İhracatçıları küresel sınamalar ve fırsatlar hakkında bilgilendiren TİM, bu kapsamda Cumhurbaşkanlığı Sözcüsü ve Cumhurbaşkanı Başdanışmanı Prof.Dr. İbrahim Kalın’ı TİM Dış Ticaret Kompleksi’nde ağırladı. “Cumhuriyetimizin 100’üncü Yılına Doğru Jeopolitik Sınamalar ve Fırsatlar” başlıklı sunum gerçekleştiren Kalın, şunları söyledi: “Yerli ve milli olmak ile dünyaya entegre olmak arasındaki dengenin kurulması büyük önem arz ediyor. Altın oran dengeyi sağlayan temel unsurdur. Türkiye, doğu ile batı arasında, yerel-milli olmak ile küresellik arasında, gelenek ile modernize arasında bu altın oranı ve dengeyi kurmuştur. Siyaset anlayışımızı ve ticaretimizi altın oranla geliştirmeye devam edeceğiz. Bu manada Cumhuriyetimizin 100’üncü yılına dünyanın en güçlü ve saygın ülkelerinden birisi olarak gireceğini söyleyebiliriz. Cumhuriyetimizin temelleri bize böyle bir imkanı fazlasıyla sunmaktadır.“
İnsanlığın fiziki gerçekliğin ötesine geçen başka gerçeklik boyutlarıyla ilerlediğini kaydeden Kalın, “Biz buna sanal gerçeklik, güçlendirilmiş gerçeklik ve metaverse diyoruz. Aslında bir anlamda gerçekle hayal ettiğimizin iç içe geçtiği ve bunların birbirini beslediği bir dünyaya doğru hızlı bir şekilde gidiyoruz. Metaverse dediğimiz yeni dünyalarla karşımıza yeni fırsatlar ve tehditler çıkacak. Bu dünyalara ilgisiz kalma şansımız yok. Bunları doğru yönetebilirsek, fiziki gerçekliğin ötesindeki alternatif sanal gerçeklikleri insanlığa sunabilmek için belki yeni fırsatlar olacaktır” diye konuştu.
Bazı ülkelerle yeni sayfalar açılacak: “Yakın zamanda çok güzel gelişmeler olacak” diyen Kalın şu bilgileri verdi: “Bazı ülkelerle yeni sayfalar açma hazırlığındayız. Mısır ile görüşmelere başladık. Suudi Arabistan ile görüşmelerimiz devam ediyor. İsrail ile önemli bir noktaya geldik. Birçok ülkede yeni fırsatlar oluşacak. Hedeflerin ötesinde bir yıl geride kaldı. Şimdi 250 milyar doları, Cumhuriyetimizin 100’üncü yılında 300 milyar doları hedefliyoruz.”
Kalın, sözlerini şöyle sürdürdü: ‘‘Nahçıvan-Azerbaycan arasındaki koridorun açılması normalleşme diye tabir ettiğimiz sürecin bir parçasıdır. Bu süreç hem Türkiye’yi hem de Azerbaycan’ı ve tüm bölgeyi rahatlattığı gibi en çok Ermenistan’ı rahatlatacak. Eş zamanlı olarak Azerbaycan ile Ermenistan arasındaki sınır sorunları çözülecek ve barış anlaşması imzalanacak. Bu koridor, bizim Azerbaycan’ın ötesine gitmemizi kolaylaştıracak.’’