İyi tasarlanmış, projelendirilmiş, az enerji, uygun maliyetlerle kaliteli iklimlendirme sağlayan, çevredostu, verimli ‘İklimlendirme Teknoloji ve Ürünleri, kaliteli ve sağlıklı bir yaşamın anahtarı haline geldi.
Küresel iklim krizinin kapıda olduğu son yıllarda iklimlendirme sektörü hızla daha da önem kazanırken; Pandemi sektörün hayati öneminin altını çizdi. Covid-19 virüsünün, çoğunlukla temas ve hava/damlacık yoluyla bulaştığı biliniyor ve insanlar yaşamlarının yüzde 90’a varan kısmını kapalı ortamlarda geçiriyor. Bu nedenle özellikle kapalı mekanların; evlerin, toplu konutların, asansör, toplantı salonları, spor salonları gibi kapalı alanların kamusal, ticari ve endüstriyel tüm binaların (ofisler, hastaneler, şehir hastaneleri, havalimanları, havaalanları, laboratuvarlar, oteller, moteller, pansiyonlar, yurtlar, AVM’ler, marketler, işyerleri, şirketler, fabrikalar) ısıtmasında ve soğutmasında kullanılan ‘İklimlendirme Teknoloji ve Ürünleri’nin sağladığı hava kalitesi ve sirküle olan havanın temizliği insan sağlığı açısından çok önemli.
İyi tasarlanmış, projelendirilmiş, az enerji, uygun maliyetlerle kaliteli iklimlendirme sağlayan, çevredostu verimli iklimlendirme teknoloji ve ürünleri, kaliteli ve sağlıklı bir yaşamın anahtarı haline geldi. Pandemide iklimlendirme teknoloji ve ürünleri, küresel ticaretin yapıtaşı lojistik ve taşımacılık sektörünün en önemli hizmet sağlayıcılarından biri haline geldi. Pandemi ile birlikte gıdaların yanı sıra sağlık sektörünün en önemli pazarlarından biri haline gelen ‘aşı’ların dünyanın dört bir yanına nitelikleri itibariyle özel iklimlendirme (yeni nesil soğutma teknolojileri) koşullarında taşınması gerekiyor.
İSKİD (İklimlendirme Soğutma Klima İmalatçıları Derneği) 15. Dönem Yönetim Kurulu, 26 Mart 2021’de düzenlenen İSKİD Olağan Genel Kurulu’nda seçilerek, Ayk Serdar Didonyan başkanlığında göreve başladı. İSKİD Yönetim Kurulu Başkanı Ayk Serdar Didonyan, İSKİD olarak bütünleşik tasarımın ve IoT kavramının hayatımızda etkin roller üstlendiği günümüzde, sektör firmalarının da birbirlerinden güç alarak dayanışma göstermesi, zayıf kaslarını güçlendirmesine odaklandıklarını belirterek, “Bu vesileyle URGE (Uluslararası Rekabeti Geliştirme) projemizi çok önemsemekteyiz. Proje çerçevesinde kolektif faaliyetlerin yürütülmesi ve devlet desteğinin etkin kullanılması için elimizden gelen çabayı göstermekteyiz” diyor.
İklimlendirme Meclisi Sektör Strateji Belgesi çalışmalarında vurguladıkları gibi “Kurumsal Ol, AR-GE Yap, İhracat Yap” mesajını çok önemsediklerini ve yeni dönem çalışmalarının odağında bu mottonun olacağını vurgulayan Didonyan, ‘kurumsallaşma’ kavramının başarılı çalışmaların temelinde olduğunun düşüncesiyle ölçek ekonomisine erişen firma sayısını arttırmaya odaklanacaklarını ifade ediyor.
Çevre, sektör ve toplum için görmezden gelemeyecekleri ‘Yeşil Ekonomi’ atılımlarının da odaklanmaları gereken başka bir konu olacağına dikkat çeken Didonyan, “Hayatın gerçekleriyle özdeşleşip geleceği doğru inşa etmemiz gerekir. Özellikle yatırımcısından müteahhidine, kiracısından kamu temsilcilerine kadar tüm inşaat ekosistemine bu anlayış kuvvetli bir şekilde anlatılmalı; sektörümüzde enerji etkin iklimlendirme sistemleri teşvik edilmeli; doğal havalandırma gibi çevreci çözümlere yönelmesi sağlanmalıdır. Bu kapsamda enerji tüketimini azaltacak çalışmaların takipçisi ve destekçisi olacağız” diyor.
Ayk Serdar Didonyan, iklimlendirme sektörüne ilişkin verileri şöyle özetliyor:
“Split Klima Pazarı; Türkiye’de inşaat sektörünün en popüler ve satışların en fazla olduğu 2017, pazarın en iyi yılıdır. Ancak 2018 Ağustos’unda yaşanan kur dalgalanmasıyla perakende pazarı ciddi oranda etkilendi. Bu nedenle dağıtım kanalı stoklarında bulunan ürünlerin satılmayarak önemli bir bölümünün 2019 envanterine girmesi sonucu bu durum, pazarın küçülmesi olarak istatistiklere yansıdı. 2020’de pandeminin etkisiyle evden çalışan sayısının artmasının klima satışlarına yansıması, pazarda yüzde 10 büyüme sağladı.
VRF pazarı; kamu yatırımlarındaki düşüşe rağmen krizden az etkilenen pazarlardan biridir. Pandemi ile birlikte özellikle sahil kesimlerinde bireysel projeler ağırlık kazandı. Mini VRF cihazlarının kullanımındaki artış, toplam satış adetlerini olumlu yönde etkiledi ve pazar yüzde 9 büyüdü.
Çatı Tipi Paket Klima (rooftop); AVM’ler ve büyük marketlerde yaygın olarak kullanılan çatı tipi klimalar, AVM sektörünün belirli bir doygunluğa gelmesiyle iç satışlar belirli bir seviyede kaldı. 2019 krizi ve 2020 pandemisiyle pazar olumsuz etkilendi. Paket Klima üretimi yüzde 30 düştü, ithalat yüzde 70, iç satışlarda pandemi etkisiyle yüzde 50 daraldı. Ancak pozitif gelişme olarak, pazardaki talebin yerli ürünlere kaymasıyla ithalat rakamlarında düşme yaşandı.
Fancoil pazarı; son 5 yılda kademeli olarak neredeyse yarıya yakın bir oranla daraldı. 2019’da yaşanan durgunluğun yansıması ihracatta net olarak görülse de 2020’de pandemiye rağmen imalatta yüzde 10 artış, ithalatta ise yüzde 40 azalma kaydedildi. Bu kapsamda değerlendirildiğinde fancoiller sektörde ithalatı düşen ve ihracatı artan, üretimde başarılı olduğumuz ürünler arasında.
Soğutma Grupları; inşaat sektöründeki gerilemeyle son yıllarda yüzde 50 gibi ciddi oranda daralma eğilimine girdi. İhracat ayağının çok güçlü olmadığı soğutma gruplarında imalat genel olarak iç pazara yönelik gerçekleşiyor. 2021’de ertelenen projelerin hayata geçmesiyle soğutma grubunda artış olabileceği düşünülüyor.
Isı Değiştirici-Bataryalar; batarya verilerine baktığımızda üretimde yüzde 9’luk bir artış mevcuttur. İhracat rakamları son 5 yılda yüzde 50’ye yakın, geçtiğimiz yıla oranla yüzde 10 gibi kuvvetli bir artış gösteriyor. 2020’de Türkiye batarya üretimi sektörü metrekare verileri dikkate alındığında yüzde 8.9 büyüdü. Batarya üretim sektörü Türkiye sanayi üretiminin yaklaşık 3.5 katı büyüme gösterdi.
Soğutma endüstrisini ivmelendiren etkiler doğrultusunda gelişen eğilimlerin birçoğu kalıcı olacak: SOSİAD (Soğutma Sanayi İş İnsanları Derneği) Yönetim Kurulu Başkanı Turgay Karakuş, Pandemide soğutma endüstrisinin dikkatleri üzerine çektiğini ve oldukça hızlı bir toparlanma yaşadığını aktarıyor. 2020’nin özellikle gıda perakende sektörü için bir dönüm noktası olduğunu belirten Karakuş, şunları söylüyor: “Covid-19 salgını nedeniyle birçok restoran yüz yüze yemek yemek için kapalı olsa da süpermarketler ve diğer gıda perakendecileri temel işletmeler olarak kabul edildi ve açık kaldı. Ancak bu kez, yeni sipariş karşılama senaryolarına hızlı bir şekilde adapte olmaları gerekti. Çünkü alışveriş, çevrimiçine kaydı. Pandemi, çevrimiçi alışverişin büyüme beklentilerini en az yüzde 50-60 oranında yukarıya çekti ve bu duruma perakende zincirleri hazırlıksız yakalandı. Bu yeni alışveriş modeli, daha çok depo, lojistik olanaklar, soğuk muhafaza, soğuk zincir anlamına geliyordu. Çevrimiçi perakende zincirleri, soğutma kararlarını sektörün lehine olacak şekilde yoğunlaştırdı. Buna geliştirilen ve soğuk muhafaza gerektiren aşıların geliştirilmesi eklendi. Tabii ki bir de neredeyse tüm dünyanın çevrimiçine taşınmasıyla hızla artan bulut sistemler, veri merkezleri ihtiyacından da bahsetmek gerekir. Veri merkezlerinin güçlü soğutma sistemlerine gereksinimleri vardır. Bu ivmelendirici değişim ve gelişmeler soğutma sektörünün başarı grafiğini yükseltti.”
Soğutma, yaşam için kritik öneme sahip bir sektör: Dünya çapında soğutma sektöründe yaklaşık 15 milyon kişi istihdam edildiğini, kullanılan soğutma, klima ve ısı pompası sistemlerinin toplam sayısının 5 milyar civarında olduğunu paylaşan Karakuş, soğutma sektörüne gösterilen ilginin artmasının, daha fazla istihdam talebi, daha fazla Ar-Ge ve Ür-Ge faaliyeti anlamına geldiğini kaydediyor: “İSİB verilerine göre, soğutma sistem ve elemanları ihracatı da 2020 yılında yaklaşık 640 milyon dolar olarak gerçekleşti.”
Aşı için soğuk zincir şart: Birmingham Üniversitesi’nde yapılan ve ‘Covid-19 Aşılaması için Soğuk Zincir Zorluğunu Anlama’ araştırmasına göre, aşıların dünya nüfusunun yüzde 60-70’ine (4.7-5.5 milyar kişi) ulaşabilmesi için en önemli sorun; yeterli bir soğuk zincirin olmayışı. Rapora göre, özellikle gelişmekte olan ülkelerde genellikle ‘kesintisiz, tam entegre işleyen soğuk zincirler’ bulunmuyor. Karakuş, bunun için Greenpeace de dahil olmak üzere çeşitli uluslararası kuruluşlar arasında 20 yıllık bir işbirliğiyle yürütülen SolarChill Projesi gibi girişimlerle güneş enerjisinin, elektrik şebekelerinin bulunmadığı coğrafyalarda aşı ve ilaç gibi soğuk muhafaza gerektiren hayati unsurların güvenliğine hizmet etmesinin hedeflendiğini paylaşıyor.
Pandemi sonrasını da ivmelendirecek etmenler: Pandemi’yle tetiklenmekle birlikte, pandemi sonrasında da kalıcı olmasını bekledikleri eğilimler bulunduğuna değinen Karakuş, soğuk zincir izleme ve veri analitiğine gösterilen ilgi ve özenin devam edeceğini öngörüyor: “Aşı dağıtımındaki zorluklar, gıda için soğuk zincir yolculuğuna benzer şekilde, nakliye sırasında ürün sıcaklıklarının izlenmesinin önemini de vurguladı. Aşılar için kullanılan sıcaklık izleme, izleme ve kontrol teknolojilerinin benimsenmesi, bu araçların çiftlikten sofraya kadar soğuk gıda zincirine entegrasyonunu muhtemelen hızlandıracak. Bu, gıda soğuk zinciri boyunca kesintisiz bir sıcaklık sabitliği oluşturmak için üreticiler, nakliyeciler ve perakendeciler arasındaki çalışma ilişkilerini, işbirliğini ve teknolojileri geliştirme fırsatı sunacak.”
Yeni teknolojiler, yeni ve nitelikli insan kaynakları büyük önem taşıyor: Pek çok soğutma sistem ve cihazları üreticisinin; ultra düşük sıcaklıklı soğutma sistemler, R729 dahil doğal soğutucu akışkanlar kullanan soğutma teknolojileri, serbest pistonlu stirling motorlu sistemler gibi pek çok yeni çalışması olduğunu anlatan Karakuş, bu sürecin yeni sistem ve teknolojilerin geliştirilmesini ivmelendirdiğini, sektörün nitelikli eleman ihtiyacını artırdığının altını çiziyor: “Sektörümüzün; perakendeciler başta olmak üzere, soğutma talebindeki tüm sektörlere; tercih etmeleri gereken sistemler ve ekipman mimarilerine kadar, mevcut tüm kısa ve uzun vadeli soğutma stratejileri hakkında tavsiyelerde bulunmak için yeterli bilgi ve uzmanlığa sahip kadrolar için hazırlanması gerekiyor.”
Türk iklimlendirme sektörü, 2021’in Mart ayında yaptığı 547 milyon dolarlık ihracat ile aylık bazda tüm zamanların ihracat rekorunu kırdı. Sektörün Türkiye ihracatından aldığı pay da arttı. Sektörün ihracatı 2020 Mart’ına göre yüzde 38, 2021 yılbaşından bu yana ise yüzde 22 oranında arttı. Sektörün Türkiye ihracatından aldığı pay ise yüzde 2.5 seviyelerinden yüzde 3.2 seviyesine çıktı.
Tüm alt ürün gruplarında ihracatını artıran Türk iklimlendirme sektörü, ısıtma sistem ve elemanları alt sektöründe yüzde 32.4, soğutma sistem ve elemanları alt sektöründe yüzde 4.4, klima sistem ve elemanlarında yüzde 9.8, tesisat sistem ve elemanlarında yüzde 23.4, havalandırma sistem ve elemanlarında ise yüzde 32.9, yalıtım malzemelerinde ise yüzde 20.9 ihracat artışı sağladı. Mart’ta ihracatın en yüksek olduğu ülkeler sırasıyla Almanya, Birleşik Krallık, İtalya, Fransa ve Polonya oldu.
İklimlendirme Sanayi İhracatçıları Birliği (İSİB) Yönetim Kurulu Başkanı Mehmet Şanal, pandemi sürecine rağmen sektör firmalarının ihracatlarını istikrarlı bir şekilde artırdığını belirterek, “2021 yıl sonunda hedefimiz olan 5 milyar dolarlık büyüklüğe ulaşmak için var gücümüzle çalışıyoruz. Türkiye ihracat birim fiyatının ortalama 1.1 Amerikan Doları olarak gerçekleştiği bu dönemde Türk iklimlendirme sektörünün ihracat birim fiyatı 4.6 Amerikan Doları seviyesine yükseldi. Sektör olarak yakın zamanda katma değeri artırarak 5 Amerikan Dolarına ulaşmak istiyoruz” diye konuştu.
Mehmet Şanal, Türk iklimlendirme sektörünü oluşturan firmaların tüm coğrafyalarda etkin bir şekilde satış ve pazarlama faaliyetleri yürüttüklerini anlattı: “Biz de İSİB olarak kendilerine destek vermek adına geçen sene başladığımız dijital ticari heyet organizasyonları ile firmalarımızın pazar çeşitliliğini artırmaya çalışıyoruz. En son Birleşik Krallık’a yaptığımız dijital ticari heyetinde firmalarımız rekor iş görüşmesi ve iş bağlantıları kurdular. Bu sene içinde de 18 ülkeye dijital ticari heyet düzenleyeceğiz. Bu da ihracatımızın artması yönünde firmalarımızı destekleyecek. Pandeminin etkisinin azalması ile birlikte yapacağımız fiziki aktivitelerle de ihracat hedeflerimizi daha yukarı çekeceğimizi düşünüyoruz.”
Temiz ve kaliteli hava eşittir; sağlıklı yaşam
Temiz ve kaliteli hava eşittir; sağlıklı yaşam
İnsanların yaşamlarının yüzde 90’a yakın kısmını kapalı alanlarda geçirdiği düşünüldüğünde; Pandemide bu mekanlardaki havanın temiz ve kaliteli olması daha da önem kazandı.