Sonef Ailesi’ni tanıyınca çılgın Türkler’in hala yaşadığına bir defa daha inandım. Bozcaada’da bir otel ve O’nun sahip ve sahibesinden söz ediyorum. Bulgar asıllı Türk vatandaşı Kostantin Sonef ve Eşi Gül Sonef akla ziyan ama bölgenin yüz akı bir iş yaparak, servetlerini Bozcaada’da bir otel’e gömmüşler. Eski bir şaraphane! Mazisi iki yüz yıl öncesine kadar inen bu virane şaraphaneyi karı-koca Sonef’ler çağdaş çizgilerle günümüze adapte etmişler ve Batılı anlamda bir eser meydana getirmişler.
Tarihi bir şaraphaneyi, tarihe ve eski dokuya sadık kalarak modern bir işleve kavuşturan ve Bozcaada’da yüz akı abide bir tesis kuran Gül ve Konstantin Sonef yarattıkları butik ev otelle servetlerini adeta toprağa gömmüşler. Adanın mütevazı bir köşesini çağdaş bir yapıyla taçlandıran bu aile, ufacık ama o nispette çaplı ve o nispette temsil ve kullanım kabiliyetine sahip muhteşem bir mimari oluşturmuş. Bütün bunları estetik içinde, gözün görmesi için tasarlayanlar paraya tahvil edilen yönü hemen hemen hiç olmayan bir mekân oluşturmuşlar. Şık ve şirin bu esere Sonef Ailesi “Ev Otel” adını koymuş. Dekorasyonu ve tertibi ile kendinizi evinizde hissedebileceğiniz bu mekânda Patrik Bartholomeos’un davetiyle küçük bir tatil yaptık.
Oteli tanımamıza Ada’nın Metropoliti Kirillos Dragunis vesile oldu. Patrik Bartholomeos’un davetine icabet ederek Eşimle birlikte gittiğimiz Bozcaada’da Sonef Ailesi’nin butik Oteli’nde yalnız huzurlu bir tatil yapmadık aynı zamanda hala ülkesine bir şeyler verebilmek umuduyla yanıp tutuşan insanları da tanımanın keyfini yaşadık. İki yüzyıllık bir mazisi olan Şaraphane orijinal eski taşlarıyla restore edilerek butik otele dönüştürülmüş. Üç katlı, kocaman ve aydınlık bir mekân olan otel, dışarıdan bakıldığında tek katlı bir bina görünümü veriyor. Otelin içinde bulunan antika eşyalar, orijinal yağlı boya tablolar sizi adeta klasik otel anlayışının dışına taşıyor. Hâsılı iyi niyet, bilgi ve metod üçlüsüyle şekillenen Ev Otel, Bozcaada’nın üzümü kadar ünlü olacağa ve Ada’nın ismiyle birlikte anılacağa benzemektedir.”