KobiEfor Sanayi Ekonomi Dergisi
2016-08-31 17:00:00

Güney Kafkasya’nın Stratejik Varlığı Üzerine Kaleme Alınmış Bir Kitap

Dr. Akkan Suver

31 Ağustos 2016, 17:00

Azerbaycanlı siyaset ve bilim adamı dostum Prof.Dr. Ali Hasanov, Güney Kafkasya ve Azerbaycan üzerine üç ciltte topladığı düşünce ve görüşlerini, jeopolitik, petrol politikası ve güvenlik politikası adıyla kitap haline getirmiş.
Ali Hasanov’un; Güney Kafkasya’nın, Hazar  ve Karadeniz Havza’larının jeoekonomik ve jeostratejik durumunu özetlediği kitabı Azerbaycan’ın komşularıyla olduğu kadar uluslararası alanda da ulaştığı değerleri ortaya koymaktadır. Bu çalışma, araştırmacılar için olduğu kadar uluslararası ilişkiler ve diplomasiyle uğraşanlar için de bir başucu kitabı niteliği taşımaktadır.
Türkiye ile Azerbaycan arasındaki stratejik ilişkilerin ve iki ülkenin uluslar arası arenada ortak tavır sergilemesinin önemini örnekleriyle vurguladığı kitaplarının birinci cildinde Haydar Aliyev’in; “-Türkiye ne kadar güçlü olursa Azerbaycan o kadar güçlü olacaktır. Azerbaycan için  Türkiye en yakın dost, kardeş ve müttefik ülkedir” sözünden yola çıkarak sahip bulunduğumuz  stratejik ortaklık ve müttefikliğin önemiyle bugüne kadar ortaya konan çeşitli çalışmaları anlatıyor.
Gene birinci ciltte Ermenistan’ın sergilediği ve sergilemekte ısrar ettiği uzlaşmaz tutumuyla İran’ın anlaşılmaz rolünü de gerçekçi bir biçimde ortaya koyuyor.
Avrasya’daki ülkelerin Rusya Federasyonu ile mevcut ilişkilerini ve yarın oluşacağı var sayılan “stratejik küresel alanda” oynanacak rolleri de irdeleyen Ali Hasanov, Brzezinski’nin ünlü deyişinden yola çıkarak;  “-Bağımsız bir Ukrayna’nın ortaya çıkışı 20. yüzyılın üç önemli jeopolitik gelişmesinden bir tanesidir. Çünkü bağımsız bir Ukrayna, Rusya İmparatorluğu’nun sonu demektir.” Ukrayna-Rusya, Ukrayna-Azerbaycan ve Ukrayna-AB ilişkilerinin detaylarını da duyarlı bir anlatımla ortaya koymaktadır.
Gene bu değerlendirmeleri okurken 2000 yılında Süleyman Demirel’in Ukrayna için bölgesel güvenlik sisteminin oluşturulmasına katkı da bulunulması önerisinin, Ukrayna’nın ilgisizliği nedeniyle lafta kaldığını da öğreniyoruz.
Azerbaycan-Gürcistan arasında var olan jeopolitik ortaklığın olmazsa olmaz oluşumuna da temas ederken “-Bugün Gürcistan’ın askeri güvenliği daha çok Azerbaycan, Türkiye ve NATO’nun Güney Kafkasya’da etkili jeostratejik konuma sahip bulunmalarına ve Rusya-Ermenistan blokuna karşı denge oluşturmalarına bağlıdır” hükmünü de ortaya koyuyor.
Azerbaycan’ın yeni petrol politikası
Kitaplarının ikinci cildinde Ali Hasanov, önce Alexander Dugin’in çağdışı Avrasya düşüncelerinin yanlışlığını ortaya çıkarıyor. Daha sonra  Azerbaycan’ın sahip bulunduğu doğalgaz ve petrol rezervlerinin önemine dikkat çekiyor ve İlham Aliyev’in konuyla ilgili değerlendirmesiyle de noktayı koyuyor:
“-Bir zamanlar basın, Azerbaycan’da petrol olmadığına, BTC projesinin asla gerçekleşmeyeceğine yönelik yanlış kamuoyu oluşturma peşindeydi. Fakat zaman, bu iddiaların asılsız olduğunu kanıtladı. BTC’nin inşaatı sürdüğü sırada Azerbaycan’ın yıllık petrol üretim kapasitesi 15-16 milyon tondu. Oysa günümüzde bu rakam 50 milyon tonun üzerindedir. Aynı şey doğalgaz rezervleri için de söylenebilir. Birtakım dış kaynakların iddialarına rağmen günümüzde Azerbaycan yılda 30 milyar metreküp kadar doğalgaz üretmek suretiyle bölgenin başlıca doğalgaz ihracatçılarından bir tanesine dönüşmüştür.”
Hazar Denizi’nin hukuki statüsünün önemini de gündeme getiren Ali Hasanov, Hazar’daki kıyıdaş ülkelerin uzlaşmaz tutumlarını gerekçeleriyle anlatmakta kalmıyor, Azerbaycan’ın kararlı değer ölçüsünü de vurguluyor: “- 1921 ve 1940 yıllarında imzalanmış olan SSCB-İran anlaşmaları, bugün bir takım çevrelerin iddia ettiği gibi Hazar Denizi’nin statüsü konusunu karmaşıklaştırmamakta, bilakis duruma daha fazla açıklık  kazandırmaktadır. Şöyle ki İran, SSCB döneminde olduğu gibi Hazar Denizi'nde yüzde 14’lük paya sahiptir ve eski sınırları geçerlidir. SSCB’den kopan 4 yeni ülkenin ulusal sektörleri ve deniz sınırlarına gelince, bu konuda SSCB içinde bir anlaşma imzalanmış ve Hazar’ın yüzde 86’lık bölümü denizin orta çizgisi temel kabul edilmekle dört ulusal sektöre ayrılmıştır. SSCB’nin mirasçısı olan Rusya Federasyonu’nun bu ülkenin yükümlülüklerini üzerine aldığına bakılırsa söz konusu anlaşmayı da temin etmesi gerekmektedir. Azerbaycan, kendi ulusal sektöründe dilediği gibi faaliyette bulunmayı işte bu hukuki temellere dayandırmaktadır. Söz konusu faaliyet ne uluslararası hukuka, ne de Hazar’a kıyısı bulunan ülkelerin kendi aralarındaki anlaşmalara ters düşmektedir.”
Günümüzün enerji kaynaklarının Hazar’dan Avrupa’ya ulaştırılması konusunda yapılan ve yapılmakta olan çalışmaları da 21. yüzyılın projeleri olarak nitelendiren Ali Hasanov; “-Hazar Havzası’nın doğalgaz rezervlerinin en az 100 yıl süreyle dünya pazarlarına ulaştırılması hedefimizdir” demektedir.
Azerbaycan’ın güvenlik politikası
Üçüncü ciltte Azerbaycan’ın güvenlik politikasını ele alan Ali Hasanov, Azerbaycan’ın dış politika stratejisi ve etkinliğini maddi ve maddi olmayan rezervler başlığı altında akademik bir sıralamayla anlatmaktadır. Moskova, Washington, Brüksel, Ankara ve Tahran’ın Güney Kafkasya’daki tutumlarını, sergileyecekleri askeri ve stratejik tercihleri uzun uzadıya değerlendiren Ali Hasanov öncelikli şart olarak; “- Etnik ayrılıkçılık ve toprak iddialarından kaynaklanan çatışmalara son verilmesine, bölge ülkelerinin barış ortamında iyi komşuluk ilişkilerini sürdürmelerine, bölge ülkelerinin egemen devlet haklarının korunmasına yönelik somut güvenlik önlemlerinin alınmasına, Hazar’ın enerji rezervlerinin taşınmasında kullanılan hatların güvenliğinin sağlanmasına yönelik bir politika izlenmesini” öngörmektedir.
Ermenistan’la Azerbaycan arasındaki Dağlık Karabağ sorununun bölgenin başlıca güvenlik sorunu olduğunu bütün gerçekliğiyle ortaya koyan Ali Hasanov, Azerbaycan’ın güvenlik politikasının temel amaç ve görevlerini sıralarken Ermenistan’ın Rusya’dan  gördüğü desteği de Rusya’nın çıkarlarına uygun bir ittifak diye değerlendirmektedir.
Hasılı stratejiyi güzel bir üslupla ama akademik verilerden kopmadan bizlere kazandıran ve Güney Kafkasya’nın dününü, bugünü anlatan, yarınını yorumlayan bu eser idrakimize yeni ufuklar kazandıracaktır.
NOT:  Ötüken Yayınevi tarafından yayımlanan bu eseri Türkçemiz’e kazandıran Azad Ağaoğlu ile Fuad Şammedov’a ayrıca teşekkürü bir borç biliyorum. Kitabı; “Ötüken Yayınları-İstanbul, Beyoğlu, İstiklal Cad. Ankara Han 65/3 adresinden veya otuken@otuken.com.tr adresinden temin edebilirsiniz.”

PROF.DR. ALİ HASANOV’DAN SEÇMELER
[-İran, Batı ve Türkiye'ye yalnız başına karşı koyamayacağı Güney Kafkasya’da Rusya’nın güçlenmesini istemektedir. Merkezi Asya’yı kendi jeoekonomik çıkar bölgesi içine dahil etmek, bu coğrafyanın ulaşım ve iletişim projelerine aktif bir şekilde katılmak İran’ın başlıca hedefleri arasındadır.] (Güney Kafkasya 1 cilt, sayfa 257)
[-Günümüzde Ermeni jeostratejik uzmanlardan bazıları hayal güçlerini kullanmak suretiyle var olmayan bir Ermenistan-Mehri-İran güzergahıyla Yakındoğu’ya ve Merkezi Asya ülkelerine, İran-Ermenistan-Gürcistan güzergahıyla güneydoğu yönüne uzanması öngörülen ulaşım ve komünikasyon sistemleri projelerinden bahsetmektedirler. Fakat Ermenistan’ın içinde bulunduğu gerçek  durum, topraklarının çoğunluğunun elverişsiz dağlık bölgelerle çevrili oluşu, dış dünyaya çıkış imkanlarının bulunmayışı, ulaşım ve taşımacılık araçlarının perişan hali ve diğer nedenler, söz konusu projelerin ne günümüzde, ne de gelecekte hayata geçirilemeyeceğini gözler önüne sermektedir.] (Güney Kafkasya 2 cilt, sayfa 138)
[-Günümüzde uluslararası kurumlar bir yandan Ermenistan’ın Azerbaycan topraklarını işgal altında bulundurduğu gerçeğini kabul etmekte, diğer yandan bu işgal halini ve işgalci ülkeyi açık bir dille kınamaktan, uluslararası baskı mekanizmalarını kullanmak suretiyle işgalci ülkeyi BM kararlarına uymaya zorlamaktan kaçınmaktadırlar.] (Güney Kafkasya 3 cilt, sayfa 150)
Sitemizden en iyi şekilde faydalanmanız için çerezler kullanılmaktadır.