Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Dış Ekonomik İlişkiler Kurulu (DEİK) Yönetim Kurulu’nu Dolmabahçe Çalışma Ofisi’nde kabul etti. ABD ile ticari ilişkilerden Yeşil Mutabakata, küresel ticaretin ana gündem maddelerinden Türk diasporasının uluslararası faaliyetlerine kadar, DEİK’in ticarette yeni döneme ilişkin önerileri ve iş dünyasına yol haritası olacak stratejik çalışmaları, geniş bir projeksiyon ile Cumhurbaşkanı’na sunuldu.
Toplantıya Ticaret Bakanı Ruhsar Pekcan, Hazine ve Maliye Bakanı Lütfi Elvan, Adalet Bakanı Abdülhamit Gül, Sanayi ve Teknoloji Bakanı Mustafa Varank, Cumhurbaşkanı Sözcüsü İbrahim Kalın, Cumhurbaşkanlığı İletişim Başkanı Fahrettin Altun, Ekonomi Politikaları Kurulu üyeleri Nihat Zeybekci, Dr. Cemil Ragıp Ertem, Yiğit Bulut, Gülsüm Azeri, Hakan Yurdakul, Doç.Dr. Hatice Karahan, Korkmaz Karaca, Mehmet Ali Akben, Meltem Taylan Aydın, Prof.Dr. Servet Bayındır, DEİK Başkanı Nail Olpak ile DEİK Başkan Yardımcıları; Abdurrahman Kaan, İsmail Gülle, Mithat Yenigün, Yönetim Kurulu Üyeleri; Ahmet Cengiz Özdemir, Ahmet Çalık, Ahmet Nazif Zorlu, Ali Kibar, Ayşem Sargın, Baran Çelik, Başar Arıoğlu, Berna Gözbaşı, Çetin Nuhoğlu, Ebru Özdemir, Fatih Gürsoy, Firuz Bağlıkaya, Fuat Tosyalı, İbrahim Burkay, Mahsum Altunkaya, Mehmet Ali Yalçındağ, Murat Kolbaşı, Muzaffer Çilek, Orhan Cemal Kalyoncu, Osman Aksoy, Prof.Dr. Orhan Gazi Yiğitbaşı, Steven Young, Şekib Avdagiç, Tuncay Özilhan, Ümit Kiler, Ümit Leblebici, Vahap Küçük, Yaşar Doğan, Zeynep Bodur Okyay, DEİK Genel Sekreteri Caner Çolak ve DEİK Genel Sekreter Yardımcısı Merih Kepez Örnek katıldı.
Önümüzdeki dönemde DEİK ile çalışmalarımıza hız vereceğiz”
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, önümüzdeki dönemde salgın şartlarının hafiflemesiyle birlikte DEİK bünyesindeki çalışmalarına hız vereceklerini söyledi. “Türkiye olarak ticari diplomasi alanında yeni bir sıçramaya ihtiyaç duyuyoruz” diyen Cumhurbaşkanı Erdoğan, sadece iç piyasaya odaklanan şirketlerin salgından olumsuz etkilenirken ihracata, inovasyona ve Ar-Ge’ye önem veren şirketlerin süreci en az hasarla atlattığını, ihracat odaklı çalışan şirketlerin, salgın sürecinde müşteri yelpazesini genişlettiğini ifade etti.
Pandemi çeşitli zorluklar getirse de iş dünyasına yeni fırsat pencereleri açtığını belirten Erdoğan, Türk firmalarının bu dönemde, kaliteli ürünleri, rekabetçi fiyatları ve hepsinden önemlisi güvenilirlikleriyle rakiplerine fark attığını kaydetti. Dünya genelinde Asya merkezli üretim biçimlerine yeni alternatifler oluşturma çabasının da bunda payı olduğunu vurgulayan Erdoğan, “Salgında, tüm yumurtalarını aynı sepete koymanın riskini gören şirketler, bu süreçte üretim ağlarını ve merkezlerini çeşitlendirmeye başladılar. Bu arayışlarda Türkiye’nin adı giderek ön plana çıkıyor. Aşılamanın artmasıyla beraber dünya genelinde salgın geriledikçe taşlar yerine oturacak, ülkemizin yakaladığı ivme daha da artacaktır. Salgın sonrası dönemde de dünya, Türkiye’nin başarılarını konuşmaya devam edecektir” dedi.
Ekonomi ve hukuk reformları geliyor: Salgın nedeniyle yapmak zorunda kaldıkları kısıtlamaların, üretici ve çalışanların üzerinde oluşturduğu yükü en az seviyeye indirebilmek için pek çok ilave desteği uygulamaya geçirdiklerini, gerekirse yeni destekleri de devreye alacaklarını açıklayan Erdoğan, “Türkiye salgın sonrası döneme güçlü, dayanıklı ve rekabetçi bir küresel oyuncu olarak girecektir. Salgının etkileriyle mücadeleyi hem makroekonomik hem de mali alanda atacağımız adımlarla destekleyeceğiz. Ekonomimizin güçlü yönlerini sağlamlaştırırken tedbir gerektiren hususların da üzerine kararlılıkla gideceğiz. Serbest piyasa ekonomisi çerçevesinde attığımız adımların etkisi, finansal piyasa göstergelerimize olumlu bir şekilde yansımaya başladı. Ülkemizi yatırım, üretim ve teknoloji üssü yapacağız. Daha iyi bir yatırım ortamının tesisi için gereken tüm adımları atacağız.” Cumhurbaşkanı Erdoğan, ekonomi ve hukuk alanındaki reformları da yakında kamuoyuyla paylaşacaklarını açıkladı.
Kısa, orta ve uzun vadeli öneriler: DEİK Başkanı Nail Olpak, Cumhurbaşkanı’na dış ekonomik ilişkilerimizin yol haritasını, dış ekonomik ilişkiler ve iş dünyasının gündemini oluşturan somut önerilerini kısa, orta ve uzun vade takviminde sunduklarını anlattı: “Yeni Başkan Biden döneminde Türkiye-ABD ticari ilişkileri, Yeniden Asya Girişimi, Yeşil Mutabakat, uluslararası yatırımcı algısı, tedarik zinciri, transit ticaret, yeni ticaret blokları konu başlıkları ve iş dünyamızın talep ve önerilerini içeren bir sunum gerçekleştirdik. Dünya Türk İş Konseyi çatısı altında yürüttüğümüz diaspora çalışmalarımız da önemli gündemlerimizden biri oldu.”
AfCFTA ile Afrika’da yeni fırsatlar
DEİK, Türk iş dünyasının Afrika kıtasındaki yeni dönem ticaret ve yatırım vizyonunu şekillendirecek raporlardan birine daha imza atmaya hazırlanıyor. Afrika Kıtasal Serbest Ticaret Bölgesi (AfCFTA) anlaşmasının ardından kapsamlı bir bölgesel rapor hazırlığını sürdüren DEİK/Türkiye-Afrika İş Konseyleri, ürün ihracatından pazarda değişen dinamiklere, kıtadaki yeni yatırım fırsatlarından atılması gereken stratejik adımlara kadar Türk özel sektörüne Afrika’da rehberlik edecek bir projeksiyon sunacak.
DEİK Başkanı Nail Olpak, 1 Ocak 2021’de yürürlüğe giren AfCFTA anlaşması ile 1.3 milyar nüfusa sahip ve 3.4 trilyon dolarlık yeni bir serbest ticaret pazarı oluştuğuna dikkat çekti: “Afrika içi ticareti yüzde 50 artırması öngörülen, dünya ticaretine 76 milyar dolar ek gelir sağlaması beklenen ve en büyük küresel serbest ticaret bölgesi olma özelliği taşıyan AfCFTA anlaşmasını Türkiye açısından iyi okumalıyız.” Dünyadaki işlenmemiş toprakların yüzde 60’ını kapsayan coğrafyadan küresel nüfusun tarım ve gıda ihtiyacını karşılamak üzere, 1 trilyon dolarlık yeni bir üretim gerçekleşecek olmasının önemine değinen Olpak, Afrika kıtasındaki ticarette şeffaflık ve eşitlikle özellikle sanayi alanındaki yatırımların artmasına da katkıda bulunacak anlaşmayı Türk iş dünyası açısından da memnuniyetle karşıladıklarını söyledi: “Yeter ki bu yeni dönemin artılarını da eksilerini de doğru analiz edelim ve Afrika’nın bölgedeki sanayileşme ile kalkınma vizyonuna yatırımlarımızla ortak olalım. Türk iş dünyası olarak bu büyük kıtasal pazardaki yeni fırsatları ilk değerlendiren ülkelerden biri olmalıyız. Kazan-kazan ilkesine dayanan yaklaşımımızla, yine her zamanki gibi Afrikalı dostlarımızla ekonomik ve ticari ilişkilerde farkımızı ortaya koyacağımıza inanıyoruz.”
DEİK olarak 54 ülkeye sahip Afrika kıtasında 45 İş Konseyi ile faaliyet gösterdiklerini, etkin ticari diplomasi faaliyetleriyle Türk iş dünyası adına bölgenin nabzını tuttuklarını, DEİK/Türkiye-Afrika İş Konseyleri ile AfCFTA Anlaşması kapsamında hazırladıkları özel raporla Türk özel sektörünün Afrika’daki yol haritasına ışık tutmaya çalışacaklarını paylaşan Olpak, Afrika’daki ticaret ve yatırım ortamında ayrıcalıklı konuma gelmek için çalışmamız, yeni Serbest Ticaret Anlaşmaları (STA’lar) ile Türk özel sektörünün Afrika’daki rekabet gücünü artırmamız gerektiğini ifade etti: “Türkiye’nin Afrika ülkelerinden Tunus, Fas, Mısır ve Morityus ile halihazırda yürürlükte olan STA’ları var. Afrika Bölgesel Ekonomik oluşumları ECOWAS ve COMESA ile de yeni STA’lar imzalayarak, Afrika’da serbest ticaret imkanı bulacağımız ülke sayısını artırmamız gerekiyor. Ticaret Bakanlığımızın Afrika özelinde atacağı stratejik adımlar ve stratejik öneme sahip Afrika ülkelerinde kurulması planlanan lojistik merkezleri de Türk iş dünyasına yeni kazanımlar sunacak.”
Hedef; yatırım, üretim ve teknoloji üssü Türkiye
Hedef; yatırım, üretim ve teknoloji üssü Türkiye
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Dış Ekonomik İlişkiler Kurulu (DEİK) Yönetim Kurulu Üyeleri ile bir araya geldi. DEİK, Cumhurbaşkanı Erdoğan’a, kısa, orta ve uzun vadedeki dış ekonomik ilişkilerin yol haritasını sundu.