Tunç Berkman
TBS Investment & Management Ortak, Pazarlama ve Marka Danışmanı
Dijital dönüşümün ne olduğu hakkında akıllarda pek çok soru oluşuyor. Esasen dijital dönüşüm, yeni süreçler yaratmak veya mevcut süreçlerde değişiklik yapmak için dijital teknolojileri kullanmanın daha ötesinde iş yapma şeklimizde “Kültürel” bir değişimdir. Bu kültürel dönüşümün gerçekleşmesi için teknoloji bir araçtır. Dijital dönüşümü gerçekleştirmek için öncelikle müşterilerimizin ihtiyaçlarını tanımlamak bu ihtiyaçları daha efektif ve verimli cevaplandırabilmek için süreçlerimizi uyarlamak gerekir. Sonuçları olarak içinde bulunduğumuz dijitalleşme çağında tüm şirketler için dijital dönüşümü gerçekleştirmek artık kaçınılmaz bir noktaya geldi.
Covid-19’un dünyada yarattığı etki ile dijital gelecek çok daha hızlı hayatımıza girdi. Pandemiden önce dijital ortamı kullanmaya hiç ihtiyaç duymayan şirketler vardı. Ancak Pandemi ile alanında rekabetçi olmayı ve sektöründe büyümeyi hedefleyen her firma için dijital dönüşüm bir gereklilik oldu. McKinsey’in yaptığı araştırmaya göre, 2030’da insan gücü gerektiren işlerin %11 azalacağı, teknolojik becerilerin ise %60 artacağı bekleniyor. Bu dönüşüme ayak uydurabilmek için, iş yapma kültürünü geliştirerek teknolojiyi kullanabilmek daha da önem kazanıyor.
‘Dijital Dönüşüm’ün artıları; Dijital ortamın sağladığı önemli avantajlardan biri operasyonel verimlilik oldu. Şirket içinde çalışan herkesin anlık verilere, anlık cevaplara ihtiyacı olabiliyor fakat en büyük problem bu anlık ihtiyaçlar için doğru verilere zamanında ulaşmakta çıkıyor. Şirketlerin de bir kurumsal hafızaya ihtiyacı var. Gerek tecrübelerin hatırlanması gerek geçmiş hataların görülmesi gerekse elde edilmiş bir başarının tekrar elde edilebilmesi için şirketler, dijitalleşerek geçmiş verilerine çok daha hızlı ulaşabilirler. Dijital dönüşümün sağladığı ikincil fayda, bütün verilerin bir veri tabanında saklanması, hızlı ulaşılabilir olması bu sayede güncel durum ile geçmiş kıyaslayacak analizlerin çok daha verimli yapılması oldu.
Türkiye Dijital Dönüşüm Ekosistemi
Dijitalleşme ve Pandemi ile değişen iş hayatı tüm Dünya’da yenilikleri tetiklerken, Türkiye’de de ekonomik gelişim için önemli alanlarından biri haline gelmiştir. Yapılan araştırmalara göre; Türkiye’de Pandemi sonrası şirketlerin öncelik vereceği konuların başında %75 ile dijital dönüşümü yaygınlaştırmak çıkıyor. Onu %60 ile uzaktan çalışma deneyimini iyileştirmek, %57 ile dijital iş sürekliliğini sağlamak takip ediyor.
Çünkü Covid-19’dan sonra dijital dönüşüm bir seçim değil artık zorunluluk haline geldi. İK liderleri otomasyon, yapay zekâ ile desteklenerek yeniden şekillendirilmiş, işgücünü yaratmak için çalışmalara hız verdi. İnsanları işlerle eşleştirdiğimiz bir dünyadan, yetenekleri görevlerle eşleştirdiğimiz bir dünyaya taşınıyoruz. EY’ın yaptığı araştırmaya göre, Pandemi’den önce Türkiye’de şirketlerin yalnızca %57’sinde uzaktan çalışma politikası bulunuyordu. Covid-19 ile şirketlerin %72’si tüm çalışanları ile, %28’si ise kısmi olarak uzaktan çalışma modeline geçiş yaptı.
Dijitalleşme yolundaki Türkiye’nin 2025 hedefleri ise; Eğitim (e-devlet kullanım oranının yüzde 80’e ulaşması), bağlanabilirlik, bulut bilişim (kullanımın yüzde 60 seviyesine gelmesi), dijital servis kullanımının artması, fırsat eşitliği, girişimci yaklaşımların benimsenmesi olacak.
Beklentiler
Türkiye’nin dijitalleşme yolundaki başarısı için hedef göstergelerin belirlenmesi ve yıllık olarak ilerleme raporunun paylaşılması, toplumsal farkındalığı sağlamak ve hedeflere giden yoldaki aksiyon planlarını belirlemek kritik önem taşımaktadır. Dijital Avrupa Platformu’nun hedef göstergelerinden yola çıkarak 2025 yılına kadar dijitalleşme yolunda bazı hedef göstergeler belirlenmiştir.
• 2025’e kadar Türkiye’de e-devletin kullanım oranı %80 olmalıdır. Şu an mevcut durumda vatandaşların %51’i e-devlet hizmetlerini kullanmaktadır.
• 2025 yılına kadar dijital ve teknoloji girişimlerine verilen destekler arttırılmalıdır.
• Global yatırımların alınmasını sağlayacak reklam ve teşvikler için teknoloji merkezlerinin sayısı arttırılmalıdır. 2020’nin ilk dokuz ayında start-uplara toplam yatırım tutarı 2.2 milyar dolar seviyesinde gerçekleşmiştir.
• 2025’e kadar üniversitelerin her lisans bölümünde veri okuryazarlığı ve temel analitik eğitimleri müfredata eklenmelidir.
Artık şunu biliyoruz ki; Dijital Dönüşüm, Herkese Gelecek. Dijital gelecek, dünyayı anlamlandırmaya çalışan, kendini gelişime adayan, kaynakları üretmek için kullanan her insana, şirkete iyi gelecek.
“Dijital Dönüşüm, Herkese Gelecek”
“Dijital Dönüşüm, Herkese Gelecek”
Artık şunu biliyoruz ki; Dijital Dönüşüm, Herkese Gelecek. Dijital gelecek, dünyayı anlamlandırmaya çalışan, kendini gelişime adayan, kaynakları üretmek için kullanan her insana, şirkete iyi gelecek.