay sistemleri konusunda ana yüklenici konumunda bulunan, TAI/TUSAŞ, MKEK, ASELSAN, TURKSAT, HAVELSAN, FNSS, THY TEKNİK, ROKETSAN vb. firmaları, TÜDEP tarafından yürütülen yüzde yüz yerlileşme ve millileşme çalışmaları kapsamında Trakya bölgesindeki sanayiciler ile düzenlenen zirve kapsamında bir araya geldiler. İki gün süren zirve programında, tedarikçileri ile birlikte kurdukları standlarda, talep ettikleri ürünleri sergileyen ana firmalar ile Trakya bölgesinde yer alan sanayicilerin ürünlerini sergiledikleri standların da yer aldığı mini bir fuar da düzenlendi. Fuarın yanısıra sektörden önemli isimlerin sunum ve konuşmaları ile devam eden programda, ayrıca açık oturum şeklinde panel ve söyleşiler de yapıldı. TÜDEP Yönetim Kurulu Başkanı ve EURASIATEHNOPARK CEO'su Murat Yetişgin'in açılış konuşması ile başlayan Trakya Zirvesi’nde, öne çıkan eğilim, yüzde yüz yerliliğe ve bunun için de tüm sanayiciler nezdinde tam bir seferberliğin gerekliliğine vurgu oldu.
Katılımcı ve ziyaretçiler arasında, bölgeye göre, ilk kez yapılmasına karşın, büyük başarı ile 400 civarında B2B görüşme ve mutabakat yapıldı.
Nükleer Endüstride Yerli Katkı Projesi: Ankara Sanayi Odası’nın (ASO) "Nükleer Endüstride Yerli Katkı Projesi" kapsamında düzenlediği eğitimde "Nükleer Güç Santrallerinde Yerlileştirme" başlıklı bir sunum yapan EÜAŞ Nükleer Santraller Daire Başkanı Mehmet Emek Zeyrek, Türkiye’de halen elektrikte kapasite fazlası olduğunu belirtti.
Zeyrek, şu konulara dikkat çekti: "Bugünden yarına elektriğe ihtiyacımız yok. Sinop projesi, yerli sanayicimize ufuklar açmak üzere başlatılmış bir projedir. Teknoloji transferi ve inovasyonu da kapsayıp imkan yaratmaya, istihdam oluşturmaya çalışıyoruz. Daha çok işbirliği yaparak, daha çok çalışmamız gerekmektedir. Hangi alanlarda işbirliği yapabiliriz konusunu çok net ortaya koymak istiyoruz. Amacımız nükleeri kullanarak Türk sanayi ve sanayicisine çağ atlatmaktır."
Türkiye'de yerlileşme alanında faaliyet göstermek isteyen firmaların ISO 9001 ve ISO 14001 belgelerinin olması gerektiğini ifade eden Zeyrek, bu firmaların çalışan sayısının da 100'ün üzerinde olması gerektiğini söyledi. Zeyrek, sanayicilerin teknik kabiliyetlerini geliştirip, organizasyon büyüklüklerini derinleştirmeleri gerektiğini dile getirerek, “Çabamız masada Türk sanayicisine bir şeylerin kalmış olmasıdır” dedi.
İTO Yerlileştirme çalışması: Yerlileştirme çalışmalarının ekonominin kılcallarına inmesi için yurt genelinde özellikle ticaret ve sanayi odalarına büyük iş düşüyor. Bu noktada Türkiye’nin en büyük odası olan İstanbul Ticaret Odası da büyük bir sorumluluk üstlenmiş durumda. 2017’yi ekonomide milli seferberlik yılı ilan eden İTO, katmadeğeri yüksek savunma, havacılık, ulaştırma ve perakende sektörlerinde yerlileştirme çalışması başlattı. Türkiye Tedarikçi Haftaları düzenleyen İTO, savunma ve havacılıkta Havelsan, Aselsan, Roketsan, THY Teknik ve TAI, ulaşımda ise İstanbul Ulaşım A.Ş., TCDD, BMC, İDO, Otokar gibi büyük alım yapan firmalar ile 3 bin 500 yan sanayiciyi buluşturuyor.
Oda bünyesinde bir de “Millileştirme ve Yerlileştirme Komitesi” kuruldu. Komite ayda bir toplanma kararı aldı. Komite üyeleri, özellikle Kore ve Japonya modeli üzerinde çalışıyor. Çalışmalara Turkcell ve TÜBİTAK da katılıyor.
Otomotiv sektörü yerlileştirme vizyonu: Şoförsüz araçlar, e-mobilite, sosyal medya ve finans & leasing iş alanındaki potansiyeller gibi trendlerin önümüzdeki beş-on yıl içinde otomotiv sektörü üzerinde çok büyük bir etkisi olacak. Bu tür gelişmeler otomotiv dünyası için farklı zorluklar yaratacak. Diğer yandan mega trendler ise değer zincirindeki tüm oyuncular için ümit veren fırsatlar yaratacak. Geleneksel “eski model”in orta ya da uzun vadede ölmesi bekleniyor. Orijinal ekipman üreticileri iş modellerini yeniden değerlendirmek ve ana yeterliliklerini yeniden tanımlamak zorunda kalacaklar. Türkiye otomotiv dünyasını da şekillendirecek, son yirmi yıldaki telekomünikasyon ve bilişim teknolojisi sektörüne kıyasla yepyeni bir otomotiv ekonomisi ortaya çıkacak.
İSKİ, Yerlileştirme Sempozyumu: İstanbul Büyükşehir Belediyesi iştiraklerinden Ugetam tarafından düzenlenen "Altyapıda Kalite ve İnovasyon Sempozyumu" (Milli ve Yerli Ürün-Uygulamalar) yapıldı.
İSKİ Genel Müdürü Fatih Turan, İSKİ’ nin içmesuyu, atıksu projeleri ve yerli yüksek teknoloji yatırımları hakkında bilgiler verdi, su ve atıksu sektöründe yerli ve milli ürünleri desteklediklerini söyledi: “Yüksek teknoloji üstünlük demek. Bizim hedefimiz yerli yüksek teknoloji. Bu nedenle su ve atıksu sektöründe yerli ve milli ürünleri destekliyoruz. Türk mühendisliği ile hayata geçecek yerli ve milli teknoloji ile dışa bağımlılığı azaltmak, sektörümüze, nihayetinde ülke ekonomisine katkı sağlamak istiyoruz. Bu amaçla Yerli Teknoloji Ofisimizi kurduk. Bu ofisimizle ithal ettiğimiz mal ve ürünlerin, yerli kaynaklardan tedarikini sağlamak istiyoruz. Nihai maksadımız, su sektöründe milli teknoloji imkanlarımızın geliştirilmesi. Yerlileştirme çalışmalarımız sonucunda içmesuyu tesislerimizde yüzde 70, atıksu tesislerimizde yüzde 35 seviyesinde yerli ürün kullanımı söz konusu.”
Güney Anadolu Savunma, Havacılık Yerlileştirme Zirvesi: Savunma Sanayi Müsteşarlığı desteği ile Gaziantep Sanayi Odası (GSO), Savunma Sanayii İmalatçılar Derneği (SASAD) ve Teknik Üretim ve İhracatı Destekleme Platformu Derneği (TÜDEP) koordinasyonunda düzenlenen Güney Anadolu Savunma, Havacılık Yerlileştirme Zirvesi gerçekleştirildi. Sonuç bildirgesinde şu hususlara dikkat çekildi: "Ülkemizde, savunma, havacılık ile Türk Hava Yolları’nın ve sivil uçakların yedek parça, sarf malzemesi gibi ihtiyaçları için her yıl halen, milyarlarca dolarlık ithalat yapılıyor. Yapılacak bu çalışma ile Gaziantep ve diğer illerdeki bölge sanayicisinin savunma, havacılık konularında, bu projelerde çok daha etkin yer alabilmesi ve bunların tedarik süreçleri hakkında teknik olarak da tedarik sistemleri işleyişi olarak da detaylı bilgilendirilmeleri, sürece katılımları ve Güney Anadolu Bölgesi’nin de bir Ar-Ge, teknolojik cazibe ve üretim merkezine dönüşümü konusunda desteklenmesi amaçlanıyor. Zirveyle ayrıca Türk savunma, havacılık sanayinin, tasarım ve Ar-Ge’den üretim ve ihracata, milli ihtiyaçlarımızın yanında çağın ve teknolojinin gereklerine uygun, küresel pazarlarda rekabet edebilir seviyede, ileri teknoloji ve yüksek kaliteye odaklı, orijinal tasarım ve üretim yapabilen işletmelerin sayılarının artırılması da ek bir kazanım unsuru olarak hedefleniyor.”
HKTM-Hareket Kontrol Teknolojiler Merkezi Robotu: HKTM yuksek hızlı istifleme uygulamaları icin ideal bir çözüm teşkil eden, yüksek kalitede dinamik bir robot çözümü ortaya çıkardı. Paralel kinematik tasarım temiz, hızlı ve sessiz bir yapı oluşturuyor. Standart versiyon da alt ve üst kollar karbon fiber malzemelerden üretiliyor. Gerektiğinde özel uygulamalar icin robot materyalleri tamamen özelleştirilebilir yapıdadır. Görüntü işleme sistemi ile entegre edilebilen alt yapı sayesinde rastgele ve/veya karışık ürün akışlarında transfer işlemler büyük bir kolaylık ile yapılabilmektedir. Standart model 3kg ağırlığa kadar parçalar ile 800x250mm çalışma uzayında işlem yapabilme kapasitesine sahiptir. Taşınacak parça ağırlığı ve çalışma uzayı uygulamaya göre özelleştirilebilmektedir.
Tıbbi Sarf Malzemeleri Yerlileştirme Çalışması: Türkiye İlaç ve Tıbbi Cihaz Kurumu Yerlileştirme kapsamında ilk etapta; Manyetik Rezonans Görüntüleme, Bilgisayarlı Tomografi, Dijital Röntgen, Ultrasonografi Cihazı ve Hastabaşı Monitörünün değerlendirilmesi planlanmış, proje için istekli firmalar komiteye sunumlarını gerçekleştirmiştir. Yine yüksek pazar payı ve yerlileşme imkanı gibi nedenlerle Tıbbi Sarf Malzemeleri Yerlileştirme Çalışması komite gündeminde yer almıştır. SİP desteklerine ilave olarak Cazibe Merkezleri Programı ile de yerli üreticilere ek fırsatlar getirilmiştir.
Tıbbi cihaz üreticilerinin de yararlanma fırsatının olduğu bu program sayesinde Kalkınma Bankası’nın illerdeki ajansları ve ofisleri üzerinden yapılabilecek başvurular ile yerli üreticilere danışmanlık, bedelsiz tahsis yeri, anahtar teslim fabrika yapım desteği, sıfır faizli yatırım kredisi desteği, işletme kredisi desteği, taşıma desteği gibi çok çeşitli destekler sağlanmaktadır. Kamu alım garantisi ve sağlanan bu destekler sayesinde yakın gelecekte Türkiye dışında üretilen ürünlerin daha uygun mali imkanlarla yerli ürün olarak piyasaya sunumu söz konusu olabilecektir.
OSTİM Yerlileştirmeye Yönelik İş Birliği Günü:
TCDD’nin de üyesi bulunduğu Anadolu Raylı Ulaşım Sistemleri Kümelenmesi (ARUS), OSTİM’de, “Yerlileştirmeye Yönelik İş Birliği Günü” gerçekleştirdi. Ekonomik bağımsızlığımız için demiryolu sektöründe yerli ve milli üretime yönelmek ve kendi milli markalarımızı oluşturmak gerektiğinin altı çizildi. İlk Yerli Anadolu Dizel Tren Seti’ni üreten TÜVASAŞ ve Milli Dizel Motoru ve E-1000 Milli Elektrikli Lokomotifi üreten TÜLOMSAŞ ile Milli Yük Vagonunu üretme başarısı gösteren TÜDEMSAŞ’ın çalışmalarına dikkat çekildi. Ankara Ray Kaynak Fabrikası’nda Yerli ve Milli Makas Taşıma Vagonu projesini başarıyla tamamlayarak, büyük işgücü, zaman ve döviz tasarrufu sağlaması vurgulandı. Demiryollarındaki yerlileşme ve millileşme sürecini kendi milli yüksek hızlı trenimizi üretip en kısa sürede raylara indirerek taçlandırma hedefi yinelendi.
Savunma sanayi yüzde 60 yerli ve milli üretiyor
TBMM Sanayi Komisyonu, Türkiye’de son 15 yıl içerisinde yerli savunma sistemleri konusunda başlatılan çalışmaları, rapora dönüştürdü. Bir yıl içerisinde en çok Ar-Ge yapılan sektör savunma oldu. 15 yıl önce 66 olan yerli proje sayısı 600’e çıktı. Dışa bağımlılık yüzde 80’den yüzde 40’a düştü.
TBMM Sanayi, Ticaret, Enerji, Tabi Kaynaklar, Bilgi ve Teknoloji Komisyonu Başkanı Ziya Altunyaldız, “Bundan 16 yıl önce yüzde 80 oranında dışa bağımlı, uluslararası silah şirketlerinin tekelinde olan bir savunma sanayiimiz vardı. Bugün savunma sanayiimiz, binden fazla şirketimizin, KOBİ’lerimizin, araştırma kuruluşlarımızın ve üniversitelerimizin katılımıyla millî bir yapıya dönüşmüştür. İhtiyaçların yurtiçinden karşılanma oranı yüzde 25’lerden yüzde 60’lara yükselmiştir” dedi.
Altunyaldız, savunma sanayinin gelişme modelinin, tüm diğer sektörler için lokomotif olması gerektiğini söyledi. Komisyon, raporu, ‘Türk Savunma Sanayi Artık Küresel Bir Marka’ başlığı ile Savunma Sanayi Müsteşarlığı ve savunma şirketlerinin verdiği bilgiler doğrultusunda hazırladı. Raporda öne çıkan bilgilerden bazıları şöyle:
- Savunma sanayi, 16 yıl önce, yüzde 80 oranında dışa bağımlı iken bugün binden fazla şirket, KOBİ’ler, araştırma kuruluşları ve üniversitelerin katılımıyla milli bir yapıya dönüşmüştür.
- Dünyanın en büyük 100 savunma sanayi firması arasında üç firmamız bulunuyor: ASELSAN, TUSAŞ ve ROKETSAN. 2017 yılında ASELSAN 1 milyar 195 milyon dolar ciro ile 58’inci sıradan, 57’inci sıraya, TUSAŞ 1 milyar 83 milyon dolar ciro ile 72’inci sıradan 6’inci sıraya yükselmiş, ROKETSAN ise 363.7 milyon dolar ile 98’inci sıradan listeye girmiştir.
- Savunma sanayimiz, 2002 yılında 1.3 milyar dolar seviyesinden, bugün yıllık 6 milyar doları aşan üretim gücüne; 248 milyon dolar ihracat kapasitesinden 2 milyar dolar ihracat kapasitesine ulaştı
- 2002 yılında 66 olan proje sayısı 2018 yılında 600’e, sözleşmeye bağlanmış proje bedelleri toplamı ise 5.5 milyar dolardan 42.5 milyar dolara ulaşmıştır. Henüz sözleşme öncesi faaliyetleri devam eden projeleri de eklediğimizde yaklaşık 60 milyar dolarlık bir bütçe büyüklüğünden bahsediyoruz.
- Savunma sanayi, yıllık 1.25 milyar dolar seviyesinde Ar-Ge harcaması ile Türkiye’nin en fazla Ar-Ge ve teknoloji yatırımı yapan sektörü konumuna gelmiştir.
- HAVELSAN, ASELSAN, TAI ve Roketsan gibi bu sektörün öncülerinin Ar-Ge harcamalarına verdiği önem başarının da kaynağı olmuştur. Çalışanlarının yüzde 60’ı da Ar-Ge personelidir.
- Türkiye, kendi insansız hava aracından kendi füzesini atabilen beş ülkeden biridir. Halen, ASELSAN ATAK helikopteri, F16, ANKA ve gemilere gimballi sistemleri geliştirmektedir.
- ATAK helikopterlerinin yazılımı tamamen ASELSAN mühendislerince yapılmıştır. Bomba ve füze atışlarında hedefi gören ve odaklanan gözlerin üretimini gerçekleştirmektedir. Bu gözler 20 kilometreden hedefi görme kabiliyetine sahiptir.
- Yeni yapılacak Skorsky alımlarında milli ekran, milli yazılım, milli donanım ve görev bilgisayarını ASELSAN üretecektir. Yurtdışından aldığımız Skorsky helikopterlerinin aklı yerli olacaktır.
- Milli Projeler: Türkiye, 16 yıllık süreçte birçok millî projeyi hayata geçirdi. Millî tank ALTAY, zırhlı araçlarımız KİRPİ, KOBRA, Ejder Yalçın, MİLGEM Millî Korvet, ANKA ve BAYRAKTAR İnsansız Hava Araçlarımız, ATAK Taarruz Helikopterleri, HÜRKUŞ Temel Eğitim Uçağı, STAMP (Stabilize Makineli Tüfek Platformu-Deniz ve Kara araçları için), Millî Piyade Tüfeği, SOM, Seyir Füzesi, Cirit, Tank Savar, OMTAS-Orta Menzilli Tank Savar, UMTAS-Uzun Menzilli Tank Savar, HİSAR Hava Savunma Sistemi ile 1. ve 2. GÖKTÜRK Uyduları ilk akla gelenler.
- 2023’te Milli Muharip Uçağı: 5. nesil savaş uçağımız Millî Muharip Uçağı yolda. Düşük görünürlük, dâhili silah yuvası, yüksek manevra kabiliyeti, artırılmış durumsal farkındalık ve sensör füzyonu gibi teknoloji alanlarındaki çalışmaların sonucunda Türkiye, dünyada ABD, Rusya ve Çin’den sonra 5. nesil bir muharip uçağı üretebilecek altyapı ve teknolojiye sahip ülkeler arasında yer alacak. 2023 yılında geliştirilmiş prototipiyle ilk uçuşunu yapması planlanan Millî Muhabere Uçağımız, 2030 yılında TSK envanterine girecek.
FARUK ÖZLÜ
Bilim, Sanayi ve Teknoloji Bakanı“Agresif olacağız”
“Türkiye’nin kendi yapabileceği ama ithal ettiği ürünlerin büyük bölümü sanayi ağırlıklı ürünlerdir. Türkiye’de yurtiçi üretimin artması için özel gayret göstermek istiyoruz. Ara mal ithalatının azaltılmasına yönelik bir çalışma yapıyoruz. İthal sanayi ürünlerinin yerlileştirilmesini amaçlıyoruz. Binlerce ürün var böyle. Ama biz 2 bin 600 ürünü mercek altına aldık. Bir hedefimiz de 144 milyar dolar olan imalat sanayimizi ikiye katlamaktır.
Dış ticaret açığımız da 56.1 milyar dolardır. Bu açığın asıl nedeni sanayi ürünleri ithalatıdır.
İthalatımızın yüzde 62’si, yüksek ve orta-yüksek teknoloji ürünlerden oluşuyor. İhracatımızın yüzde 36’sı ise düşük katmadeğerli teknolojik ürünlerden oluşuyor. Pahalı şeyler alıyoruz, ucuz şeyler satıyoruz. Biz şimdi bir çalışma yaptık, hangi sektörlere odaklanırsak, Türkiye sıçrama yapar. Sanayi sektörünün büyüme potansiyeline baktık. 5 ana sektör belirledik. Kimya ve ilaç sanayi, gıda sanayi, yarı iletken elektronik ürünler, makine ve teçhizat, motorlu kara taşıtları.
Türkiye bu 5 sektöre ağırlık verirse 10 yılda bu ülkeleri yakalamak istiyoruz. Türkiye’nin imalat sanayi 142 milyar dolar şu anda, biz bu sektörlere yönelirsek, iki katına; 293 milyar dolara çıkarabiliriz. Agresif bir plan ve proje ile hızla harekete geçeceğiz.”
BİLİM, SANAYİ VE TEKNOLOJİ BAKANLIĞI, YERLİLEŞTİRİLECEK İLK GRUP ÜRÜNLER ÜZERİNE ODAKLANDI
Bilim, Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı’nın konuyla ilgili açıklaması şöyle: “Sanayide yüksek teknolojili ürünlere geçişin sağlanması ve başarılı bir sanayi atılımı için Bakanlığımızca öncelikle odak sektör belirlenmesi üzerinde çalışılmıştır. Bu kapsamda tüm sektörlere ilave olarak imalat sanayi katma değerini önümüzdeki 10 yılda iki katına çıkaracak 5 odak sektör; kimya ve ilaç sanayi, gıda sanayi, yarı iletken elektronik ürünler, makine ve teçhizat, motorlu kara taşıtları olarak belirlenmiştir. Öte yandan Dördüncü Sanayi Devrimi kapsamında stratejik önem taşıyan ve diğer sektörlerle yatay ilişki içerisinde olan bilişim ve yazılım sanayii de odak sektörler kategorisine dâhil edilmiştir.
Söz konusu çalışma kapsamında, yerlileştirme ve global pazara entegrasyon çalışmalarına temel teşkil etmesi amacıyla imalat sanayimizin 104.8 milyar dolarlık ara malı ithalatını oluşturan 2.768 adet ürün grubu; teknoloji düzeyine göre filtrelenmiş ve 1.164 ürün grubu düzeyine indirgenmiştir. Bunlar arasından ülkemizin üretim yetenekleri, ithalatı içindeki payı, uluslararası pazar büyüklüğü, rekabet potansiyeli, teknoloji ve karmaşıklık düzeyleri açısından incelenerek ilk aşamada yerlileştirilecek ilk grup ürünler üzerine odaklanılmıştır. Söz konusu ürün grupları arasında; petrokimya ürünleri, sınai robotlar, nitelikli çelik ürünleri, kontrol dağıtım ürünleri ve sürücüler yer almaktadır. 2016 yılı itibarıyla ithalatımızda yaklaşık 15 milyar dolarlık paya sahip olan söz konusu ürünlere ilişkin sektör temsilcileri ile görüş alışverişinde bulunulmaktadır.
Bakanlığımız yerlileştirme sürecinde; teknoloji ve ürün geliştirme, sertifikasyon, markalaştırma aşamalarında ilgili ve bağlı kuruluşları olan TÜBİTAK, TSE, KOSGEB, Türk Patent ve Marka Kurumu da dâhil olmak üzere 311 Organize Sanayi Bölgesi, 790 Ar-Ge Merkezi, 152 Tasarım Merkezi ve 71 Teknoloji Geliştirme Bölgesi ile Yerlileştirme Süreci’nin teknoloji ve sanayileşme boyutunda yer almaktadır.
İlgili Bakanlıklar ve özel sektör ile eş güdüm içerisinde yürütülecek olan Yerlileştirme Programı ile imalat sanayinde sektörel bazda ürünlerin tüm Bakanlıklarımızın katkıları ile yerlileştirilmesi ve global pazara entegrasyonu sağlanacaktır.”
Kurumsallaşma tamam, sanayi üretiminde; ‘YERLİLEŞTİRME’ HAMLESİ
Kurumsallaşma tamam, sanayi üretiminde; ‘YERLİLEŞTİRME’ HAMLESİ
Bakanlar Kurulu kararıyla “Yerlileştirme Yürütme Kurulu” oluşturuldu. İlk etapta odaklanılmış 5 sektörden seçilmiş 43 ürün ithal edilmeyecek, yerli üretilecek. Sistem ‘ürün-KOBİ eşleştirmesi’biçiminde işletilecek. Yıllık tasarruf 100 milyar doları aşacak.
Hi 5 Yıl Önce
Hi