Türkiye Ekonomik ve Mali Araştırmalar (TEMAR) Vakfı Başkanı, Ekonomist Prof.Dr. Hasan Eken’in son yıllarda özellikle genç yatırımcıların ilgi odağında olan blockchain ve kripto varlıklar konusunda ezber bozan yaklaşımı bulunuyor. Tüm dünyada kripto ürünlere en fazla yatırım yapan ülkelerin Türkiye ve Nijerya olduğunu hatırlatan Eken, “Toplumun güven eksikliğinden kaynaklı olarak kısa yoldan para kazanma hırsı tüm kesimleri ele geçirmiş durumda. Bu insanlara sunulan enstrüman ise kripto varlıklar. Ama dikkat edin; spekülatif, riski yüksektir” diyor.
Geleceğe güven duymayan ağırlıklı genç yatırımcıların kripto ürünlere yöneldiğini dile getiren Eken, “Kripto güvensizlikten doğuyor, kolay yoldan para kazanma umududur. ABD’deki altına hücum yılları gibidir. Devlet doğru ekonomik politikaları yaratmalı. Yatırımcıları daha somut yatırım araçlarına yönlendirmelidir. Aksi halde felaket ile sonuçlanabilir” diye konuşuyor. Detaylandıralım.
Yaklaşık 12-15 yıl öncenin en popüler konusu; ‘bankacılık sektöründe kullanılmaya başlayan Basel kriterlerinin KOBİ’lere etkileriydi.’ Konu hakkında çok sayıda görüş ortaya atıldı. KOBİ’lerin finans kaynaklarına ulaşımının zorlaşacağı ise en fazla dile getirilen tezdi. O yıllarda sık sık görüştüğümüz Prof.Dr. Hasan Eken, alışılmışın dışında bir ifadeyle Basel’in KOBİ’lere düşman olmadığını söylüyor ve gerekçelerini açıklıyordu. Ve zaman Eken’i haklı çıkardı. Günümüzde ise yine popüler bir konu çok fazla kesim tarafından dile getiriliyor. O da kripto varlıklar: Paradır, gelecektir, finansal sistemdir, yatırım aracıdır vs… Hal böyle iken ilgi de giderek artıyor. Ama bir yandan da suiistimal haberleri gündem olmaya devam ediyor.
Peki nedir bu kripto varlıklar?
Prof.Dr. Hasan Eken, bilim insanının objektif olması gerektiğini söylüyor. Kendini de bu bakış açısına sahip bir bilim insanı olarak görüyor. Finans profesörü olarak bu bakış açısıyla 2015 yılında kripto varlıkları incelemeye başladıklarını ve bilgiler dahilinde 2017 yılında İngilizce olarak ‘Kripto Paralar ve Gelecekteki Kaderleri’ başlığıyla makale yayımladıklarını paylaşan Eken, “Makalede kripto varlıkları; kripto para olarak tanımladık ve para teorisi ile finans teorisi bağlamında analiz ettik. Para teorisinde; Bitcoin, Ethereum, vs. analiz ederken bir skor kartı oluşturduk. Fiyat parayı, altını, petrolü bir tarafa kripto parayı başka bir tarafa koyduk. Paranın fonksiyonları çerçevesinde bunlara skor (puan) verdik. Analiz neticesinde Bitcoin bir para olabilecek düzeyde puan alamadı. O günden sonra kripto para ifadesi yerine de kripto ürün demeye başladık” diye konuşuyor.
Eken, bir ürünün para olabilmesi için bir takım özelliklere sahip olması gerektiğini söylüyor. Bunlar; değer tutma, genel kabul görme, bölünebilir olma, servet biriktirme aracı olması ve fonksiyonlarının da para politikası aracı olarak kullanılması gibi...
“Kripto ürünler: Spekülatif riski yüksek soyut varlıktır”
Para teorisine göre kripto ürünlere ‘para’ diyemediklerini söyleyen Profesör Eken, finans teorisine göre ise değerlendirmesini şöyle yapıyor: “Finans teorisi perspektifinden bu bir varlık mıdır? Yatırım ürünü müdür? Finans teorisi temel olarak şuna dayanıyor: Risk ve getiri. Siz bir risk aldığınızda bir ödül bekliyorsunuz. Yüzde 100 garantili bu ödülü alacaksınız diye bir şey yok. Riske karşı beklenen getiri oluyor. O hiç gelmeyebilir, hatta zarar da verebilir. Finans teorisi diyor ki risk artarsa beklenen getiri de artar. Bu perspektiften kripto ürünlere bakınca şunu gördük. Riskler çok yüksek. Dolayısıyla makalede şu ifadeye yer verdik: Finans teorisine göre kripto ürünler spekülatif riski yüksek soyut varlıktır. Zaten fiyatındaki dalgalanmalar onun riskinin yüksek olduğunu gösteriyor. Soyuttur çünkü elle tutulur değildir.”
“Kripto ürünlerin kaderi yok”
Prof.Dr. Hasan Eken’e, bazı ekonomistlerin ve analizlerin ‘kripto varlıklar geleceğin ürünü’ yorumlarını hatırlatıyoruz. Eken, bunun imkansız olduğunu belirterek, uyarıyor: “Para ve finans teorisine göre para değil. Ama herkes spekülatif, riskli soyut varlık alıp satılabilir. Ama bu ürünlerin bir geleceği yok. Çünkü bilim adamı perspektifinden bakıyor, objektif olarak değerlendiriyorum. Bu ürünlerin kaderi yok. Yok olacak. Neden? Zamanı gelmiş bir fikrin önünde hiçbir şey duramaz. Doğrudur. Ama o fikir ihya da edebilir helak da. Nazi fikri örneğin helak etti.”
Süreci daha iyi anlamak açısından 19. yüzyılda ABD’de uygulanan ‘Serbest Bankacılık Dönemi’ni hatırlatan Eken, şu bilgileri veriyor: “ABD İngiltere’nin sömürüsü olduğu için sömürü bankacılık sistemi vardı. Her şey özgürleşecek denilince bankacılık sektörü de bundan nasibini aldı. Ne oldu? Her yere banka kurulup kendi dolarını da basabiliyordu. O dönemde; 50’yi aşkın dolar vardı. Şu anda kripto ürünler de onlara benziyor. Herkes her gün bir şey çıkarabiliyor. Kripto ürünler ABD’nin serbest bankacılık dönemine benziyor. Sonra ABD’de her alan serbest ise istismar olur. Serbest bankacılık istismar edildi. Öyle ücra yerlerde bankalar kuruldu ki ancak vahşi hayvanlar gidebiliyor. Bu tür bankalar ‘wildcat banks’ bu bankaların bastığı dolara ise ‘wildcat money’ deniyordu. Bunun böyle yürümeyeceği görüldü ve FED’i kurdular. ABD’de yaşanan serbest bankacılık dönemi ile düzenlemelere tabii olmayan kripto piyasası ona benziyor. 2017 yılında merkez bankalarının bu kripto ürünleri kendileri çıkarmaya başlayınca mevcutların değerinin sıfırlanacağını öngördük.”
“Otoritelerden düzenleme gelmez”
Blockchain teknolojisine 2017’de güven duyduğunu söyleyen Eken, “Aradan geçen süre şunu gösterdi dünyanın blockchaine ihtiyacı yok. Savunanlar blockchain ile dijitalleşme olacağını söylüyor. Ama şu anda tüm fiyat paralar dijital. Harcamalar dijital yapılıyor. Blockchain sisteminin zincir ağı teknolojisi olduğu için çok güvenilir olduğunu söyleyenlere de şunu söylüyorum: O zincir en zayıf halkası kadar güçlüdür. Belki zincirin tamamı hacklenmeyebilir ama tek bir zincir hacklendiğinde sistem bozulabilir. Dolayısıyla sisteme güvenim de kalmadı” görüşünü aktarıyor.
Merkez Bankası’nın kripto ürünleri kullanmaya ihtiyacı olmadığını dile getiren Eken, piyasada düzenleme beklentisi olanlara ise şöyle sesleniyor: “Blockchain teknolojisini savunanlar mevcut sistemin değişeceğini söylüyor. Peki blockchain sistemi değiştirse düzenlemeye neden ihtiyaç var? Düzenlemeye ihtiyaç varsa demek ki sisteme güven duyulmuyor. Merkez bankaları ‘kripto ürünleri para olarak kabul ediyorum, rezervlere dahil ediyor ve kullanıyorum’ demez. Bu düzenlemeyi beklemeyin. İkinci beklenen düzenlemeye ilişkin: Bu kripto ürünleri alıp satıyoruz ama güvenilir mi? Todex gibi olmayalım görüşü var. Alım satım düzenlemesi için de Sermaye Piyasaları Kurulu’nun (SPK) olaya el atması lazım. Bunun için de halka açık olması gerekiyor ki düzenleme olsun. Herkesin alıp satım yapması halka açık olduğu anlamına gelmiyor. Tanımı farklı. Alım satımda SPK da bu düzenlemeyi yapamaz. Bu kripto ürünler önümüzdeki 3-4 yıl içerisinde bitecektir.”
Türkiye’deki vatandaşların Bitcoin’in son alıcıları olmamasını dileyen Eken, “Merkez bankaları yasaklayabilir ama bilimsel olarak şunu anlatıyoruz ve bunun bir para olmadığını söylüyoruz. Finans teorisine göre ise bir üründür ama yüksek riskli spekülatif üründür. Bunu alıp satarsan tüm servetini de kaybedebilir veya zenginleşebilirsin ama soyut ürünlerdir. Bunlar unutulmasın lütfen” diyor. Eken, kendi makaleleri yayınlandıktan sonra kripto paranın para olmadığını; IMF, Avrupa Birliği Merkez Bankası, Çin Merkez Bankası, İngiltere Merkez Bankası, Japonya Merkez Bankası’nın da söylediğini hatırlatıyor: “Yanılma payım elbette var. Ama benim yanıldığımı para ve finans teorisiyle ortaya koymaları lazım. Ancak şunu görmek lazım; merkez bankaları kullanmadığı için balon patlayacaktır.”
Ekonomist Prof.Dr. Hasan Eken: “Kripto varlıklar risktir”
Ekonomist Prof.Dr. Hasan Eken: “Kripto varlıklar risktir”
Ekonomist Prof.Dr. Hasan Eken, kripto ürünleri; riski yüksek spekülatif soyut varlık olarak tanımlayarak kullanıcıları uyardı. Eken, “Dünyada en fazla kripto ürünlerini Türkiye ve Nijerya kullanıyor. Bunun nedeni gelecek korkusu yani çaresizliktir. Devletin doğru ekonomi politikalarıyla gençlere güven vermesi gerekiyor. Kripto ürünlerin geleceği yoktur” dedi.