Kontrollü yavaş büyüme, cari açığın azaltılması, bankacılık sektörünün güçlü tutulması, yatırımların ertelenmesi, kamuda tasarruf, enflasyonla kapsamlı mücadele ve yerli üretimin desteklenmesi YEP’in ana unsurlarını oluşturuyor.
Beklenen Orta Vadeli Program, Hazine ve Maliye Bakanı Berat Albayrak tarafından “Yeni Ekonomi Programı” (YEP) adı altında açıklandı. Bakan Albayrak, YEP’in Türkiye açısından yeni bir başarı hikayesine vesile olacağını söyledi ve ekonominin zorlukları aşması için gerekli tüm tedbirlerin hayata geçirileceğini belirtti. Bakan Albayrak, “Yeni Ekonomi Programı’nı üç ana temel üzerine oturttuk; dengelenme, disiplin ve değişim” dedi.
YEP’in dikkat çeken başlıca özelliklerinden biri yatırımlardaki yavaşlama oldu. 2019 yılında ihalesi yapılmamış bütün yatırımlar durdurulacak. YEP döneminde ilaç, kimya-petrokimya, makine ve teçhizat, enerji, yazılım ve ara ürün imalatı sektörlerinde yatırımlara devam edilecek.
Reformlar, yasal ve yapısal yeni düzenlemeler, yeni birçok kurumsallaşmalar içeren program kontrollü bir büyüme öngörüyor. Piyasaların ve iş dünyasının, gerçekçi olup olmayacağı yönünden değerlendirmeye tabi tutacağını bildiğimiz Yeni Ekonomi Programı’nın ana unsurlarını okurlarımızın dikkat ve değerlendirmesine sunuyoruz:
Türkiye ekonomisinin sıcak sorunu kur dalgalanmasında yoğunlaşıyor. YEP dolar kurunun önümüzdeki süreçlerde şu biçimde oluşacağını öngörmektedir:
Dolar kuru varsayımı:
2018 için 4.9030 TL
2019 için 5.5975 TL
2020 için 6.0023 TL
2021 için 6.2009 TL
YEP’in tüketim dayanaklı büyüme modelinden uzaklaştığını görüyoruz. Yeni Ekonomi Programı'nda GSYİH hedefleri TL cinsinden şöyle belirleniyor:
GSYİH hedefleri:
2017 yılı gerçekleşen 3 trilyon 107 milyar
2018 yılı için 3 trilyon 741 milyar
2019 yılı için 4 trilyon 450 milyar
2020 yılı için 5 trilyon 150 milyar
2021 yılı için 5 trilyon 742 milyar
YEP’in yapısında hormonlu ekonomik büyümeden kaçış açıkça görünüyor. Frene basılacak ve ısınan ekonomi yavaşlatılacak. GSYİH hedefleri dolar cinsinden şöyle belirleniyor:
Dolar cinsinden GSYİH hedefleri:
2017 yılı gerçekleşen 851 milyar
2018 yılı için 763 milyar
2019 yılı için 795 milyar
2020 yılı için 858 milyar
2021 yılı için 926 milyar
Ekonomik daralma politikaları 3 yıl sürecek ve sürdürülebilir büyüme anlamında normalleşme ancak 2021 yılında mümkün olacak. Yeni Ekonomi Programı'nda büyüme oranı hedefleri şöyle:
Büyüme Oranı öngörüleri:
2018 için yüzde 3.8
2019 için yüzde 2.3
2020 için yüzde 3.5
2021 için yüzde 5
YEP’e göre Türkiye yoksullaşma yaşamayacak. Kişi Başına Yıllık Gelir yönünden YEP hedefleri dolar cinsinden şöyle belirleniyor:
Kişi Başına Gelir hedefleri:
2017 yılı gerçekleşen 10.602
2018 yılı için 9.385
2019 yılı için 9.647
2020 yılı için 10.292
2021 yılı için 10.973
YEP’in öngörüleri arasında gerçekçi olmamasını temenni ettiğimiz başta gelen unsur, yatırımlardaki yavaşlamadır. Bu noktada politika devreye girecek ve doğrudan yatırımcı yabancı sermaye getirildiği oranda öngörülerin aşılması mümkün olacaktır. ‘Toplam Sabit Sermaye Yatırımları’nda yıllık büyüme oranları için öngörüler şöyle sıralanıyor:
Yatırım Hedefleri:
2018 yılı için yüzde 1.8
2019 yılı için yüzde -3.2
2020 yılı için yüzde 5.1
2021 yılı için yüzde 6.7
YEP kamu ve özel sektör harcamalarında tasarrufun altını çiziyor ve ‘Toplam Yurtiçi Tasarruf Oranlarının şu şekilde seyredeceğini öngörüyor:
Tasarruf Hedefleri:
2018 yılı için yüzde 25.9
2019 yılı için yüzde 25.3
2020 yılı için yüzde 26.3
2021 yılı için yüzde 26.8
Türkiye’nin ekonomik darboğazı aşması ve düze çıkmasının olmazsa olmazının, içinde ileri teknoloji üretimi ürünlerin payının arttığı ihracattaki başarı olacağı ortak kabul görmektedir. İhracatımızın yıllar itibarıyla dolar cinsinden seyrini YEP şöyle belirliyor:
İhracat Hedefleri:
2018 yılı için 170.0 milyar
2019 yılı için 182.0 milyar
2020 yılı için 191.0 milyar
2021 yılı için 204.4 milyar
YEP’in kritik bahislerinden biri ithalat oluyor; çünkü cari açık bundan dolayı yükseliyor; yerli ara ürün üretimine yönelik yatırımlara ayrıcalık tanınması da buradan kaynaklanıyor. İthalatımızın yavaş olması istenen büyümesi yıllar itibarıyla dolar cinsinden şöyle belirleniyor:
İthalat Hedefleri:
2018 yılı için 236.0 milyar
2019 yılı için 244.0 milyar
2020 yılı için 252.0 milyar
2021 yılı için 267.0 milyar
Cari açığımızın dolar cinsinden seyri YEP tarafından şöyle öngörüldü:
Cari Açık:
2018 yılı için 36.0 milyar
2019 yılı için 26.0 milyar
2020 yılı için 23.5 milyar
2021 yılı için 24.1 milyar
Enflasyon toplumun tamamını yoracak bir konu olduğu için haklı olarak YEP enflasyonla mücadeleye odaklanıyor ve görülmedik ölçüde piyasa denetimleri yapılacağında kararlılık ifade ediyor. Yeni Ekonomi Programı'nda enflasyon hedefleri aşağıdaki şekilde belirleniyor:
Enflasyon hedefleri:
2018 için yüzde 20.8
2019 için yüzde 15.9
2020 için yüzde 9.8
2021 için yüzde 6.0
Yavaş ekonomik büyüme öngörüsü ve yatırımlarda yavaşlama doğal olarak işsizlik oranında istenen iyileşmeyi de yavaşlatıyor. Yeni Ekonomi Programı'nda, iki milyon ilave istihdam sağlanması hedefiyle birlikte işsizlik oranı öngörüleri şöyle kaydediliyor:
İşsizlik oranı hedefleri:
2018 için yüzde 11.3
2019 için yüzde 12.1
2020 için yüzde 11.9
2021 için yüzde 10.8
YEP mali disiplinden taviz vermiyor. Yeni Ekonomi Programı'nda bütçe açığının GSYH'ya oranı aşağıdaki gibi öngörülmüş:
Bütçe açığının GSYH’ya oranı hedefi:
2018 için yüzde 1.9
2019 için yüzde 1.8
2020 için yüzde 1.9
2021 için yüzde 1.7
POLİTİKALAR
Tasarruf politikaları:
Yeni Ekonomi Programı’nın öne çıkardığı hassasiyetlerden biri de kamuda tasarruf oluyor. Bu politika ile 2019'da 60 milyar TL'lik tasarruf sağlanacak. Ayrıca 16 milyar TL gelir artırımı elde edileceği de öngörülmüş. Bu arada kamu gelirlerini artırmak için yapısal reformlar geliştirileceği de belirtiliyor.
Bankacılık: Bankacılık sektörüne yönelik yaşanan tüm süreçlerin önemli adımlar atılmasını zorunlu kıldığı tespitine dayanılarak YEP’de şu belirtiliyor: Bankacılığın göstergelerine bakıldığında Sermaye Yeterlilik Rasyosu (SYR) yönünden sektörün halen güçlü olduğu görülmektedir. Bankaların güncel yapılarını tespit etmek için mali bünye değerlendirme çalışmaları başlatılacak.
- Bu çalışma sonucuna göre gerekli görülürse mali yapıyı güçlendirecek kapsamlı bir politika seti devreye sokulacak.
- Türkiye Kalkınma Bankası görev alanı genişletilerek yeniden yapılandırılacak. Emlak Bankası gayrimenkul sektörünün finansmanını yönlendirecek şekilde yapılandırılacak.
- İstisna, muafiyet ve indirimler yeniden gözden geçirilecek; işlevini kaybedenler tedrici biçimde kaldırılacak.
- Taşınmaz değerleme sistemini kurarak gayrimenkul envanteri tamamlanacak.
- İhalesi başlamamış projeler askıya alınacak. Sadece 2019'da ihalesi yapılmamış ve ihalesi yapılmış tüm projeler askıya alınacak. Kamu özel işbirliklerinin verimli olmasına yönelik düzenlemeler hayata geçirilecek. Kayıt dışını azaltmak için vergi süreçlerinde önemli iyileştirmeler yapılacak. 2019'da 76 kamu kaynağı hayata geçirilecek.
- Sanayi üretiminde sektör odaklı programlar oluşturulacak. İlaç, petro-kimya ve daha birçok sektör için somut projeler hayata geçirilecek. Bu projelerin hayata geçmesiyle birlikte uygun teşvik paketleri ve kamu desteği ile aktif olmaları sağlanacak. 2021'e kadar 2 milyon yeni istihdam oluşturulacak.
- Enflasyonla topyekün mücadele programı başlayacak. Enflasyon yüzde 6'ya indirilecek. Merkez Bankası elindeki tüm araçları kullanacak.
- Tüm süreçleri etkin yönetmek için Big Data, yani büyük veri merkezi kuruluyor.
TÜSİAD Yönetim Kurulu Başkanı; EROL BİLECİK
“Somut sonuçlara hızla ulaşılmalı”
“Gerçekçi hedefler içeren Yeni Ekonomi Programı'nın somut sonuçlara hızlı bir şekilde ulaşmasını diliyoruz. Özellikle ciddi tasarruf tedbirleri, mali disiplinin devamı, kayıt dışı ekonomi ile mücadele, vergi politikaları, yüksek katmadeğerli üretimin desteklenmesi ve cari açığın azaltılması yönündeki kararlılığı memnuniyetle karşılıyoruz. Önümüzdeki dönemin önceliği, finansal sistemimizin istikrarının teminidir. Bankalarımızın sağlıklı yapısının korunması için yeniden yapılandırma mekanizmaları dahil olmak üzere, tüm gerekli tedbirlerin alınması önem kazanmıştır. Reel sektörün üretim, istihdam ve büyümeye katkısının devamı için güçlü bir finansal sistemin devamlılığı elzemdir. Ayrıca eşzamanlı olarak:
- Mevcut sıkı para politikası ve enflasyon ile mücadelenin devamı,
- Sorunlara özellikle serbest piyasa ekonomisi çerçevesinde yaklaşılması,
- Yatırım ortamı için de önemli olan hukuk devleti ve özgürlüklerin en ileri demokrasiler düzeyinde geliştirilmesi,
- Ve Avrupa Birliği ile entegrasyon sürecinde Gümrük Birliği’nin güncellenmesi ile ilerlenmesi son derece önemlidir.
- "Yeni Ekonomi Programı’nın başarısı doğrultusunda seferber olmaya devam edeceğiz."
TÜRKONFED Yönetim Kurulu Başkanı; ORHAN TURAN
‘Önce Küçüğü Düşün’
“Açıklanan 2019-2021 dönemi YEP’in, sanayi, yüksek katmadeğerli üretim ve ihracata özel vurgu yapması olumlu bir yaklaşımdır. KOBİ’lerimizin yaşadığı sorunlara yönelik olarak acil bir eylem planının da ortaya konması, planın yüksek katmadeğerli üretim ve ihracat odaklı yapısını da güçlendirecektir.
Önümüzdeki günlerde finans ve reel sektör mali bünye değerlendirme çalışmalarına göre yeniden yapılandırmayı da kapsayabilecek politika setinde ‘Önce Küçüğü Düşün’ ilkesi çerçevesinde ele alınması, yeni bir yaklaşım sunan YEP’in ruhuna da uygun olacaktır.
KOBİ’lerin nakit sıkışıklığına çözüm getirecek önerilerimiz şunlardır:
- Ticari alacak sigortasına ilişkin devlet destekli sistem fiilen de işler hale getirilmeli; sigorta şirketlerinin KOBİ’lere önyargılı bakış açısının değiştirilmesi için sigorta şirketlerine yönelik teşvik edici önlemler geliştirilmelidir.
- Ekonomilerin KOBİ düzeyinde yarıştıkları bir dönemde, ödeme gecikmelerinin diğer ülkelere göre uzun olması, Türkiye KOBİ’lerinin rekabetçiliğini olumsuz etkilemektedir. Türk Ticaret Kanunu’nun 1530’uncu maddesinin 5. ve 8. fıkralarında yer alan ‘büyük şirketler tarafından KOBİ’lere yapılacak olan ödemelerin 60 günü aşmaması’na yönelik uygulamadaki aksaklık ve eksiklikler; Avrupa’daki Geç Ödemeler Direktifi doğrultusunda giderilmelidir. Bu kapsam içine, kamu kurumları ve belediyeler de alınmalı ve Türkiye’de 60 gün olan ödeme süresi, AB’de olduğu gibi 30 güne düşürülmelidir.
- Kanunun pratik bir şekilde uygulanabilmesi için benzer ülkelerde olduğu gibi Türkiye’de de süreci KOBİ’lerin lehine döndürecek farklı mekanizmalar oluşturulmalıdır.”
DEİK (Dış Ekonomik İlişkiler Kurulu) Yönetim Kurulu Başkanı; NAİL OLPAK
“Gerçekçi bir program”
“İstikrarı güçlendirmek için dengeli büyüyen, kademeli ve uzun vadeli bir perspektifi hedefleyen, güçlü, ayakları yere basan, gerçekçi bir program açıklandı. Böylelikle Türkiye ve dünyada iş çevrelerinin Türkiye ekonomisine güvenini hızla tekrar tesis edeceğine şüphemiz yok. Ekonomi yönetimimiz, 3 yıllık stratejisini somut adımlar üzerine kurdu. Üretimi güçlendirecek, finansal piyasaları rahatlatacak ve ihracatı artıracak olan bu strateji, ülkemizin dengeli bir şekilde ve sürdürülebilir bir büyümeyle ilerleyeceğinin göstergesi. Programın en önemli kısmı, reel hedefler ortaya koyması ve veriye dayalı sistematik bir program olması. 2021 yılına kadar olan kademeli büyüme ve kademeli enflasyon düşüşü hedeflerinin reel ve tutarlı olduğunu düşünüyoruz. Büyüme hedefleriyle uyumlu enflasyon hedefleri dengelenme sürecini destekler nitelikte. Ayakları yere basan gerçekçi bir program ve altı dolu. Bununla birlikte henüz başlamayan kamu yatırımlarının durdurulmasını tasarruf tedbirleri açısından çok önemli buluyoruz. Konular özelinde çalışacak ofislerin kurulması da atılacak kararlı adımların göstergesi.”
MÜSİAD Genel Başkanı; ABDURRAHMAN KAAN
“Hedef; üretim, millileşme ve istihdam”
“Yeni Ekonomi Programı, gerek temel makro parametreler için hedeflediği düzeyler, gerekse üretim-tasarruf-yatırım üçgeninde reel sektöre vaat ettiği açılımlar bağlamında dünya ve Türkiye ekonomisinin gidişatı açısından makul, ölçülebilir ve ihtiyatlı bulduğumuzu beyan ederiz.
Programda sunulan üç etaplı ilerleme senaryosu; ülkemiz ekonomisinin yeniden makro değişkenler anlamında stabiliteye kavuşmasını, denge hattının sıkı maliye ve para politikaları ve bu politikaların güncellenerek denetimi ile devamlılığını ve nihayet ekonomik mantalitedeki paradigma değişimini ortaya koymaktadır. Bu üçlü ilerleme, reel sektör açısından ana yol haritası niteliğinde olacaktır. Öte yandan üretimde millileşme hareketinin, cari açığı doğrudan etkileyen sektör kalemlerine de vurgu yapması ve bu itibarla biyo-teknoloji, petro-kimya, yazılım, enerji ve makine-teçhizat gibi katmadeğeri yüksek sektörlerde yatırımın öncelik kazanması umut vericidir. Ekonominin konvansiyonel sektörlerinde kümelenmiş reel kesim için ise Emlak ve Kalkınma Bankaları’nın yeniden yapılandırılması hem mevcut dalgalanmanın dengeye kavuşmasını sağlayacak hem de 3 yıllık üretim planlamalarında verimliliği artıracaktır. İhracat Teşvik Sistemi’nin iyileştirilmesi ve Taşınmaz Değerleme Sistemi’nin kurulacak olması da dengelenme sürecine katkı sağlayacaktır.”
İstanbul Sanayi Odası (İSO) Yönetim Kurulu Başkanı; ERDAL BAHÇIVAN
“YEP’te Kalkınma Bankası’nın önemsenmesi anlamlı”
“Ekonomide üç yıllık yol haritası özelliğine sahip Yeni Ekonomi Programı, nitelikli ve sürdürülebilir bir ekonomik büyüme için sabır ve kararlılığı, öncelikli olarak ise finansal istikrarın yeniden tesis edilmesini öngörüyor. Programda, reel sektör için her zaman önemini vurguladığımız Kalkınma Bankası'nın da önemsenmesini anlamlı buluyoruz. Bu programın hızlı karar alma eşliğinde etkili bir şekilde uygulanarak başta sanayi sektörümüz olmak üzere tüm kesimler için belirsizliği gidererek üretim çarkımıza ivme kazandırmasını diliyorum.”
İstanbul Ticaret Odası (İTO) Yönetim Kurulu Başkanı; ŞEKİB AVDAGİÇ
“Sanayide dönüşümün sıçrama tahtası”
“Bu program, ekonomimizdeki hassasiyetleri dikkate alan gerçekçi bir yol haritası ortaya koydu. YEP’in piyasayla uyuşan ve piyasaya yön veren nitelikte olmasını, ayrıca iş dünyası için son derece önemli olan enflasyon ve cari açık vurgusunu da içermesini çok anlamlı buluyoruz. Şüphesiz katmadeğerli büyüme, sürdürülebilir büyümeyi getirecek. Vergi sisteminin daha adil hale getirilmesiyle ilgili hedefler de iş dünyamıza güven kazandıracak. Yeni Ekonomi Programı’nda açıklanan aksiyon planları, reel sektörümüzün yolunu aydınlatacak, yatırımlara istikamet gösterecek niteliktedir. Özellikle YEP ile elde edeceğimiz makro kazanımları, Türkiye’yi sanayide dönüştürecek bir sıçrama tahtası olarak kullanmalıyız. Tüm gayretimizi buna vermek zorundayız.”
Ankara Sanayi Odası (ASO) Yönetim Kurulu Başkanı; NURETTİN ÖZDEBİR
“YEP güçlü maliye politikasıyla desteklendi”
“Kontrollü ve ekonomik gerçekliklere uygun bir makroekonomik model ortaya konuldu. Programın, mevcut dinamikleri sürdürebilir hale getirirken bunu gerçekleştirmek için de güçlü maliye politikasıyla desteklendiğini görüyoruz.
Kur, faiz ve enflasyon sarmalının, ülke ekonomisine getirdiği maliyetin, bu programla aşılacağını düşünüyorum. Özellikle kamu harcamalarında kısıtlamaya gidileceği ve yüksek maliyetli projelere başlanmayacağına yönelik açıklamalar piyasayı rahatlatacaktır. Sağlanacak kamu tasarrufu, kaynak yaratma açısından çok önemlidir.
Programda bankacılık sektörünün güçlü yapısının sürdürülmesi ve reel sektörü destekleme yönünde devamlılığının sağlanması temel amaç olarak ortaya çıktı. Bu anlamda, reel sektörün finansal piyasalarla ilişkisi göz önüne alındığında, mevcut borçlanma maliyetlerinin aşağı çekilmesi yönünde etkinliği arttırarak, ekonomide bir ivme kazanacağını düşünüyorum. Kaynak sıkıntısının yaşandığı ülkemizde, özellikle döviz akışını sağlamaya yönelik alınan tedbirlerin, döviz kurlarındaki dalgalanmanın normalleşme eğilimine girmesini sağlayacağı aşikardır. Türk lirasına olan güven artacaktır.”
Ankara Ticaret Odası (ATO) Yönetim Kurulu Başkanı; GÜRSEL BARAN
“Döviz merkezli kuşatma sona erdi”
“Yeni Ekonomi Programı (YEP), Türkiye’nin üretim ekonomisine dönüşme süreci için yol haritasını ortaya koydu. Türkiye’nin döviz merkezli ekonomik kuşatma operasyonunu bertaraf etmesinin yanı sıra dengelenme, toparlanma ve sıçrama için yürütülecek çalışmaları içeriyor. YEP’teki enflasyon, işsizlik, cari açık gibi temel göstergelere ilişkin hedefler gerçekleştirilebilir niteliktedir. Üretim odaklı bir büyümenin hedeflenmesi ve katmadeğeri yüksek üretim alanlarına yönelinmesi Türkiye’nin insan kaynağı başta olmak üzere sahip olduğu tüm değerlerin doğru kullanımı ve bağımsızlığı açısından önem taşıyor.”
Ege İhracatçı Birlikleri Koordinatör Başkanı; JAK ESKİNAZİ
“Başarı nitelikli üretimde olacak”
“OVP Türkiye’nin şu andaki ekonomik gerçekliklerini dikkate alarak hazırlanmış gerçekçi bir Yeni Ekonomi Programı oldu. Yeni Ekonomi Programı disiplinli bir şekilde uygulanması halinde Türk ekonomisinin 3 yıl sonunda Türk toplumuna daha fazla refah sağlayacaktır. Önümüzdeki süreçte Türk insanının refahı için ağırlıklı olarak üretim ve ihracatın önündeki engellerin kaldırılması gerekiyor.
Türkiye’nin yeni bir başarı hikayesine ihtiyacı var. Bu başarı nitelikli üretim ve katmadeğerli ihracattan geçiyor. Yatırımların geçtiğimiz yıllara göre bir miktar düşeceği öngörülerini ortadan kaldırmak için üretim ve ihracata desteğin sürmesi gerekiyor. Bu nedenle Yeni Ekonomi Programı’nın önümüzdeki günlerde açıklanacak uygulama esaslarının bu amaca uygun oluşturulması gerekiyor.”