KobiEfor Sanayi Ekonomi Dergisi

“Etik İş-İşte Etik” Sempozyumu, Ankara’da gerçekleştirildi

HABER

TOSYÖV, TÜRMOB ve Hacettepe Üniversitesi İşletmecilik Meslek Etiği Uygulama ve Araştırma Merkezi (HÜEM) işbirliğinde, EBEN Türkiye Avrupa İş Ahlakı Örgütü İş Etiği Projesi kapsamında, Ankara’da, Etik İş-İşte Etik Sempozyumu düzenlendi.

TOSYÖV (Türkiye Küçük ve Orta Ölçekli İşletmeler, Serbest Meslek Mensupları ve Yöneticiler Vakfı), TÜRMOB (Türkiye Serbest Muhasebeci Mali Müşavirler ve Yeminli Mali Müşavirler Odaları Birliği) ve Hacettepe Üniversitesi İşletmecilik Meslek Etiği Uygulama ve Araştırma Merkezi (HÜEM) işbirliğinde, EBEN Türkiye Avrupa İş Ahlakı Örgütü İş Etiği Projesi kapsamında, Ankara’da düzenlenen Etik İş-İşte Etik Sempozyumu’na KOBİ’ler, muhasebeci ve mali müşavirler, akademisyenler, kamu ve sivil toplum dünyası temsilcileri yoğun ilgi gösterdi.
Etkinliğin açılış konuşmacılarından TOSYÖV Yönetim Kurulu Başkanı Ş. Nezih Kuleyin, TOSYÖV’ün misyonu ve gerçekleştirdiği çalışmaları katılımcılarla paylaştı. 1989 yılında kurulan TOSYÖV’ün KOSGEB ve KGF gibi kuruluşların kurulmasında önemli katkıları bulunduğunu aktaran Kuleyin, KOBİ’lerin sorunlarının dile getirilmesi, devlet kuruluşları ve özel finans kuruluşları tarafından desteklenmeleri yolunda önemli bir misyonu yerine getirdiğini ifade etti.
Nezih Kuleyin, “Bugün için iş dünyasının en önemli sorunlarından birinin iş ahlakı bilincinin eksikliği dolayısı ile ticari ilişkilerde ortaya çıkan güven sorunu olduğunu” belirterek, özellikle iş etiği açısından kötü örneklerin ticari faaliyetlere büyük zararlar verdiğini söyledi. Türkiye’de iş ahlakı açısından bazı yanlış uygulamaların gelenekselleşmesi sonucu normalleştiğini aktaran Kuleyin, bu durumda işletmecilerin kendileri için istemedikleri şeyleri karşı tarafa zarar verecek biçimde kullanabildiklerini açıkladı. Örneklerle konuyu aktaran Kuleyin, “Bizde var olan bazı kavramları yabancılar anlamakta zorluk çekebilirler. Örneğin; ‘hatır çeki’ diye bir yöntem var. Biz zor durumda kalan bir işletmeciyi kurtarmak ya da yardımcı olmak için duygusal tepkilerle ve vefalı olmak adına yeni yöntemleri ortaya çıkarmış bir ülkeyiz. Aslında iş etiği konusunda hiçbirimiz tam olarak doğru davrandığımızı söyleyemeyecek durumdayız. Hepimizin az çok bir yönü iş etiği ile çelişir” dedi.
Düzenlenen etkinliğin çok önemli bir konuya dikkat çekmeyi amaçladığını vurgulayan Kuleyin, iş dünyasında etik bir sorgulamanın yapılmasına acil olarak gereksinim duyulduğunu, etik kuralların yerleşmesi ile ticari faaliyetlerin veriminin artacağını, ticari iletişimin ve ilişkilerin kaliteli bir zemine taşınarak piyasaya çok olumlu yansımaları olacağına inandığını dile getirdi. 
Hacettepe Üniversitesi İşletmecilik Meslek Etiği Uygulama ve Araştırma Merkezi (HÜEM) Müdürü Prof.Dr. Mustafa Kılıç, Merkez’in ülkemizde iş ahlakının ve firmaların sosyal sorumluluklarının geliştirilmesi yönünde araştırma yapma, bilimsel toplantılar düzenleme, uygulama projeleri yürütme ve yayın gibi faaliyetleri yürütmekte olduğunu anlattı. Kılıç,  HÜEM’in ülkemizde iş etiği alanında kurulan ilk akademik merkez olduğunu belirterek, 2003 yılından sonra European Business Ethic Network’in (EBEN) Türkiye’deki temsilciliği ve koordinatörlüğünü üstlendiğini ve EBEN-TR yapılanmasını oluşturduğunu, bu kapsamda biri 2008, diğeri 2015 yılında olmak üzere iki uluslararası EBEN kongresini organize ettiğini anlattı. 
İş etiğinin çok genel bir kavram olduğunu ifade eden Kılıç, trafikteki insan davranışlarından, insan sağlığına direkt etki edecek gıda ürünlerindeki yanıltıcı içeriklere varıncaya kadar her alanda etik sorununun varlığından söz edilebileceğini, iş etiğinin kurumsal kalitenin, ciddiyetin ve insana değer vermenin göstergesi olarak kabul edildiğini söyledi: “Üretilen bir mal ya da hizmetin fiziki kalitesi mükemmel olsa bile o malın üretim sürecinde etik olmayan iş ya da işlemlerin olması ilgili işletmeler/kurumlar için artık kabul edilebilir bir durum değildir.” Kılıç, toplumdaki adalet duygusuna, fırsat eşitliğine ve kayırmacı yaklaşımlara vurgu yaparak, “İş etiğinin uzağında kaldığımız çok örnek var. Bugün için en basiti herhangi bir kurumda işimiz olduğunda tanıdık birini arama gereği duyuyorsak, o kurumun işini doğru düzgün yapacağına dair inancımız eksik demektir. Toplumda bu duygunun hiç de azımsanmayacak kadar yoğun olduğunu söyleyebiliriz” dedi.
Mustafa Kılıç etik çalışmalarda meslek örgütlerine büyük görevler düştüğünü de kaydederek, Türkiye’de meslek kuruluşlarının üyelerinin mesleki sorunlarına odaklanmak yerine daha makro sorunlara odaklandıklarını, daha büyük iç ve dış politika meseleleri ile gündemde olmak yerine ilgi alanlarındaki daha mikro sorunlarla ilgilenmelerinin iş etiği gibi birçok sorunun daha iyi anlaşılması ve çözümünde etkili olacağını dile getirdi.
TÜRMOB Genel Başkanı A. Masis Yontan, açılış konuşmasında TÜRMOB olarak iş etiği konusunda çok hassas olması gereken bir meslek grubunu temsil ettiklerini, mükelleflerine örnek olacak bir hassasiyette ve disiplinde çalıştıklarını, bu anlamda bir iç disiplin mekanizması oluşturduklarını kaydetti. Yontan, denetimler sonucunda muhasebeci ve mali müşavirlik yaparken etik dışı davranışa yönelen üyelere önemli yaptırımlar uyguladıklarını söyledi. İş yapma biçimlerinde dünyadaki gelişmelerin gerisinde kalınmaması gerektiğini de vurgulayan Yontan, dijitalleşen bir dünyada yakın zaman içerisinde paranın ortadan kalkacağını, yazılı belge ve bilgilerin tamamen dijitalleşeceğini, yapay zeka uygulamalarının yaygınlaşacağını anlattı. Bu durumda iş yapma biçimlerinde ortaya çıkan yeniliklerle etik kuralların yeniden oluşacağını belirten Yontan, “Bu gelişmelere ayak uyduramadığımız takdirde ticari anlamda rekabet gücümüz büyük bir darbe alacak” dedi. TÜRMOB’un sosyal sorumluluk projelerine ve eğitsel faaliyetlere çok değer verdiğini de aktaran Yontan, bu anlamda üyelerini geliştirmek için en çok faaliyet yapan kuruluşlardan biri olduklarını ifade etti. 
Etkinliğin son açılış konuşmacısı Kamu Görevlileri Etik Kurulu Başkanı Köksal Toptan, son yıllarda bu konuda yapılan en keyifli ve faydalı etkinlikte konuşmacı olmaktan büyük mutluluk duyduğunu söyledi. Kamuda etik konusunda yapılan uygulamalar hakkında bilgiler veren Toptan, toplumsal yaşamın sağlıklı işlemesi için hukuk kuralları yanında ahlaki değerlere ihtiyaç olduğunu kaydetti. Toptan, kamuda neredeyse olağan hale gelen birçok etik dışı uygulama ile mücadele ettiklerini, tapu ve gümrük işleri gibi birçok alanda önemli mesafeler alındığını aktardı. Yapılan çalışmalarla tapuda yüzde 85, gümrük uygulamalarında ise yüzde 55 başarı yakalandığını kaydeden Toptan, TBMM’de bazı yasal düzenlemeler konusunda çalışmalar yaptıklarını bu anlamda parlamentonun konuya daha çok ilgisi olması gerektiğini ifade etti. Son dönemde kamuda etik konusunda eğitimler düzenlendiğini, konuya ilginin yoğun olduğunu, etik uygulamalarla kamu hizmetlerinde kalitenin sağlanacağını aktaran Toptan, vatandaşa daha sağlıklı bir hizmet verileceğini, bunun bir gelişmişlik göstergesi olduğunu dile getirdi. 
Çağrılı Konuşmacı olarak sempozyuma katılan Araştırmacı Yazar İsmail Tokalak ise “İş Etiğinin Panoraması ve Sanayi Keneviri Yatırımları” konulu çarpıcı bir sunum gerçekleştirdi. İş etiği konusunun mikro ve makro boyutları bulunduğuna değinen Tokalak, yasalar, ekonomik, politik ve sosyal düzenin iş etiğinin makro boyutunu oluşturduğunu söyledi. Tokalak, bu alanlardaki düzenlemelerin işletmelerin iş etiği konusundaki uygulamalarının temelini oluşturacağını, ancak bu konuda önemli sorunlar bulunduğunu söyledi. Doğaya saygı olmadan etik olunamayacağını vurgulayan Tokalak, sanayi keneviri ile ilgili bilgiler verdi ve bu bitkinin hem ekonomik anlamda hem de doğaya duyarlı olma konusunda tarımda yeni ufuklar açabileceğine dikkat çekti. Türkiye’de ve dünyada gıda ve tarım konusunda etik dışı uygulamalar konusunda yaptığı araştırmalara dayalı bilgileri katılımcılarla paylaşan Tokalak, gıda sektörü tarafından üretilen ve aldatıcı reklamlarla dezenformasyonlarla insanlar için elzem gıda maddesi olarak sunulan işlenmiş ve binlerce katkı maddeli ürünlerle iş etiğinin panoramasını sundu. Tokalak katılımcılar tarafından ilgiyle izlendi.
Açılış konuşmalarının ardından iş etiğinde uzman konuşmacıların sunumlar yaptığı panelin moderatörlüğünü Hacettepe Üniversitesi İİBF Siyaset Bilimi ve Kamu Yönetimi Bölümü Öğretim Üyesi Prof.Dr. Uğur Ömürgönülşen yürüttü. 
Panelistlerden Başkent Üniversitesi Ticari Bilimler Fakültesi Dekan Yardımcısı ve Yönetim Bilişim Sistemleri Bölüm Başkanı Prof.Dr. Ali Halıcı, işletmelerin temel amaçlarının; toplumun ihtiyaçlarını karşılayacak mal ve hizmetleri üretmek, kar etmek ve bu iki temel amacı dengeleyerek hayatta kalmak olduğunu söyledi. Bir işletmenin ekonomik, yasal ve etik sorumluluklarını yerine getirebilmesi için her şeyden önce hayatta kalması gerektiğini vurgulayan Halıcı, etik ve ahlak ilişkisi, ahlaki değerlerle hukuk ilişkisi ve iş etiği konularını etik kuramlarla ilişkilendirerek iş hayatına yansımalarını örneklerle açıklayarak sunumunu tamamladı.
Dokuz Eylül Üniversitesi İşletme Fakültesi Öğretim Üyesi Prof.Dr. Çağnur Balsarı, “Etik Kültür ve Yolsuzlukla Mücadele: Muhasebe Mesleğinin Rolü” konulu sunumunda hile, yolsuzluk ve yolsuzluğun dünyaya maliyeti konularında çarpıcı bilgiler verdi. ACFE (Uluslarası Hile Denetim Uzmanları Birliği) 2018 raporundan rakamlar veren Balsarı, dünyanın 2018 yılında 4 trilyon ABD Doları yolsuzluk ve hile zararı olduğunu söyledi. Muhasebe mesleğinin yolsuzluğu önlemedeki önemli rolüne atıfta bulunan Balsarı, paylaştığı önemli bilgilerle sunumunu tamamladı.
Gazi Üniversitesi Tıp Fakültesi Tıp Etiği ve Tıp Tarihi Anabilim Dalı Başkanı Prof.Dr. Nesrin Çobanoğlu, “Mesleki Etikleri, Hekimlik Mesleği ve Tıp Etiği” konulu sunumunda etiğin tanımı, meslek etiği, çevre etiği, işletme etiği, siyaset etiği, yönetim etiği konuları ile genel anlamda tıp alanında etik yaklaşımları aktardı. Çobanoğlu, toplumun etik yöneliminin kişilerin birbiri ile uyum sağlama çabası sonucunda şekilleneceğini söyledi ve meslek etiğini “Belirli bir meslek grubunun, mesleğe ilişkin olarak oluşturup koruduğu, meslek üyelerine emreden, onları belli bir şekilde davranmaya zorlayan, kişisel eğilimlerini sınırlayan, yetersiz ve ilkesiz üyeleri meslekten dışlayan, meslek içi rekabeti düzenleyen ve hizmet ideallerini korumayı amaçlayan mesleki ilkeler bütünü” olarak tanımladı. Çobanoğlu, bu ilkelerin sadece siyah beyaz kadar doğruluğu ve yanlışlığı belli olan konularda değil asıl tereddütlü veya gri alanlarda yol gösterici olması gerektiğini kaydetti. 
Dünya Gazetesi Genel Yayın Yönetmeni Hakan Güldağ, “Gazetecilik ve Medya Etiği” başlıklı konuşmasında, medyanın toplumu aydınlatan, eğiten ve yönlendiren büyük bir güç olarak etik kaygıları taşıması gerektiğini söyledi. Gazetecilik ve etik konusunu ülkemiz açısından değerlendiren Güldağ, gazetecilik ve medya etiğinde evrensel kuralların benimsenmesinin önemini vurguladı, bu ilkeler dışında; reklam verenlerin, siyasi otoritenin, hatta okuyucuların, diğer aidiyetleri öne çıkararak beklentileri karşılamaya çalışmanın doğru olmayacağını dile getirdi. 
TÜRMOB Etik Kurulu Başkanı Feyzullah Topçu, “TÜRMOB Muhasebe Etik Çalışmaları ve Etik Eğitimleri” başlıklı konuşmasında TÜRMOB’un konu ile ilgili faaliyetleri hakkında bilgiler verdi. Yaygın bir eğitim çalışması yürüttüklerini aktaran Topçu, eğitimlerin meslek mensuplarının etik sorunluluklarının farkına varmasında uyarıcı ve etkili olduğunu vurguladı.
Program sonunda konuşmacılara plaketlerini TOSYÖV Yönetim Kurulu Başkan Yardımcısı ve aynı zamanda TÜRMOB önceki Başkanı Nail Sanlı verdi.

Sitemizden en iyi şekilde faydalanmanız için çerezler kullanılmaktadır.