Yaz mevsimine yaklaştığımız şu sıralarda, tatile gidebilecek miyiz? Denizden ve havuzdan, koronavirüs bulaşır mı? İstanbul Okan Üniversitesi Hastanesi Enfeksiyon Hastalıkları ve Klinik Mikrobiyoloji Uzmanı Prof. Dr. Nail Özgüneş, açıkladı.
Koronavirüs salgınında süreç; ülkemizde, vatandaşların lehine ilerliyor. Tüm dünyada kabul gören kriterler vaka artış hızı ve ölüm oranları, alınan önlemlerle azalıyor. İstanbul Okan Üniversitesi Hastanesi Enfeksiyon Hastalıkları ve Klinik Mikrobiyoloji Uzmanı Prof. Dr. Nail Özgüneş, “Önemli olan bu değerlerin, sıfıra yaklaşması ya da sıfır olmasıdır. Bunun için bazı fedakarlıklarda bulunarak, önlemleri her açıdan uygulamak, oldukça gereklidir. İnsanlarımızın büyük çoğunluğu, Sağlık Bakanlığımızın bildirdiği bu önlemlere uyum sağlamış ve deneyim kazanmıştır. Bu korunma yöntemleri, artık bir alışkanlık haline gelmektedir” diyor. Toplumda aykrı davranan kişiler çıksa da bu durumun, önlemlere ve yasaklara ciddi bir şekilde uyum sağlayan, maske kullanan, kalabalık ortamlara girmeyen, el hijyenine özen gösteren, gerekmedikçe sokağa çıkmayan insanlarımızı; moral olarak olumsuz etkilememesi gerektiğini vurgulayan Özgüneş, “Unutulmamalıdır ki; yüksek oranda uyum, genelde tam başarıyı getirir. İnsanlarımız için bunun karşılığında alabilecekleri en büyük ödül, normale yakın bir yaşam sürecine kavuşmaktır” değerlendirmesini yapıyor.
Peki bu yaz süreci nasıl geçecek?
Yaz mevsimine yaklaştığımız şu sıralarda; “Tatil yapabilecek miyiz ya da nasıl ve ne şekilde geçirebileceğiz?” sorusu akla geliyor. Tatil çoğu zaman, bulunduğumuz yerin dışına çıkmak anlamı da taşıdığını aktaran Özgüneş, öncelikle, nasıl bir ulaşım sağlayacağımızın önemli olduğuna değiniyor. Uçak, otobüs veya özel otomobil… Özgüneş uyarıyor: “Deneyimlerimiz esas yani ana önlemler ile örtüşebilmelidir. Hangi yolla amaçladığımız yere gidersek gidelim, yanımızda bulunan kişilerden belli ölçülerde uzak duracağız. Ailemizle birlikte bir seyahat söz konusuysa; bu konuda biraz daha hoşgörülü olunabilir ancak, ailemiz dışındaki yakın olmak zorunda kaldığımız insan topluluklarına, mümkün olduğunca kısa süreli ve belli bir mesafede kalmaya çalışmalıyız. Seyahat ile ilgili işlemlerimiz sırasında; mümkün olduğu kadar az eşya ya da objeye temas etmeli, en kısa sürede işlemlerimizi bitirerek, o bölgeden uzaklaşmalı ve bu işlemler bittikten sonra en yakın lavaboya giderek iyice ellerimizi yıkamalıyız. Özel aracımızla seyahate giderken de mümkün olduğunca konaklama yerlerindeki insanlardan uzak durmalıyız. İhtiyaç olduğu kadar yakınlaşmalı, ihtiyaç olduğu kadar alışveriş yapmalı ve fazla temasta bulunmamalıyız.”
Havuz ve denizler koronavirüste risk taşımıyor
Özgüneş, “Denizden yararlanılacak bir tatil bölgesine gidiyorsak; bulunduğumuz ortam neresi olursa olsun, plajlar dahil insanlara belirli bir mesafede (bildiğimiz gibi bu iki metreye kadar olabilir) uzak durmak durumundayız. Olağanüstü büyük olan deniz suyu, virüsler için bir depo olamaz. Bu bakımdan deniz suyundan, hatta havuz sularından; koronavirüsün insanlara ulaşması mümkün değildir. Esasen bu gibi virüsler; aşırı nem ve ıslaklığa karşı duyarlıdırlar ve onlar için bir avantaj değildir, aksine bu bizim için avantajdır. Bu bakımdan denizlerden yararlanmanız için bir engel yoktur. Tatilimizi geçirdiğimiz sürede; sağlığımızı bozacak davranışlardan kaçınır, sosyal mesafe kuralına uyar, iyi beslenir ve kendimize iyi bakarsak bu zorlu virüse karşı her zaman, daha avantajlı durumda olacağımız bir gerçektir” diye konuşuyor.
Deniz ve havuzlar Koronavirüs riski taşıyor mu?
Deniz ve havuzlar Koronavirüs riski taşıyor mu?
Koronavirüs global enfeksiyonunda süreç nasıl ilerliyor?