QNB Finansleasing Genel Müdürü Metin Karabiber: “Pazar payımız yüzde 7’ye ulaşır”

Geçen yılın Haziran ayında QNB Finansleasing Genel Müdürlüğü görevine atanan Metin Karabiber, sektörde ‘pastayı büyütme’ stratejisine odaklandı. Zira firmanın aktif pazar payı yüzde 5’ten yüzde 6’ya çıktı. Karabiber, gerek ulusal gerek uluslararası ekonomiler için ‘zor’ yıl tanımının kullanıldığı 2016’nın kendileri için ‘verimli’ geçtiğini belirtti.
İştahlarının yüksek olduğunu ve 2017 yılında da büyümeye, pazar payını artırmaya odaklanacaklarını söyleyen Karabiber, hedeflerini şöyle anlattı: “Pazar payımızı geliştirebileceğimizi düşünüyoruz. İştahımız var ve büyümek istiyoruz. Katarlı ortağımız QNB pazar payımızı geliştirmemizi istiyor. 2017 bu anlamda önemli bir yıl olacaktır. 2017 yılına yönelik Ocak ve Şubat ayı tescil istatistik sonuçları belli oldu. Gördüğümüz hacimler, sektörün önceki yılın üzerinde büyüme olacağını gösteriyor. Rakamlarla tüm sektörü ifade edersek; 2016’nın Ocak ayında 1.3 milyar TL’lik tescil yapılmışken bu yılın Ocak ayında 1.4 milyar TL’lik tescil yapıldı. Şubat ayı kısa olmasına rağmen geçen yıl 1.4 milyar TL’lik tescil yapılmışken bu yıl sektör 1.9 milyar TL’lik tescil yaptı. Talep var, canlılık devam ediyor. Mart ayında 2 milyar TL’nin üzerinde iş yapılacağına inanıyoruz. Dolayısıyla leasing sektörü iyi başladı. QNB Finansleasing yeni iş tescilinde sektörden yüzde 10 pay alıyor. Bu da bizim iştahımızın sürdüğünü gösteriyor. QNB Finansleasing olarak 2017 yılında aktiflerde yüzde 7 pazar payına ulaşmayı hedefliyoruz.”
QNB Finansleasing, 2016 yılında yüzde 60’ı KOBİ ağırlıklı 5 bini aşkın aktif müşteriye ulaştı. Bu yıl hedef ise 6 bin işletmeye ulaşmak. Türkiye’de İstanbul, Ankara ve Gaziantep olmak üzere 3 bölge temsilciliği ile tüm ülkeye hizmet verdiklerini aktaran Karabiber, 127 kişilik ekiple bu yıl verimliliğe ağırlık vereceklerini söyledi. QNB Finansleasing’in pazarda 7. sırada bulunduğunu anlatan Karabiber, “Ana hissedarımız Qatar National Bank, pazar payımızı verimli şekilde büyütmemizi bekliyor. Her yıl kazanılan parayı içeride bırakarak sermayeye katkı sağlıyor” dedi.

Dev projelerin sektöre katkısı yüzde 25
Leasing sektörü yatırımı finanse ediyor. Yatırım ise ekonomiye üretim, istihdam olarak yansıyor. Türkiye’de her yıl yaklaşık 120 milyar dolarlık yatırım yapılıyor. Leasing sektörünün toplam yatırımlardan aldığı pay yüzde 5. Bu oranın çok düşük olduğunu belirten Karabiber, pazarın yüzde 10’lara ulaşması gerektiğini kaydetti: “Yatırımlar banka veya özkaynak ağırlığıyla yapılıyor. Leasingin toplam yatırımlardan aldığı payın yüzde 5 olması düşük bir veri ve potansiyeli ortaya koyuyor. Sektör temsilcileri olarak ‘pastayı’ büyütmeye odaklanıyoruz.”
Türkiye’de kamu ağırlıklı yürütülen dev altyapı projeleri de sektörün büyümesine olumlu katkı sağlıyor. Karabiber, yatırımlarda kullanılan iş ve inşaat makinelerinin ağırlıklı leasing ile gerçekleştiğini ve sözkonusu projelerin leasing sektörünün toplam cirosunda yüzde 25’lik ağırlığı olduğunu ifade etti. Önümüzdeki dönem sözkonusu projelerin devam etmesi halinde bu ağırlığın devam edeceğini öngören Karabiber şunları anlattı: “Müşteri ziyaretlerinde gördüğüm kadarıyla yatırım hevesi devam ediyor. Bu yatırımlar devam edecek.  2017 yılında toplam yatırımların yıllık olarak yine 120 milyar doları bulacağını düşünüyorum. Şu anda üretim teşvik ediliyor. Amerika ve  Avrupa’da enflasyon yavaş yavaş kıpırdıyor. Buralardaki canlılığın Türkiye’ye olumlu etkisi olacaktır. Türkiye bir önceki yılın büyümesini geçebilir.”

KDV indirim şemsiyesi genişletilmeli
Metin Karabiber’e göre ülkedeki büyüme modelinin yeniden üretime kayması sektörün gelişimine olumlu katkı sağlayacak bir girişim. Ancak bu yaklaşımın arkasında istikrarlı durmak daha da önemli. Karabiber, leasingde sektörün büyüyebilmesi için yapılması gerekenler listesinin ilk sırasında yatırım mallarındaki KDV şemsiyesinin genişletilmesini gösteriyor. Karabiber, taleplerini şöyle anlatıyor: “Devlet bazı yatırım malları üzerindeki KDV uygulamasını yüzde 1’lere çekti. Halen daha yatırım malı olup KDV indirimi içermeyen ürünler var. Bu önümüzdeki dönemin gelişim alanı olarak duruyor. Tıbbi cihazlar, ticari taşıt araçları buna örnektir.”

Hizmette yerli yabancı ayrımı var
QNB Finansleasing’in yabancı sermayeli bir kuruluş olduğunu hatırlatan Metin Karabiber sat geri kirala işlemlerinde bunun dezavantajını yaşadıklarını iletti. Sat geri kirala işlemleri işletmenin bilançosuna yıllar önce giren arazi, makine gibi kıymetleri bugünkü değerine ulaştırabilmek ve firmalara işletme sermayesi sağlamak için vergi teşvikleri sağlandı. Karabiber; “Müşterilerin bilançolarını toparlamaya yönelik güzel bir uygulama. QNB Finansbank olarak bu hizmeti vermek için Valilik’ten, Genel Kurmay Başkanlığı’ndan izin almak zorunda kalıyoruz. Yerli sermayeli leasing şirketlerinin böyle bir zorunluluğu yok. Bizim bu izinleri almamız nereden bakarsanız 1 ay sürüyor ve müşterilerimiz 1 ay bekliyor. Çözüm için ilgili yerlere girişimlerde bulunduk, ancak henüz çözülmüş bir alan değil” dedi.

Leasing kuruluşları KGF ile anlaşıyor
Finansal Kurumlar Birliği bünyesindeki leasing kuruluşları Kredi Garanti Fonu (KGF) ile özel bir anlaşmaya hazırlanıyor. Leasingin yatırımı ve dolayısı ile istihdamı finanse ettiğinin altını çizen Karabiber, KGF’nin leasing şirketleri üzerinden yapılabiliyor olmasının istihdamı genişletici etkisinden dolayı doğru model olacağını öngördü: “İşbirliği sağlanırsa sisteme özellikle istihdam açısından olumlu katkı sağlayacaktır. Buna benzer bir modeli Eximbank üzerinden gerçekleştirdik. Eximbank Dünya Bankası’ndan sağladığı krediyi leasing şirketleri üzerinden kullandırma yoluna gitti. İlk aşamada 20 milyon dolarlık kısım için 5 şirket ile sözleşme imzalandı.