KobiEfor Sanayi Ekonomi Dergisi

Dijital dönüşümün kilidi KOBİ’ler

HABER

Türkiye Bilişim Derneği İstanbul Şubesi tarafından düzenlenen 2. İstanbul KOBİ’ler ve Bilişim Kongresi (KOBİ’19), “Ekonominin İtici Gücü KOBİ’ler; KOBİ’lerin İtici Gücü Bilişim” ana temasıyla Kadir Has Üniversitesi’nde gerçekleştirildi. Zirve’de KOBİLİŞİM Çalışma Grubu’nun 15. yıl özel pastası da katılımcılarla birlikte kesildi.

Türkiye Bilişim Derneği (TBD), KOSGEB, Türkiye İhracatçılar Meclisi (TİM), İstanbul Ticaret Odası (İTO) tarafından desteklenen ve Türkiye Bilişim Derneği (TBD) İstanbul Şubesi tarafından düzenlenen 2. İstanbul KOBİ’ler ve Bilişim Kongresi (KOBİ’19), dergimiz KobiEfor’un medya sponsorluğunda Kadir Has Üniversitesi’nde gerçekleştirildi. “Ekonominin İtici Gücü KOBİ’ler; KOBİ’lerin İtici Gücü Bilişim” ana temasıyla gerçekleştirilen etkinliğe çok sayıda KOBİ temsilcisi katıldı.
TİM Yönetim Kurulu Üyesi Fatih Kemal Ebiçlioğlu, Türkiye ekonomisinin lokomotif gücü KOBİ’lerin finansa erişim gibi bir takım sorunlarla karşı karşıya bulunduğunu belirterek, bu sorunların kısa sürede giderilmeyeceğini ancak önümüzde gelişmekte olan bir ülke olarak fırsatlar bulunduğunu söyledi: “Ama yine bir şeyleri kaçırmanın arifesindeyiz. Gelişmiş ülkelerle terminoloji olarak hemen hemen aynı şeyleri söylüyoruz. Dünyada olan bitenin farkındayız, ama eylemde ve hedef koymada ve o hedefe gitme yolunda eksik olduğumuzu görüyorum. Farkında olmak adım atmak için yeterli değil.”
Dijital transformasyonun sıcak bir konu olduğuna ve dijital dönüşümün mevcut insan kaynağının yeniden şekillenmesi anlamına geldiğine dikkat çeken Ebiçlioğlu, “KOBİ’ler yetkin insan kaynağını oluşturma sorumluluğunu yapabilir mi? Temel sorun bu” dedi ve bunun için ciddi bir planlama ve çalışma gerektiğini söyledi.  KOBİ’lerin ihracatçı olması yolunda TİM olarak önemli çalışmalar yaptıklarını aktaran Ebiçlioğlu, TİM’in sağladığı platformlarla orta ölçekli veya küçük işletmelerin ihracatçı olmasının geçmişe göre daha kolay olduğunu anlattı. Ama ihracatçı olmak için tüm süreçlerin dijital transformasyonu sağlaması gerektiğini paylaşan Ebiçlioğlu, “Aksi halde uluslararası arenada ön planda olma şansınız yok. İhracatçı olsanız dahi sürdürülebilir olamazsanız” uyarısında bulundu.
KOSGEB İstanbul Merkez Müdürü Zeynep Kasımoğlu ise dijitalleşme konusunda KOSGEB olarak çağrıya çıktıklarını ve 1511 başvuru aldıklarını belirtti: “Bu başvurulardan 231 tanesi dijitalleşme sağlayacak iddiasındaydı. Dijitalleşme için bilim, teknoloji, üretim, STK, üniversite ekosistemi gerekiyor. Gerçekçi olmak lazım, doğru yol haritası çizmek ve hedefi birlikte koymak gerekiyor. Sürecin en önemli yol haritası; ekosistemi güçlendirecek çalışmaların değerli olduğudur.”
Ülke ekosistemi hayalleri engelliyor: İSO Yönetim Kurulu Üyesi Sultan Tepe, ise teknik tekstil alanında faaliyet yürüten bir firması bulunduğunu kaydederek, firmaların dijital dönüşümü tamamlamada sorunlarla karşı karşıya kaldığını söyledi: “3 yıldır 4-5 seçim geçirdik. Öngörülemez bir ülke gerçeğimiz var. Bir gün finansa yüzde 15 maliyetle ulaşırken ertesi gün bu maliyet yüzde 40’a çıkabiliyor. Artık şirket kaynaklarını dönüşüme değil finansa yatırmak zorunda kalıyoruz. Ben artık dönüşüme kaynak ayıramıyorum. Oysa dijital dönüşüm algısının tüm ülkeye yansıtılması ülke politikası olmalı.”
Yurtdışı seyahatlerinde heyecanlanarak Türkiye’ye döndüğünü paylaşan Tepe, ancak ülke ekosisteminin hayallerini geri çektiğini savundu: “Türk insanı ileri düşünmede zayıf. Gidip KOBİ’lerin elinden tutmak gerekiyor. Bu nedenle koçluk yapıyoruz. İSO Akademi’de bu minvalde çalışıyorum. Dünyada üretimin anlamı da değişti. Üretimin maliyeti ile dünya ile rekabet edemeyiz. Bunun için değişimi sağlamalıyız. Bunun için vizyon oluşturmalıyız.”
TBD inisiyatif aldı: Zirvenin açılış konuşmasını gerçekleştiren Türkiye Bilişim Derneği (TBD) İkinci Başkanı Ali Yazıcı, TBD’nin elli yıla yaklaşan geçmişi ve birikimiyle her kesimden ve her yaştan üye profiliyle yalnız kendi sektöründe değil, tüm sektörlerde gelişim ve işbirliğini yükseltmek vizyonuyla güçlü bir köprü olma çabasını sürdürdüğünü aktardı.
Kurulduğu yıldan bugüne TBD’nin hedefinin ‘Teknoloji üreten bir Türkiye’ olduğunun altını çizen Yazıcı, şu bilgileri verdi: “Yıllardır amaçladığımız ‘Dönüşüm’ün ‘bilişim’ dünyasına yansıyan içeriği, endüstriyel devrimlerin sonuncusu olan Endüstri 4.0 ve Toplum 5.0 ile birlikte çok ileri seviyelere taşınmış ve toplumsal bir boyut kazanmıştır. Tüm sektörleri etkileyen büyük değişimlere tanıklık edildiği, yeni iş modellerinin ortaya çıktığı, yerleşik düzenlerin yerle bir olduğu, sistemlerin yeni baştan biçimlendiği günlerden geçiyoruz. Bilgi ekonomisini yaşadığımız günümüzde veri çok değerlidir. Çağımızın altını olarak da adlandırılan veriden değer yaratmak geleceği şekillendirmenin tek yoludur. Bugün dönüştürücü teknolojilere yatırım yapanlar, dijital dönüşümü özümseyenler ve teknolojiye yön verenler yarınlara hükmedenler olacaktır.”
Dijital dönüşümün KOBİ’lerin inovasyon endeksinin ve rekabet gücünün arttırılması verimlilik ve kar paylarının yükseltilmesi açısından yaşamsal öneme sahip olduğunun altını çizen Yazıcı, “TBD olarak Türkiye’nin dijital olgunluk seviyesinin yükseltilmesi ve dijital ekonomisinin geliştirilmesi için yenilikçi ve dönüştürücü teknolojilerin milli kabiliyetlerle geliştirilmesini ve KOBİ’lerimizin dijital dönüşümlerinin gerçekleştirilmesini bir beka sorunu olarak görüyoruz” diye konuştu.
TBD’nin ‘Dijital Türkiye’ yolculuğunda öncü rol almak amacıyla inisiyatif alarak TSE ile “Dijital Dönüşüm Teknolojileri Alanında Standartların Geliştirilmesi”ne yönelik protokolü 8 Ocak 2019’da imzaladığını hatırlatan Yazıcı, bu kapsamda TBD Bilişim Standatları Platformu’nu oluşturduklarını paylaştı: “Platform aracılığıyla hem ulusal hem de uluslararası dijital dönüşüm teknolojileri ile ilgili standartlarının geliştirilmesini TSE ile beraber yürüteceğiz. Söz konusu standartların kullanılması ile KOBİ’lerin inovasyon endekslerinin ve rekabet gücünün arttırılması verimlilik ve kar paylarının yükseltilmesi hedeflenmektedir.” Yazıcı, KOBİ’lerin dijitalleşmesine katkı sağlanması,  gelişimlerinin desteklenmesi ve rekabet güçlerinin arttırılması amacıyla “Endüstri 4.0 KOBİ’ler İçin Dijital Dönüşüm Rehberi” hazırlandığını aktardı.
“KOBİ’lerin dönüşümü ancak bilişimle olur”: TBD İstanbul Şubesi Yönetim Kurulu Başkanı Deniz Tiryakioğlu, ekonominin temel taşı olan KOBİ’lerin en önemli önceliklerinden biri olduğunu belirtti: “Hızla gelişen küresel rekabette Türkiye’ye baktığımızda teknolojilerin kullanılmasının henüz istenen seviyede olmadığımızı görüyoruz. Tabii ki bunun çok farklı nedenleri de var ama önde gelen nedenlerden biri de işletmelerin bilişim teknoloji yatırımlarını bir maliyet kalemi olarak görmeleri. Bu çok yanlış bir kanıdır.”
Günümüz koşullarında firmaların bilişim teknolojilerinden yararlanmasının kaçınılmaz olduğunu ifade eden Tiryakioğlu, KOBİ’lere şöyle seslendi: “Göreceksiniz ki yatırımlarınız çok kısa sürede kendisini amorti edecek ve işletmeniz hak ettiği üst seviyelere çıkacaktır. Bu noktada devlet destek ve teşvikleri de tabii ki çok önemlidir. Bu süreç tek taraflı yönetilecek bir durum değil, devlet, kamu kurum ve kuruluşları, üniversiteler, STK’lar, firmalar hep beraber yürüteceğimiz bir süreçtir. Teknoloji kullanmayan firmalar ise kısa zaman içinde maalesef yok olmak durumunda kalacaklar.”
B-Wise Kurucu Ortak/Fütürist Cenk Tezcan, değişimin hızına yetişilmediğini belirterek yapılması gereken temel noktanın eğitime önem verilmesi olduğunu anlattı. “Geleceğin iş hayatı bizim değil” diyen Tezcan, “20 yıldır trendler var. Demografi, verimsizlik, globalizasyon, mobilite, sosyal değişim, teknoloji vs… Örneğin; bugün doğanlar 100 yaşına ulaşacak ama 4’te 1’i kronik hasta olacak. Dev hastaneler yerine evde bakım gibi konseptler anlamlı olacaktır. Çünkü daha verimli ve daha ucuz. Sensörlerin gelişimi ana gündem olmalı, yapay zeka mühendisleri yetiştirilmeli” diye konuştu. 30 yıl sonra sürücüsüz araçların olacağını kaydeden Tezcan, şu an ülkemizde 1 milyon sürücünün bulunduğunu hatırlattı.
KOBİ’lerin geleceğe hazırlanırken elindeki yetenekli çalışanları kaybetmemesi uyarısında bulunan Tezcan, “Ekip güçlüyse siz de güçlüsünüz. Hala daha sabah 9 akşam 6 işi zorunlu kılıyoruz. Oysa artık tüm dünya görüyor ofis matah bir şey değil. Ofisi kullananlarda verimsizlik oranı yüzde 50’lerde. Oysa hedef odaklı çalışan yaratmak temel amaç olmalı” açıklamasını yaptı.

“Dijitalleşme KOBİ’lere rekabet avantajı sağlıyor”
“Dijitalleşen Dünya ve Rekabetçi KOBİ’ler” konulu oturumun moderatörlüğünü TBD İstanbul Şube Onur Kurulu Başkanı Prof.Dr. Erdal Balaban yürüttü. Oturumda söz alan Logo Yazılım Kanal Satış Direktörü Altuğ Özmen, Türkiye’nin yüzde 70’nin aktif internet kullanıcısı olduğunu ancak özellikle KOBİ’lerin henüz dijital dönüşüme hazır olmadıklarını açıkladı. Dijitalleşmenin aslında üretim verimliliği, kaynak verimliliği, operasyonel fayda olarak görülmesi gerektiğini paylaşan Özmen, dijital dönüşüm yatırımının ölçülmesinde problemler yaşandığını hatırlattı. Türkiye’de dijital dönüşümün finans, otomotiv, perakende, hızlı tüketim, enerji, sağlık ve hizmetler sektöründe kısmen iyi kullanıldığını anlatan Özmen, Logo olarak dijital dönüşüm için 60 kişilik bir ekip kurarak çalıştıklarını açıkladı.
Bilişim A.Ş. Yürütme Kurulu Üyesi Ulaş Kula, dijital dönüşümün yerli firmalar tarafından yapılması gerektiğini savundu: “Kritik alanlarda üst seviyede yerli yatırım yapılmalı. Bu alanlardan biri veri ve yapay zekadır.”
Poldy A.Ş. Yönetim Kurulu Başkanı Kadri Demir, Poldy A.Ş.’nin 25 yıllık bir işletme olduğunu ve 25 yıllık deneyimi KOBİ’lere aktardıklarını söyledi: “Bir KOBİ’de insan kaynakları süreçlerine bakınca ne tür ihtiyaçlar vardır? Kim nerede yer alıyor? dendiğinde şemalar görmek istiyorlar. Yasal bildirimleri en kısa sürede yerine getirmek istiyorlar. İnsan kaynağı departmanının bilgiyi üreten değil hizmet veren departmanlar olmasından yola çıkarak her çalışanın aynı bankamatik sistemi gibi kendilerine ait bilgilere ulaşmasını istiyorlar. Son zamanlarda kişisel verilerin korunması önemli olduğu için bunu yaparken bir işlemi yaparken onaylayan kişinin farklı olmasını istiyor. Bilgiye her yerde ulaşmak istiyor.”
Demir, önümüzdeki dönemde KOBİ’lerdeki temel sorunun yeteneklilerin yönetimi olacağını öngördü: “KOBİ’lerde insan kaynağı yönetiminde birkaç nokta önemli. Birincisi ‘doğru yere doğru kişiyi yerleştiriyor muyuz?’ İkincisi ‘var olan çalışanlar doğru yerde mi?’ Üçüncüsü ise ‘var olan çalışanların uyumu nedir?’ Önümüzdeki dönem KOBİ’lerin uğraşacağı ana konular bunlar olacaktır. Ve kuşak çatışması X, Z ve Y. Ne yapmak lazım? Şirket bazında yeterlilik kavramını getiriyoruz. ‘Ben bir kişiyi masaya oturttuğumda neler yapmalıdır?’ ‘Mesela bir insan kaynağı yöneticisi hangi bilgi seviyesine sahip olmalı ve bu bilginin oranı ne olacak? Ne tür bilgilere sahip olacak, hangi ilgi alanlarında olacak vs.?’ Daha sonra ‘bu yeteneklerin ne kadarını sağlıyor?’ İşe alırken yeterli insanı seçerek işe başlamak büyük kazanç sağlayacaktır. Daha sonra kişilerin performansını ölçerek kariyer planlaması yürüteceğiz. Daha sonra yıldızlar, kilit kişiler, uyumsuzları çıkararak, yönetimi yapılmalı.”
ERP Komitesi Koordinatörü Göker Sarp, işletmelerin geleneksel hedeflerinin değişmediğini, bunların verimlilik ve karlılık olduğunu ifade etti: “TÜİK’in küçük, orta ve büyük ölçekli şirketlerde ERP, CRP ve tedarik zinciri yönetimi programları kullanımını ölçen araştırmasına göre küçük firmalarda bu oran yüzde 15. Orta büyüklükte yüzde 25, büyükte ise yüzde 51 seviyesinde. Genel ortalama ise yüzde 20. Ülke olarak geç mi kaldık? Hayır.” Göker, Endüstri 4.0’ın halen daha zirveye ulaşmadığını belirtti: “Hızlı olmalıyız ama henüz geç kalmış değiliz. Patron genelde karlılık azaldığında veya müşteri sorduğunda dijital dönüşüme ağırlık veriyor. Değişim çok uzun sürüyor ve firmalar da bu değişime direnç gösteriyor. Dijital dönüşüme uygun yapımız yok. Uzun vadeli strateji yerine şansa güveniyoruz. Ama başka şansımız da yok.”
Parametre Araştırma Bilişim Planlama CEO’su Can Dağdelen, dijital dönüşümün verimlilik ile eşdeğer olduğunu kaydederek, araştırma şirketi olarak yürüttükleri çalışmalara ilişkin bilgi verdi.

Dijitalleşmenin riskleri de gündem olmalı
“Dijitalleşen İşletmelerde Veri Güvenliği” oturumunun moderatörlüğünü TBD İkinci Başkanı/Aselsan Uydu Görev Yükleri Program Müdürü Ali Yazıcı yürüttü.
Oturuma katılan LOSTAR A.Ş. Kurucu-Genel Müdür Murat Lostar, dijital dönüşümde risklerin farkında olunması gerektiğinin uyarısını yaptı: “Kişisel verilerin korunması önemli bir konu. Dijital dönüşüm bu risklere kapı aralıyor, riskler görülmeli ve önlemler alınmalı.”
TÜRKKEP A.Ş. Yönetim Kurulu Başkanı Kurtuluş Nevruz, kayıtlı elektronik postaya ilişkin bilgi verdi. Millet olarak kayıtlı olmayı sevmediğimizi ifade eden Nevruz, şu noktalara değindi: “Kayıt etmediğimiz için kaybediyoruz. Bugün İngiliz atlarının kökeni Konya Ovası’dır. Ve İngilizler kaydetmiştir. Kayıtlı veri bu nedenle önemlidir. Bilgi güvenliğine gelirsek; kayıtlı elektronik postalar okunmuyor. Elektronik olması da yapılan işlerin hukuken olmasını sağlar.”
CTECH Bilişim Hizmetleri A.Ş. Yönetim Kurulu Üyesi Faruk Sarı, 2018’in tehditlerini; silahlanma, iklim değişikliği, data çalınması, siber saldırılar olarak tanımladı: “Dijitalleşme ile güvenlik arasında muazzam bir ilişki var. Ama dijitalleşme riskleri artırıyor. Bunu çözecek veya yeterli insan kaynağımız var mı? Yok. Araştırmalarda şöyle bir veri var. Dijitalleşmenin yıkıcı olacağına yüzde 87 oranında inanırken buna hazırlık yapılması gerektiğini söyleyenlerin oranı yüzde 40. Gidilecek çok yol var ama nasıl başlanması gerektiği konusu önemli.”
Boğaziçi Üniversitesi BÜSİBER Yönetim Bilimleri Sistemi Siber Güvenlik Merkez Yöneticisi Doç.Dr. Bilgin Metin, kurum olarak 3 yıldır bu alanda çalışmalar yürüttüklerini, bugüne kadar 6 kamp düzenlediklerini açıkladı. Dijitalleşmede her kurum ve kişinin açık hedef halinde olduğunu aktaran Metin, “Siber güvenlik işletim sistemlerinin bir parçası olmalı” dedi.
Veri Kurtarma Genel Müdürü Serap Günal, ise ayda 300 vakaya hizmet verdiklerini kaydetti: “Veri güvenliği konusunda inisiyatif aldık ve 5 bin kişiye eğitim verdik. Ziyaretlerimde şunu gördüm ki; Türkiye’de siber güvenlik ve veri depolama öğrenilemiyor. Öğrenilmesi halinde ise uygulayamıyoruz.  Örneğin; yedek bellek ne anlama geliyor bilmiyoruz.”

KOBİ’lere destek ve teşvikler
“Destekler, Teşvikler ve Girişim Sermayesi” oturumunun moderatörlüğünü yürüten KOSGEB eski Başkanı, 20. Dönem Milletvekili Hilmi Develi, KOSGEB gibi kurumların ekonomi için önemli olduğunu, bu tür kurumların itina ile korunması gerektiğini ifade etti.
TÜBİTAK TEYDEB Bilimsel Programlar Uzmanı Osman Akçatepe, TEYDEB olarak verdikleri destekleri anlattı, bu desteklere göre neyin Ar-Ge olduğu, nasıl Ar-Ge yapıldığı, planlamanın önemini açıkladı: “TEYDEB olarak bu kültürü oluşturmaya çalışıyoruz. Bu noktada 1501 gibi Sanayi Ar-Ge desteğimiz var. Tamamen KOBİ’lere yönelik Ar-Ge desteğidir. Onun dışında; 1507 KOBİ Ar-Ge Desteği, 1512 Teknogirişim Desteği, 1503 Proje Pazarı Desteği, 1505 Üniversite-Sanayi Desteği gibi birçok desteğimiz bulunuyor.”
KOSGEB Proje Destekleri Müdürü Kürşad Emre Dunay ise KOSGEB’in desteklerinde değişime gittiğini, örneğin; girişimcilik desteklerinin iki bölüme ayrıldığını paylaştı. Girişimcilik desteklerinde hizmet ve ticareti kapsayan geleneksel girişimcilik desteğinin dışında ileri girişimcilik desteğinin de başladığını duyuran Dunay, bilişim sektörünün bu noktada öncelikli sektörlerden biri olduğunu paylaştı, KOBİ Gelişim Destek Programı (KOBİGEL) hakkında bilgi verdi. 2019’ın ilk çağrısına çıktıklarını hatırlatan Dunay, dijitalleşme için ihtiyaçların belirlenmesi, sanayiye yönelik akıllı dijital teknolojilerin geliştirilmesi için proje teklif çağrısına çıktıklarını kaydetti.
İTO Bilgi Teknolojileri Komitesi Üyesi, Erlab Teknoloji Yönetim Kurulu Başkanı Mustafa Kamil Sağıroğlu, İTO olarak yürüttükleri çalışmalara ilişkin şu bilgileri verdi: “Yeni şirketlerin sürdürülebilirliği ve ürün-hizmetlerin ticarileştirmesi zayıf. İTO olarak bilginin ticarileştirilmesi çalışmasına ağırlık veriyoruz. Özellikle kuluçka, startup, girişim eğitimleri veriyoruz. Ülkemizde tarlaya tohum ekmeyi önemsiyoruz ama ekilmiş ürünlerin doğru pazarlara ulaşmasını tartışmıyoruz. Oysa diğer pazarlara ulaştıracak yakıt olmak zorundayız. Şu nokta da önemli; devletin bugün verdiği 500 destek yerine ürün ve hizmetlere alım garantisi vermesi daha değerli olur.”
TRANGLES Finansal Hiz. A.Ş. Kurucu Ortak, Lider Melek Yatırımcı Hüseyin Karayağız ise 150 kişiyle hem yatırımcı hem de girişimci olduklarını belirterek bugüne kadar 30 girişime destek olduklarını dile getirdi.

Sitemizden en iyi şekilde faydalanmanız için çerezler kullanılmaktadır.