Bu sene 2. si düzenlenen İstanbul Ekonomi Zirvesi 10 ülkeden yatırımcıları ve 500’den fazla yerli ve yabancı iş insanını ağırladı. ‘Küresel Ticaret Savaşlarında Türkiye’deki Yatırım Fırsatları’ başlığıyla toplanan Zirve; Ankara Sanayi Odası (ASO), Türkiye İhracatçılar Meclisi (TİM), Türkiye Girişim ve İş Dünyası Konfederasyonu (TURKONFED), Türkiye Genç İş İnsanları Konfederasyonu (TÜGİK), Türkiye Seyahat Acenteleri Birliği (TURSAB), Türkiye Genç İş Adamları Derneği (TÜGİAD), Türk Amerikan İş Adamları Derneği, Anadolu LPG Derneği ve Cool Reklam işbirliğiyle düzenlendi.
“Bir müddet ayağımızı yorganımıza göre uzatacağız”
Zirveye katılan TBMM Başkanı Binali Yıldırım, “Ekonomik bazı sıkıntılarla karşı karşıya olduğumuz sır değil. Fakat bu günler aynı zamanda fırsat demektir. Herkesin durduğu yerde yatırım yapan işadamı kazanır. Yaşadığımız sıkıntıların üstesinden aldığımız önlemler sayesinde mutlaka geleceğiz” dedi. Reel sektörün bilançolarının bozulmaması için gereken yapılandırmalara gittiklerini aktaran Yıldırım, “Bir müddet ayağımızı yorganımıza göre uzatacağız. Geçmişte fazla açılmıştık şimdi biraz toparlayacağız. Kriz var diye ‘öldük bittik’ demeye lüzum yok. Daha kötüsünü biz gördük. 2011'de gördük. Finans kriziydi bankaları biçti gitti. 2008 krizini gördük, Gezi olaylarını gördük. Dünyanın en büyük ihalelerini yapıyoruz. IMF ile yolumuzu ayırmışız. Bütün bunlar tabii ki bazı çevreleri rahatsız etti ve istikrar kayboluyor algısı maalesef bizim göstergelerimizi bozdu. Şu anda kamu borcunun GSMH’ya oranı yüzde 29. Japonya’da bu oran yüzde 230, Avrupa’da pek çok ülkede yüzde 70 üzerinde. Panik yapacak bir durum yok” diye konuştu.
“Üretim ve sanayi önceliğimiz olmalı”
Ankara Sanayi Odası Başkanı Nurettin Özdebir, “Dünya ekonomisinde büyük bir daralma ve ticaret savaşları devam ediyor. Bu ortamı fırsata çevirmek için ülke olarak ilk gündemimiz üretim ve sanayinin önünü açmak olmalıdır. Çin ve ABD arasında süren ticari savaş, İran’a uygulanan ambargo dünya ekonomisinde ve bölgemizde kuralları değiştirdi. Kasım ayında ekonomik veriler bir nebze toparlanma sinyalleri vermektedir. Umarım bir an evvel toparlanırız” temennisinde bulundu.
“Aralık ayında 170 milyar dolar ihracat hedefliyoruz”
Türkiye ekonomisinin 2018 yılında Cumhuriyet tarihinin en büyük ekonomik saldırısına maruz kaldığını ifade eden TİM Başkanı İsmail Gülle, “Buna rağmen 2018 ihracatta rekorlar kırdığımız bir yıl oldu. Kasım ayında 168.2 milyar dolar ihracata ulaştık. Aralık ayı rakamlarında 170 milyar doları yakalamamız için çok az kaldı. İhracatımız birli rakamlarda çok oyalandı artık 200 milyar dolar ihracata ulaşmamız gerekiyor. Gelin birlik olup dış ticaret fazlası veren bir ekonomiyi hep birlikte inşa edelim” dedi.
“Ekonomide geçici pansuman değil kalıcı reform gerekli”
Türkiye ekonomisinin 2018 yılında ortalama yüzde 3 büyüme rakamı elde ettiğini ve bu oranın yetersiz olduğunu ifade eden TÜRKONFED Başkan Yardımcısı Ali Avcı, “Yüzde 5 büyüme rakamı bizim için çok uzak değil. Bunu başarabiliriz. Sıkıntılarımız var deyip içe kapanmak yerine gelişerek, dönüşerek sorunları çözebiliriz. Ekonomide geçici pansumanlar değil kalıcı reformlara ihtiyacımız var. Bugün Türkiye dünyadaki en yüksek enflasyona sahip 10 ülke arasında olmak yerine en büyük 10 ekonomi arasına girmelidir. Bunun yolu da yüksek teknoloji üretimi yapmak, dijitalleşmeyi kaldıraç olarak kullanmak ve KOBİ’lere yatırım yapmaktan geçiyor. Ekonomik durgunluktan çıkmak için büyümeyi iç tüketimi artırarak değil üretim ve ihracatla sağlamalıyız” açıklamasını yaptı. KOBİ’lerin bu dönem sıkıntılı olduğunun altını çizen Avcı, “Nakit akışının devamlılığı hayati öneme sahiptir. Alacak sigortası uygulanmaya geçilmelidir. Tahsilatlar 30 gün içinde yapılmalı. Belediyeler ve kamu da bu süreye uygun davranmalı. Bu dönem KOBİ’ler odağa alınmalı” diye konuştu.
Taba-AmCham: ABD ile Çin arasındaki savaş Türkiye için fırsat
Küresel anlamda geleneksel pazarların değişmeye ve ticaretin yönünde köklü değişimler başladığına dikkat çeken Türk Amerikan İs Adamları Derneği Yöneticisi Ferhan Ademhan, “ABD ile Çin arasında süren küresel ticaret dünyada oyunun kurallarını değiştirmeye başladı. Pek çok ülke bu yeni duruma göre pozisyon almaya başladı. Türkiye, konumu itibariyle bu yeni düzende aktif oyuncu olabilecek kapasiteye sahip. Amerika ile yeni bir başlangıç yapılarak önemli kazanımlar elde edilebilir. Amerika’ya ihracatı artırmak için çok iyi bir fırsat doğdu” dedi.
Anadolu LPF ve Akaryakıt Sanayi ve İşadamları Derneği Yönetim Kurulu Başkanı Atalay Armutçu, yabancı yatırımcı beklenildiği bir dönemde yerli yatırımcıların mevcutlar ile zor durumda bırakıldığını belirterek katılımcılara şöyle seslendi: “Akaryakıt dağıtım şirketleri büyük sıkıntı yaşamaktadır. 40 tane şirketin lisansı yıllık 60 bin tonun altında satış yaptığı gerekçesiyle iptal edildi. Yabancı yatırımcı istiyorsak önce kendi yatırımcımıza sahip çıkmalıyız. Yatırımcıya güven vermeliyiz. Hukuk devletinde ceza kesinleşmeden ceza uygulanamaz. EPDK’nın bugüne kadar kestiği cezaların yüzde 10’u dahi onanmadı. Yatırımcı hukuki güven ister. Sermayenin maliyetleri aşağıya çekildiğinde refah seviyesi yükselsin. Yatırımcı güvenmeli.”
Endüstri 4.0 yadsınamaz
Zirvenin Endüstri 4.0 Paneline Avrupa Birliği ve Devlet eski Bakanı Egemen Bağış moderatörlük yaptı. TTGV Başkanı Cengiz Ultav Türkiye’nin dijital dönüşüme geçiş yapması, Endüstri 4.0 kavramını daha çok içselleştirmesi ve üretim süreçlerini buna göre güncellemesi gerektiğini söyledi. Akıllandırma, sürtünmesiz tedarik zincirleri ve sürdürülebilirlik konusunun Endüstri 4.0’ın üçlü sac ayakları olduğuna dikkati çeken Ultav, şirket yöneticilerinin ve sermayedarların bu alanları önemsemesi gerektiğine değindi. Ultav, üretim süreçlerinde 3D teknolojilerinin içselleştirilmesi gerektiğini söyledi:“3D teknolojilerinde örme dönemi başladı. Kompozit yapıları 3D yazıcılardan çıkarmaya başladı. Bir süre sonra bütün perde firmalarımız eminim ki fabrikadan ipliği alıp, müşterinin yerine gidip; onun istediği renkte, istediği desende, istediği malzemeyle perdelerini evde dokuyabilecek.”
Vestel Ventures Genel Müdürü Metin Salt ise Vestel’in elektronik alanında uzun yıllardır ihracat şampiyonu olduğunu hatırlatarak, ihracatı artırmak için inovasyona odaklandıklarını söyledi.
Pınar Eczacıbaşı: Sanayi yerine inşaata yatırım büyük hataydı
Zirve’nin “Bankacılık&Finans “Yeni Finans Merkezi İstanbul” panelinin moderatörlüğünü Devlet eski Bakanı Kürşat Tüzmen yürüttü. 2018 yılında yaşanan finansal şokla ekonominin nabzının çok yükseldiğini ifade eden DEİK Lüksemburg İş Konseyi Başkanı Pınar Eczacıbaşı, “Şu anda ekonomik sorunlar biraz gerilese de hala çalkantılar devam ediyor. Türkiye son dönemlerde sanayideki birikimi inşaat sektöründe harcayarak çok yanlış bir yol izledi. Türkiye’nin tarım sanayi ve hayvancılıkta katmadeğerli ürünler üretmeye yoğunlaşması gerekiyor” diye konuştu.
İstanbul’un 2016 yılında bölgesinde ekonomik bir lider olduğunu söyleyen Avrupa Yatırım Bankası Türkiye Temsilcisi Massimo D’eufemia, “Şu anda maalesef bu liderliğini kaybetti. Türkiye politik istikrarını tam anlamıyla sağlarsa ekonomik istikrarda da başarı sağlayacaktır. Uluslararası yatırımcı istikrar ve sürdürülebilir bir yapı ister. Türkiye’nin küresel finans merkezi olması için öncelikle inovasyona yatırım yapması gerekir. Bu sizi küresel finans merkezi yapar. Dünya çok hızlı değişiyor ve Türkiye ekonomisi bu fırsatı yakalamalıdır. Aynı zamanda ikinci önemli konu da Türkiye'nin kırsal kalkınmaya öncelik tanıması gerekir. Kırsaldan İstanbul'a olan göçü önlemek çok önemli” diye konuştu.
Vakıf Katılım Bankası Genel Müdürü Öztürk Oran, İslami finansın kar-zarar ortaklığına dayandığını belirterek, şunları kaydetti: “Bugün ‘Katılım Bankacılığı’ dünyada 2 trilyon doları aşan bir aktif büyüklüğe sahip ve her yıl da yüzde 10 oranında büyümeye devam ediyor. Türkiye’de sistem aynı şekilde önemli gelişme trendinde ama arzu edilen seviyede değil. Ülkemizde faaliyet gösteren 5 katılım bankasının bugün aktif büyüklüğü 204.5 milyar lira. Bu rakam toplam sektörün henüz daha yüzde 5.2’sini temsil ediyor. Katılım bankalarının aktif büyüklüğündeki büyüme hızı klasik bankacılığa göre birkaç kat daha fazla.” Oran, bankacılık sektöründe toplanan fonların yüzde 6.5’inin, kullandırılan fonların ise yüzde 5.2’sinin katılım bankaları tarafından gerçekleştiğini anımsattı: “5 katılım bankası bugün bu ülkede bin 105 şubeye sahip 15 bin kişiye istihdam sağlıyor. Biz de Vakıf Katılım olarak henüz daha ilk senemiz olmasına rağmen 90 şubeye ulaştık ve bu sektörden de yüzde 10 pay aldık.”
Londra Borsası Grubu Gelişen Piyasalar Lideri ve Elit Büyüme Kıdemli Müdürü Giacinto Oriolo ise Londra Borsası olarak bir ‘Elit Büyüme Programı’ geliştirdiklerini ve bunun özellikle aile şirketleri, KOBİ’ler ve küçük sermayelerle oluşturulmuş şirketlere yönelik bir adım olduğunu belirtti: “Günümüzde binden fazla şirket 30 farklı ülkede bu elit programının parçası."
Avrupa İmar ve Kalkınma Bankası (EBRD) Türkiye Başkan Vekili Hüseyin Özhan ise EBRD'nin 1991 yılında kurulduğunu ve Türkiye’nin de kurucu üyelerinden bir tanesi olduğunu anımsatarak 2008 yılından bu yana Türkiye’de 11 milyar avronun üzerinde yatırım yaptıklarını aktardı: “Portföy büyüklüğümüze baktığımızda 7.3 milyar avro seviyesindedir. Bir kalkınma bankası olarak bizim buradaki faaliyetlerimizi 5 ana strateji üzerine oturtmuş durumdayız.” Özhan, KOBİ’lerin Türkiye’de istihdama önemli bir katkı sağladığını belirterek, “Bu çerçevede yine yaptığımız programlarda hem direkt finansman hem de kredi olarak bankalar üzerinden indirekt yollarla verdiğimiz kredilerle 80 binin üzerinde KOBİ’lerle farklı alanlarda kaynak sağladık” ifadelerini kullandı.
2. İstanbul Ekonomi Zirvesi’nde Türkiye’de yatırım fırsatları değerlendirildi
2. İstanbul Ekonomi Zirvesi’nde Türkiye’de yatırım fırsatları değerlendirildi
2. İstanbul Ekonomi Zirvesi’nde konuşan TBMM Başkanı Binali Yıldırım, “Endişeye gerek yok. Elimizdeki imkanlar, göstergeler birçok ülkeden daha iyi. Panik yapmanın anlamı yok. Bunlar gelip geçicidir. Bu günler aynı zamanda da fırsat günleridir. Herkesin durduğu yerde yatırım yapan kazanır” dedi.