Sektörün uzun vadeli kaynaklarla fonlanması isteniyor. Kaynak Kullanımı Destekleme Fonu(KKDF) muafiyeti gerekiyor. KOBİ’ler ve büyük ölçekli kurumlar, avantajlı finansman yöntemleri ile yerli ve yabancı firmalarla rekabette avantaj sağlamak için katmadeğerli finansman alternatiflerini değerlendiriyor.
Dünyanın çok gerisindeyiz: Ancak Türkiye’deki ‘Finansal Kiralama’ (leasing) tablosuna, 2018 yılının ortasından baktığımızda bazı bozukluklar görüyoruz. Örneğin; toplam sabit sermaye yatırımlarının içinde gelişmiş sanayi ülkelerinde leasing’in payı yüzde 20 iken bu oran Türkiye’de sadece yüzde 2 düzeyinde, KOBİ’lerimizin bu uygun alternatif finans kaynağına yeterince yönelmiyor olmalarına bir açıklama bulmalıyız.
KOBİ’lerde farkındalık eksik: Bir diğer bozukluk da şu: Dünyada leasingi en çok tercih eden sektörler incelendiğinde imalat, tarım, kamu, madencilik, inşaat, sağlık hizmetleri gibi geniş bir yelpazede faaliyet gösteren bir şirket portföyüyle karşılaşılıyor. Türkiye’de inşaat sektörü ve gayrimenkul leasing faaliyetlerinin yarısını oluşturmakta. Açıkça adını koyalım; Türkiye’de ‘Finansal Kiralama’ konusunda KOBİ’lerimizin kültürü eksik.
Sektörün büyümesi: Hükümet’in yatırımları arttırmak için üst üste açıkladığı teşvikler, leasingcilerin de yüzünü güldürdü. KOBİ’lere 6.5 milyar dolarlık finansman sağlayan finansal kiralama şirketleri, açıklanan teşviklerle çıtayı yükseltti. Sektör temsilcileri, 2018’de işlem hacminin 10 milyar dolara çıkacağını söylüyor; Yılın ilk yarısı da bunu doğruluyor. Leasing sektörü büyümeye devam etti, finansal kiralama alacakları 2018’in ilk altı aylık dönemi itibarıyla yüzde 24 büyüyerek 47.4 milyar TL seviyesini gördü. Açıklaması şöyle: Bir taraftan iş makinelerinin finansal kiralama modeliyle alımında KDV'nin yüzde 18'den yüzde 1'e inmesi, bir taraftan köprü, otoyol ve metro inşaatları leasing sektörünü kamçıladı.
Bu ivme ile leasıng şirketleri çıtayı yükseltti, 2017’de, KOBİ’lere sağladıkları 6.5 milyar dolarlık finansman desteğini, 2018’de 10 milyar dolara yükselteceklerini görüyorlar. Geçen yılı 58 milyar liralık büyüklük ve 22.5 milyar liralık işlem hacmi ile kapatan leasing sektörünün yaptığı finansal kiralamaların yüzde 80’ini yatırım finansmanı oluşturmuştu.
Finansal Kurumlar Birliği (FKB) Başkan Vekili Ünal Gökmen, 2017’de leasing pazarının 58 milyar TL’lik -6.5 milyar dolar büyüklüğe ulaştığını belirterek, yapılan işlerin yüzde 80’inin yatırım finansmanı olduğunu söylüyor. Gökmen, otomotivden yan sanayine, tekstilden beyaz eşyaya, plastikten tarıma kadar her alanda leasing işlemi yapıldığını, hedeflerinin ise 6.5 milyar dolarlık pazarı 10 milyar dolara çıkarmak olduğunu ifade ederek, “Hükümet’in açıkladığı ve açıklayacağı teşvikler sayesinde yatırımlar yapılacak, bize de pay çıkacak” diyor.
Sat geri kirala: Sektörce KOBİ’lere sunulan önemli bir uygulama da Sat-Geri Kirala hizmetleridir ve bununla bir şirketin aktifinde bulunan menkul ve gayrimenkuller finansal kiralama şirketine satılıp ardından yeniden kiralanarak finansman sağlanabiliyor.
Ve….
Esnek geri ödeme planları mevcut.
Leasing ile aldığınız makinenizin teknolojisi eskidiyse kiraları devam eden makinenizi bir başkasına devredip yeni bir makine alabiliyorsunuz.
Leasing desteğiyle işyerinize kira öder gibi kolayca sahip olabiliyorsunuz.
2018 yılı ilk çeyrek verilerine göre sektörün yapısal büyüklüğü aşağıdaki gibidir:
Şirket sayısı 25
Çalışan sayısı 1.435
Müşteri sayısı 57.638
Şube sayısı 139
Sözleşme adedi 6.132
Sektörün Türkiye’de geleceği, KOBİ farkındalığın artırılması yanında, Anadolu’da tarım sektörünün iş hacminin artırılması ile müşteri sayısını ve işlem hacmini artırma potansiyeline sahip olması parlak görünmektedir. Ancak şu da var: Sektör hükümetlerin aşağıdaki mevzuat düzenlemelerini yapmasını bekliyor.
1- Leasing, yüzde 1 KDV teşvikiyle ilerleyebilen bir sektör. Yüzde 1 KDV teşvikine giren ürün yelpazesini tüm yatırım mallarını kapsayacak şekilde genişletecek düzenlemeler yapılması gerekir.
2- Yatırım finansmanı amacıyla kullanılan bir finansman modeli olması dolayısıyla doğası gereği uzun vadelerde gerçekleşen leasing işlemlerinin yine uzun vadeli kaynaklarla fonlanması gerekiyor. Ancak yurtdışından sağlanan fonların ortalama vadesi üç yılın altındaysa Kaynak Kullanımı Destekleme Fonu (KKDF) ödeniyor. Bankalar ise bu kalemden muaf. Bu rekabet eşitsizliğinin ortadan kaldırılabilmesi için gerekli düzenlemelerin yapılması bekleniyor.
3- Yabancı ortaklı finansal kurumların ‘sat-geri kirala’ işlemlerine konu gayrimenkullerin mülkiyet devirlerinde valilik ve genelkurmay gibi resmi izinlere tâbi olması ve bu süreçlerin de 1.5 ay gibi sürelere çıkması.
Yerli sermayeye sahip finansal kurumlarda bu izin süreçlerinin olmaması rekabette yabancı sermayeli şirketleri geride bırakan önemli parametrelerden biri olarak görülüyor ve bir denge düzenlemesi isteniyor.
4- Leasing şirketlerinin grup bankalarının şubelerini kullanabilmesi ve tabana yayılabilmesi çok önemli. Ülkenin nispeten daha az gelişmiş olan bölgeleri leasing şirketleri için fazla maliyetli. Sektör temsilcileri, BDDK’nın yapacağı düzenlemelerle grup bankalarının şubelerinin kullanılması mümkün olabilecektir.
5- Bugün kanunda izin verilmeyen leasing acenteliği sisteminin hayata geçirilmesi de önemli bulunuyor.