Söyleşi: Dr. Evrim İldem DEVELİ
TÜBİTAK Yönetim Kurulu Başkanı Prof.Dr. Hasan Mandal, TEYDEB destek programları ile bugüne kadar yılda ortalama yaklaşık 400 sanayi-üniversite işbirliği içeren proje, 150 sanayi-sanayi işbirliği içeren proje desteklendiğini belirterek, önümüzdeki yıllarda bunu artırmayı hedeflediklerini söylüyor.
Türkiye’nin önemli gündem maddelerinden biri de bu sayıda KobiEfor’un Kapak dosyasında yer verdiği; “Rekabetçi yerli üretim”. Bu noktada TÜBİTAK’ın (Türkiye Bilimsel ve Teknolojik Araştırma Kurumu) rolü yadsınamaz. Biz de bu nedenle TÜBİTAK Yönetim Kurulu Başkanı Prof.Dr. Hasan Mandal ile TÜBİTAK TEYDEB (TÜBİTAK Teknoloji ve Yenilik Destek Programları Başkanlığı) hakkında konuştuk.
KobiEfor: TÜBİTAK-TEYDEB’in kurumsal vizyon ve misyonunu kısaca özetler misiniz?
Hasan Mandal:
- Özel sektörün teknolojik araştırma, geliştirme ve yenilik faaliyetlerine etkin katılımını sağlayacak teşvik ve destek sistemlerini geliştirmek ve uygulamak,
- Kamunun ve özel sektörün araştırma, geliştirme ve yenilik faaliyetleri sonucu elde edecekleri çıktıların ticari değere dönüştürülmesini desteklemek,
- Sanayinin üniversite ve araştırma kurum ve kuruluşları ile işbirliği yapmasını sağlayacak programlar geliştirmek,
- Erken aşamadaki gelişme potansiyeli olan buluşların ticarileştirilmesi amacıyla faaliyet gösteren tüzel kişi ve fonları desteklemek,
- Fikri ve sınaî haklara ilişkin destek vermek,
- Teknoloji tabanlı girişimciliği desteklemek TÜBİTAK’ın temel işlevleri arasındadır. Bu işlevleri gerçekleştirmek için oluşturulan programlar ve planlanan faaliyetler TÜBİTAK Teknoloji ve Yenilik Destek Programları Başkanlığı (TEYDEB) tarafından yürütülmektedir. TEYDEB, TÜBİTAK’ın “Çığır açıcı bilimsel atılımlarla Türkiye’nin milli teknoloji hamlesine ve dönüşümüne liderlik edecek öncü kurum olmak” vizyonuna en üst düzeyde katkı sağlamak üzere çalışmalarını yürütmektedir.
KobiEfor: Uyguladığınız destek programları hangileridir?
Hasan Mandal: TÜBİTAK Teknoloji ve Yenilik Destek Programları Başkanlığı (TEYDEB); ülkemiz Ar-Ge yeteneğinin, yenilikçilik kültürünün, rekabet gücünün artırılmasına ve ulusal yenilik-girişimcilik ekosisteminin gelişmesine ve sürdürülebilirliğine, yürüttüğü destek programları ile katkı sağlamaktadır. Bu ana hedef doğrultusunda;
- Özel sektör kuruluşlarının proje esaslı araştırma-teknoloji geliştirme ve yenilikçilik faaliyetlerini desteklemek,
- İşbirlikleri tasarlamak; özel sektör kuruluşlarının kendi aralarında, üniversitelerle ve araştırma kurumlarıyla ulusal/uluslararası işbirliği geliştirmesine ve teknoloji transfer mekanizmaları oluşturmalarına katkıda bulunmak,
- Fikirden ürüne, üründen pazara kadar olan girişimcilik süreçlerini sadece maddi olarak değil, eğitim, iş rehberliği, finans kaynaklarına erişim gibi maddi olmayan destekler vermek,
- Başlangıç aşamasındaki teknoloji tabanlı KOBİ’lere girişim sermayesi sağlamaya yönelik fonların oluşmasına katkı sağlamak,
- Başta KOBİ’ler olmak üzere özel sektörün girişimcilik ve yenilikçilik kapasitesinin geliştirilmesine katkı sağlamak amaçlarıyla destek programları yürütmektedir.
KobiEfor: Destek programlarının sosyo-ekonomik etkilerini analiz bağlamında ulaştığınız sonuçlar nedir?
Hasan Mandal: Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı ile birlikte yürütülen Şubat 2016’da sonuçları yayınlanan bir çalışma kapsamında, 1507 Programı’nın etkisinin tahmin edilmesi amacıyla; 1507 KOBİ Ar-Ge Başlangıç Destek Programı etki analizi yapılmıştır. Etki analizi 1507 KOBİ Ar-Ge Başlangıç Destek Programı’ndan 2008, 2009, 2010 ve 2011 yıllarında bir defa yararlanmış 436 firmanın yurtiçi satışları, yurtdışı satışları, Ar-Ge harcamaları ve çalışan sayıları üzerindeki etkisi analiz edilmiştir.
Söz konusu etki analizi sonuçlarına ilişkin aşağıdaki bulgular elde edilmiştir:
- Yurtiçi satışlar ve çalışan sayılarında her üç dönemde de anlamlı düzeyde etki meydana gelmiştir.
- Ar-Ge harcamalarında destekten bir yıl sonra, yurt dışı satışlarda ise destekten üç yıl sonra anlamlı düzeyde etki meydana gelmiştir.
- Desteğin yurtiçi satışlar üzerindeki etkisi yıllar ilerledikçe artmıştır.
1507 Programı Etki analizi sonucuna göre; destek alan firmaların yurtiçi satışlar, yurtdışı satışlar, Ar-Ge harcaması ve çalışan sayısı üzerinde TÜBİTAK 1507 KOBİ Ar-Ge Başlangıç Destek Programı’nın olumlu yönde bir etkisi bulunmaktadır. Yukarıdaki bulgular ışığında temel olarak şu değerlendirmelerde bulunulabilir:
- Firmaların destekle birlikte Ar-Ge harcamalarını gerçekleştirdikleri daha sonra Ar-Ge yatırımlarını azalttıkları,
- Firmaların yenilikçi ürünler ortaya koyarken istihdama da olumlu katkı sağladıkları diye yorumlanabilir.
KobiEfor: Destek uygulamalarınızda KOBİ’lerin ve girişimcilerin yeri ve ayrıcalıkları konusunda bilgi verir misiniz?
Hasan Mandal: KOBİ’ler, TÜBİTAK Teknoloji ve Yenilik Destek Programları Başkanlığı tarafından yürütülen 1501 TÜBİTAK Sanayi Ar-Ge Projeleri Destekleme Programı, 1505 TÜBİTAK Üniversite Sanayi İşbirliği Destek Programı, 1507 TÜBİTAK KOBİ Ar-Ge Başlangıç Destek Programı, 1509 TÜBİTAK Uluslararası Sanayi Ar-Ge Projeleri Destekleme Programı, 1511 TÜBİTAK Öncelikli Alanlar Araştırma Teknoloji Geliştirme ve Yenilik Projeleri Destekleme Program’larına başvurabildiği gibi, sadece KOBİ’ler için kurgulanan ve KOBİ’lere özel avantajlar sağlayan TÜBİTAK 1507 KOBİ Ar-Ge Başlangıç Destek Programı’na başvuru yapabilmektedir.
1507 KOBİ Ar-Ge Başlangıç Destek Programı ile yeni bir ürün üretilmesi, mevcut bir ürünün geliştirilmesi ve iyileştirilmesi, ürün kalitesi veya standardının yükseltilmesi, maliyet düşürücü nitelikte yeni tekniklerin, yeni üretim teknolojilerinin geliştirilmesi konularında KOBİ’ler tarafından yürütülen projeler desteklenmektedir. Programın bütçesi 600.000 TL’yi aşamaz ve 18 ay süre ile sınırlıdır. Programa KOBİ şartlarını taşıyan, sektörüne bakılmaksızın firma düzeyinde katmadeğer yaratan, Türkiye’deki sermaye şirketleri, en az ikisi ortaklı başvuru olmak kaydıyla ilk beş proje için başvuru yapabilmektedir. Destek oranı, proje harcamaları için her dönem sabit olup yüzde 75’tir. Ayrıca başarılı projelerde, proje fikir sahibi araştırmacıya 7.500 TL. teşvik ödülü verilmektedir. KOBİ’ler program kapsamında; proje bütçesinin yüzde 25’ine kadar ön ödeme (birden fazla) alabilirler.
1512 Teknogirişim Sermayesi Desteği Programı (BiGG) ile girişimcilerin, teknoloji ve yenilik odaklı iş fikirlerini, katmadeğer ve nitelikli istihdam yaratma potansiyeli yüksek teşebbüslere dönüştürebilmeleri için, fikir aşamasından pazara kadar olan faaliyetlerin desteklenmesi, böylece nitelikli girişimciliğin özendirilmesi ve uluslararası rekabet gücü olan, yenilikçi, teknoloji düzeyi yüksek ürün ve hizmetleri geliştirebilen başlangıç firmalarının oluşturulması amaçlanmaktadır. Bu kapsamda, herhangi bir şirketin ortaklık yapısında bulunmayan, her yaş grubundan girişimci adayı (bir yıl içinde mezun olabilir bir lisans öğrencisi; y. lisans veya doktora öğrencisi; veya lisans/y.lisans veya doktora mezuniyetinden 10 yıldan fazla zaman geçmemiş olması şartıyla) teknoloji tabanlı bir iş fikri ile programa başvurabilmekte ve 200.000 TL’ye kadar hibe destek alabilmektedir.
30 Uygulayıcı Kuruluş (BiGG arayüzü) aracılığıyla alınan başvurulara, öncelikle bu kuruluşlar bünyesinde girişimcilik eğitimi, mentorluk ve iş planı doğrulama hizmetleri verilmektedir. Ardından bu aşamada başarılı bulunan iş planları TÜBİTAK’a iletilmektedir. Çağrıda belirtilen 6 tematik alana göre oluşturulan paneller ile desteklenecek olan projeler belirlenir ve destek kararı sonrası firmalarını kurmaları beklenir. Firma kurulumu sonrası, desteğin ilk ödemesi olan yüzde 40’lık destek aktarımı yapılmaktadır.
KobiEfor: Desteklediğiniz projeleri “Sanayi kuruluşlarının kendi aralarında” ve “Üniversitelerle ve araştırma kurumlarıyla” şeklinde kategorize eder ve başarı oranı açısından tasniflersek nasıl bir sonuca ulaşırız?
Hasan Mandal: TEYDEB destek programlarına bugüne kadar yılda ortalama yaklaşık 400 sanayi-üniversite işbirliği içeren proje, yılda ortalama yaklaşık 150 sanayi-sanayi işbirliği içeren proje desteklenmektedir. Bu sayıları yeterli bulmuyoruz. Önümüzdeki yıllarda arttırmayı hedefliyoruz. Ayrıca 2018’de başlattığımız yeni destek mekanizmaları işbirliğinin ve ekosistemin geliştirilmesini de sağlayacaktır. 2018 yılı ortasından başlayarak yeni vizyonumuzla sanayimize yönelik desteklerimizi, daha fazla işbirliği, yüksek teknoloji, yüksek katmadeğer ve ticarileştirme odaklı şekilde geliştirmeye çalışıyoruz.
Ülkemiz üretim kapasitesinde oluşan güçlü birikimin, katmadeğeri yüksek projelere aktarılması ve Ar-Ge ve yenilik faaliyetleri sonucu ortaya çıkan çıktıların ticarileştirilmesi en çok önem verdiğimiz konulardır. Hedefimiz, ülkemizin teknoloji ve yenilikçi ürün geliştirme kabiliyetinin artırılmasının yanı sıra aynı zamanda da ihracatımızdaki yüksek teknoloji payının artırılarak cari açığın azaltılmasıdır.
Bu hedef doğrultusunda 2018 ikinci yarısında iki yeni çağrı açılmıştır. Bunlardan, Sanayi Yenilik Ağ Mekanizması (SAYEM) çağrısı ile; yüksek teknoloji odağında tanımlı bir ürün veya ürün grubu için, yenilik ağı oluşturarak ürün yol haritalarının oluşturulmasını ve bu yol haritası kapsamında belirlenecek projelerin desteklenmesini içeren 2 aşamalı bir işbirliği destekleme modeli geliştirilmiştir. SAYEM 1. Faz Çağrısı kapsamında, özel sektör, üniversiteler, müşteri temsilcileri, TTO’lar gibi araştırıcı, üretici, koordine edici, destekleyici ilgili tarafların katılımıyla oluşacak çok aktörlü bir konsorsiyum odağında yayılım gösterecek bir ağ oluşumu ile stratejik ürün/teknoloji tanımlama ve yol haritası oluşturma faaliyetleri desteklenecektir. 1. Faz süreci sonunda başarılı SAYEM konsorsiyumları için açılacak SAYEM 2. Faz Çağrısı’nda ise belirlenen hedefler ve yol haritaları doğrultusunda Ar-Ge ve Yenilik projelerinin desteklenmesi hedeflenmektedir. TÜBİTAK uzmanlarının gösterdiği yoğun bilgilendirme ve çağrı destek çalışmalarının sonucunda, SAYEM 1. Faz Çağrısı’na yoğun bir talep oluşmuş ve sonuçta 47 konsorsiyum başvurusu alınmıştır.
Yüksek teknolojinin ticarileştirilmesi hedefiyle açılan diğer çağrımızda ise; ülkemiz girişim sermayesi ekosisteminin geliştirilmesi de amaçlanmıştır. Girişim sermayesi fonlarının destekleneceği “Tech-InvesTR Girişim Sermayesi Destekleme Programı” 2018 Çağrısı kapsamında Teknoloji Transfer Ofisleri, Teknoloji Geliştirme Bölgeleri ve yeterlik almış Araştırma Altyapılarında girişim sermayesi konusunda tecrübe ve kaynak birikiminin sağlanması hedeflenmektedir. Bu Programın da sonuçlanan çağrısı kapsamında, 13 Teknoloji Geliştirme Bölgesi, 9 Teknoloji Transfer Ofisi ve 1 Araştırma Altyapısı olmak üzere toplam 23 üniversite kuruluşunun 10 ayrı fona katılımına yönelik 34 talebi desteklenmeye uygun bulunmuş ve şartlı destek kararları ilgili üniversite kuruluşlarına bildirilmiştir.
KobiEfor: TÜBİTAK-TEYDEB’in 2019 yılı ve uzun vadeli hedefleri, yeni projeleri ve işbirlikleri hakkında bilgi verir misiniz?
Hasan Mandal: Önümüzdeki 5 yılı kapsayan döneme yönelik hazırlanan Strateji Planımızda, yeni TÜBİTAK vizyonumuzun izinde çıktı ve etki odaklı hedefler belirledik. Bugüne kadar özel sektörün Ar-Ge’ye olan talebini büyütmeye odaklı, girdi artımsallığına verilen ağırlık, bundan böyle Ar-Ge sonuçlarının ekonomik-toplumsal kazanıma dönüşmesine verilecek, destek programlarımızda ve açılacak yeni çağrılarda da bu stratejiye uygun başvuru ve değerlendirme kriterleri belirlenecektir. Yine Strateji Planımızda 5 yıl içinde kademeli olarak, öncelikli alanlara yönelik desteklerimizin toplam destekler içindeki payını “anlamlı” bir düzeye yükseltecek şekilde bir strateji belirledik. Böylece sınırlı kaynaklarımızın hedef odaklı olarak daha etkin kullanımını sağlayacağız.
Stratejik Hedefler ağırlıklı olarak;
- Öncelikli Alanlar ve hedef odaklılık
- Patent ve lisans artışları
- İhracat geliri
- Girişimcilik
- İşbirliği
konularını kapsamaktadır. Bu alanlarda 2019 yılında çalışmalarımız devam edecektir.
Yeni hedefler mevcut süreçlerimizi önemli ölçüde gözden geçirmemizi gerektirecektir. 2019 yılında bizi bekleyen en kritik çalışmaların süreçlerimizin yeni stratejik hedeflerimize uyumunu sağlamak için yapılacaklar olduğunu söyleyebilirim.
“Destek mekanizmalarımızın “daha güçlü”, “hedef odaklı”, “işbirliğine dayalı” ve “yüksek katmadeğer sağlamaya yönelik” olacak şekilde çeşitlendirilmesi ve yenilenmesi çalışmalarına devam edilecektir.
Ayrıca; Hazine ve Maliye Bakanlığı da İşbirliği Anlaşmamız çerçevesinde 11 Ocak 2019’da 400 milyon TL’lik bütçe ile Tech-InvesTR Girişim Sermayesi Destekleme Programı kapsamında TÜBİTAK tarafından şartlı destek kararı verilen kuruluşların katılacağı fonlara kaynak aktarımına ilişkin duyurusunu yayınlamıştır. TÜBİTAK tarafından seçilen 10 fon 15 Şubat 2019’a kadar başvurularını ilettiler. Hazine ve Maliye Bakanlığı katılmaya karar vereceği fonlar ile fona katılım sözleşmelerini ve TÜBİTAK da fonlara katılacak kuruluşlar ile proje destek sözleşmelerini 2019 yılı içerisinde imzalamayı planlanmaktadır.
Sözleşme tarihlerinden itibaren 1 yıl içerisinde de söz konusu fonların kurulması ve fonların kuruluşunun ardından Türkiye’de yerleşik erken aşama teknoloji tabanlı girişimlerin Ar-Ge sonuçlarının ticarileşmesi amacıyla yatırımlara başlanması hedeflenmektedir.
TÜBİTAK’tan 100 milyon TL kaynak ile çıktığımız çağrı sonucunda, yurtiçi ve yurtdışından gelecek kaynaklar ile birlikte kurulacak fonların ülkemize ilk kapanışta 980 milyon TL, son kapanışta ise 1 milyar 800 milyon TL kaynakla yatırım yapması hedeflenmektedir.
Yurtiçi ve yurtdışından getirilecek kaynaklarla oluşturulacak fonların 5 yıl içerisinde Türkiye'de yerleşik yaklaşık 334 erken aşama teknoloji tabanlı girişime yatırım yapması ve bu girişimleri büyüterek ticarileştirmeleri beklenmektedir.
Bunun yanı sıra ülkemizde teknoloji tabanlı girişimlere yatırım yapacak ekosistemin sürdürülebilirliğini sağlamak amacıyla programa entegre ettiğimiz yeni modeller sayesinde TÜBİTAK tarafından destek verilen TTO, Teknopark, Araştırma Altyapıları gibi üniversite kuruluşlarında girişim sermayesi konusunda tecrübe ve mali kaynak birikimi sağlanacak ve ticarileşme bakış açısı da geliştirilmiş olacaktır.
SAYEM kapsamında 2019 yılında yürütülecek faaliyetler, 2019 hedefi ve uzun vade hedefleri ile ilgili ise; SAYEM 1. Faz Çağrısı 2018 yılı başvuruları 31 Ağustos-31 Aralık 2018 tarihleri arasında tamamlanmış olup toplam 47 adet başvuru alınmıştır. Başvurular Ocak ve Şubat ayı içerisinde paneller tarafından değerlendirilmiştir. 2019 yılı Mart ayından sonra destek almaya hak kazanan firmalar 1. Faz çalışmalarına başlayabilecektir. En fazla 9 ay sürecek olan çalışmaların 2019 yılı sonunda tamamlanması beklenmektedir.
Ayrıca 2019 yılı hedeflerimiz arasında; 1501/1507 programlarının bütçe kontrolü için bir mekanizma geliştirilmektedir. Buna göre;
- bu programlara çağrı takvimi ile proje başvurularının alınması
- desteklenmeye uygun bulunan projelerin yarıştırılarak bütçe imkanlarına göre en iyi projelerin desteklenmesi seçenekleri değerlendirilmekte olup;
- Büyük ölçekli firmaların 1511 Öncelikli Alanlar ve SAYEM desteklerine yönlendirilmesi hedeflenmektedir.
ÖRNEK KOBİ PROJELERİ
- 2014 yılında kurulan GENOMİZE firması almış olduğu 83.000 TL destek ile yeni nesil dizileme tekniği kullanarak insan DNA’sının daha ucuza analiz edilebilmesini sağlayan SEQ isimli bir analiz platformu geliştirilmiştir. Genomize-Seq çevrimiçi bir ürün olup, internet bağlantısı olan her bilgisayardan ulaşılabilmektedir. Genomize’nin ürünleri 3 farklı ülkede kullanan 40 üzerinde genetik tanı merkezi ve üniversiteler tarafından şu ana kadar 35 bin farklı hastaya genetik tanı yapılmıştır.
- 2013 yılında kurulan PİCUS firması kurum ve kuruluşların güvenlik sisteminin siber ataklara karşı dayanaklılığını ölçen siber tehdit analiz yazılımı geliştirmiştir. Geliştirilen ürünün satışını TOBB, Hazine Müsteşarlığı, Dış İşleri Bakanlığı, TMO vb. devlet kuruluşlarına yapmıştır.
- 2016 yılında kurulan REPG Enerji firması bağıl neme dayalı, sıfır karbon salınımı ile çalışan ve yenilenebilir enerji kaynağı ile elektrik, ısınma ve kullanım amaçlı sıcak su üreten mikrokojenerasyon (micro CHP) projesidir. Ürün kapalı ortam serinletme için de kullanılabilmektedir. Firma 1 milyon TL üzerinde finansmana ulaşmış ve satış rakamı 500 bin TL olmuştur.
- 2016 yılında destek alarak kurulan ERA Savunma firması ERASynth isimli haberleşme için sivil ve askeri alanda kullanılabilecek RF sinyal kaynağı ürünü ortaya çıkarmıştır. Kitlesel fonlama platformunda 67 adet ERASynth için dünyanın çeşitli yerlerinden talep almıştır. Toplamda yaklaşık 75 bin dolar ihracat gerçekleştirilmiştir.
- 2016 yılında destek alarak kurulan İNİTİO Biyomedikal firması ise üç boyutlu baskı teknolojisini kullanarak mikroakışkan cihazları mevcut uygulamalara kıyasla yaklaşık 10 kat daha düşük maliyet ve daha kısa sürede üretimini sağlamıştır. Geliştirilen bu yöntem ile hücrelerin aynı insan dokusunda olduğu gibi yaşayabilecekleri doğala yakın ortamlar oluşturulması sağlanmıştır. Proje Yürütücüsü Doç.Dr. Devrim Pesen Okvur kurduğu şirkete 3.5 milyon dolarlık değerleme ile yatırım almıştır. Bir ilaç firması ürünün ilk siparişini vermiştir. Yurt dışından da ilginin olduğu ürün için 5 patent başvurusu yapılmıştır.
Ar-Ge, inovasyon ve teknoloji tabanlı girişimciliğe destek; TÜBİTAK TEYDEB
Ar-Ge, inovasyon ve teknoloji tabanlı girişimciliğe destek; TÜBİTAK TEYDEB
TÜBİTAK yeni vizyonu doğrultusunda; KOBİ’lere ve girişimcilere verdiği destekleri daha fazla işbirliği, yüksek teknoloji, yüksek katmadeğer ve ticarileştirme odaklı geliştirmeye çalışıyor.