Red Hat, yaratıcı fikirleri inovasyona dönüştürüyor

Firmalara özgür ve açık kaynak kodlu yazılım çözümleri sunan Red Hat Genel Müdürü Haluk Tekin, açık kaynak ve bulut teknolojilerinin KOBİ’ler için sunduğu avantajları anlatarak Red Hat’ın verdiği hizmetler ve çalışmaları hakkında bilgiler verdi. Şirketlerin içinde bulunduğumuz dönemde pazardaki etkinliklerini ve yapılarındaki çevikliklerini artırmak, bu sırada da inovasyon yapmak için çalıştıklarını söyleyen Tekin, mobil teknolojilerin, akıllı cihazların, yapay zeka ve öğrenen makineler gibi teknolojilerin, iş akışları ve iş süreçlerinin dönüşmesi ve daha da otomatikleşmesi gibi fırsatlar sunduğunu ifade etti.
Tekin, “Dünyanın içinde bulunduğu dönemde azalan BT bütçelerine rağmen yeni alanlara yatırım yapmak ve stratejik dönüşüm projelerine devam edebilmek için mevcut altyapı teknolojilerinde önemli maliyet avantajları sağlayan açık kaynak çözümlerinin daha fazla değerlendirildiğini ve kullanılmaya başlandığını gözlemliyoruz” dedi.
Açık kaynak yazılımlara ulaşmanın ve bunları denemenin çok kolay olduğuna değinen Tekin, “Bu yazılımlarla ilgilenen şirketler aboneliklerimizle bakım hizmetine erişebiliyor ve destek anlaşması imzalayarak yoluna uzmanlığımızdan güç alarak devam edebiliyor. Açık kaynak çözümleriyle firmaları lisans bağlılığından kurtarıyoruz. Aynı zamanda abonelik sistemimiz üzerinden müşterilerimize yazılım destek hizmetleri ile danışmanlık ve eğitim gibi tamamlayıcı hizmetleri sunuyoruz. Projelerin uygulanmasında ve entegrasyonunda onların yanında oluyoruz. Bu sayede yaratıcı fikirlerin inovasyona dönüşmesine yardımcı oluyoruz” diye konuştu.
Red Hat olarak deneyimli kişi eksikliğini yeni nesil açık kaynak ve teknoloji uzmanlarının gelişiminde rol oynayarak gidermeye odaklandıklarının altını çizen Tekin, dijital becerilere duyulan ihtiyacın dünya çapında arttığını ancak şirketlerin ve kurumların dijital dönüşüm yolculuklarının da tüm hızıyla devam ettiğini kaydetti: “Bu yüzden inovasyonların potansiyelini gerçeğe dönüştürmek için kalifiye personel sayısını yüksek rakamlara ulaştırmak fazlasıyla önemli. Biz de bu noktadan hareketle bu açığın büyük bir kısmını sürdürülebilir şekilde giderebilmek için çalışmalar gerçekleştiriyoruz.”

Bulut, SaaS’tan BT’nin tamamında tercih ediliyor
‘Bulut’un, temel bilişim ve depolamadan çevrimiçi SaaS tabanlı karmaşık kurumsal uygulamalara erişime kadar kurumsal BT’nin neredeyse tamamında tercih edilen bir yöntem haline geldiğini vurgulayan Tekin, şunları ifade etti: “Hem erişim kolaylığı hem de talebe göre ölçeklendirilebilen kullanım gibi kolaylıklar sayesinde şirketler BT stratejilerinin temeline bulutu yerleştiriyor. Öyle ki IDC’nin FutureScape: Worldwide Cloud 2022 Predictions çalışmasına göre 2024’e kadar şirketlerin yüzde 50’si süreçlerin her yerde tutarlı bir şekilde işleyebilmesi için bulut yerlisi teknolojiler gibi bulut hizmetlerinin sağladığı imkanlara sahip uygulamalar kullanacak. Biz de bulutla ilgili zorlukları ortadan kaldırıyoruz ve şirketlerin dijitale öncelik veren imkanlarını artırarak yeni yazılım/dijital varlık geliştirme süreçlerini hızlandırıyoruz.”
Tekin, Red Hat Cloud Services’leri hakkında şu bilgileri verdi: “Birçok yenilik yaptığımız Red Hat Cloud Services portföyümüz sayesinde hibrit bulut ortamlarında bulut yerlisi uygulamalar geliştiren, kullanıma sunan ve ölçeklendiren şirketler artık tamamen yönetilen ve iyileştirilen kullanıcı deneyiminden faydalanabiliyor. Hibrit bulutun karmaşıklıklarını ortadan kaldıracak şekilde tasarladığımız Red Hat Cloud Services ile öncü kurumsal Kubernetes platformumuz Red Hat OpenShift’i birbirine entegre ediyoruz. Bu entegrasyon mevcut uygulamaları modernleştirmek, bulut yerlisi uygulamalar oluşturmak, geliştirmeyi kolaylaştırmak, uygulamaları daha akıllı hale getirmek ve üçüncü parti hizmetleri entegre etmek için bir temel sağlıyor.”
Bulutla birlikte hayatlarımıza giren sunucusuz bilişimden de bahsetmek gerektiğine değinen Tekin, şu bilgileri verdi: “Tüm dünyanın merakla konuştuğu Metaverse gibi milyarlarca kişiyi ve binlerce, belki milyonlarca şirketi bir araya getirecek sanal dünyada önemli rol oynayabilir. Çünkü böylesine büyük bir sistemin ihtiyaç duyacağı kaynak da fazla. Bu noktada devreye giren sunucusuz bilişim, kaynakların daha verimli kullanılmasını sağlıyor. Bulut yerlisi bir geliştirme modeli olan sunucusuz bilişim, geliştiricilere uygulamalarını altyapıyı düşünmeden geliştirme ve kullanıma sunma imkanı sağlıyor.
Sunucusuz bilişim ile geliştirilen uygulamaların ölçeği ihtiyaca göre otomatik olarak artırılabiliyor veya azaltılabiliyor. Genellikle kullanım miktarına göre oluşan maliyetiyle de şirketleri büyük bir yükten kurtarıyor. Knative sayesinde Red Hat OpenShift Serverless ile geliştirilen uygulamalar da Red Hat OpenShift’in yüklü olduğu her yerde çalışabiliyor.
Ayrıca sunucusuz bir ortamda konteyner hizmete alma sürecinin her aşaması Red Hat OpenShift arayüzünden tamamlanabiliyor. Geliştiriciler hangi olayların konteynerleştirilmiş uygulamaları kullandığını görebiliyor ve uygulamaların kullanılmasını gerektiren durumları da istediği gibi düzenleyebiliyor.”

Red Hat’ten yenilikler
Yakın zamanda inovasyonların açık hibrit bulutta daha tutarlı bir şekilde geliştirilmesini sağlayacak şekilde tasarlanan Linux işletim sistemi Red Hat Enterprise Linux 9’u tanıttıklarını belirten Tekin, “Müşterilere tercih imkanı ve esneklik sağlayan Red Hat Enterprise Linux, 20 yıldır veri merkezinde ve bulutta bulunan kurumsal BT yapılarının temelinde yer alıyor. Red Hat Enterprise Linux aboneliğine sahip olan herkes hibrit bulut genelinde kaynak kullanımını iyileştirirken olası yapılandırma ve güvenlik açığı sorunlarını tespit etmek ve düzeltmek için kesintisiz ve proaktif analitik hizmetimiz olan Red Hat Insights’a da erişebiliyor” diye konuştu.
Tekin, “Red Hat Enterprise Linux 9’da donanım seviyesinde güvenlik zafiyetlerinin giderilmesine ve kullanıcıların kötü niyetli kodun erişemeyeceği bellek alanını artırmasına yardımcı olan özellikler de bulunuyor” dedi.
Tekin, sözlerini şöyle tamamladı: “Bunun dışında Nokia ile birlikte 5G’nin kullanım alanını artırıyoruz. 5G Cloud RAN çözümünü Red Hat OpenShift üzerinde çalıştıran Nokia ile iletişim hizmeti sağlayıcılarının ağlarında kullanabileceği en iyi bileşenleri geliştiriyoruz. Nokia’nın ağ özelliklerini iyileştirme alanındaki deneyimini bulut altyapısı ve kurumsal uygulama deneyimi alanlarındaki yaklaşımımızla bir araya getirerek tüm dünyanın iletişim ihtiyaçlarını gidermek için çalışıyoruz. Özetle, bilimkurgu filmlerinde gördüğümüz ve belki de ‘Keşke gerçek olsa’ dediğimiz imkanları ve teknolojileri geliştirmek için alanında lider şirketlerle birlikte ilerliyoruz.”