Yeşil ve dijital dönüşümün hızlandığı veri çağında; lojistik ve taşımacılık sektöründe faaliyet gösteren şirketler, taşımacılık hizmetlerinin yanı sıra; depolama, depo yönetimi, ulaşım yönetimi, envanter yönetimi, tersine lojistik gibi ek hizmetleri de üstlenerek lojistik kavramını bütünsel bir yaklaşımla ele alıyor. Yeşil ve dijital dönüşümle yeniden şekillenen lojistik ve taşımacılık sektörünün gelenekselden yeni nesil teknolojilere geçişinin anahtarı ise; ‘Entegre Lojistik Hizmetleri ve Dijital Lojistik.’
Uzmanlar, şirketlerin, entegre lojistik hizmetleri ve dijital lojistikle daha verimli, rekabetçi, çevresel açıdan daha sürdürülebilir ve müşteri odaklı bir lojistik yönetimi sağlayabileceğini ve bu nedenle, bu teknolojilere yatırım yapmanın işletmelerin uzun vadeli başarısı ve sürdürülebilirliği için önemine dikkat çekiyor.
Sürdürülebilirlik ve rekabetçiliğin korunmasını sağlıyor
UTİKAD (Uluslararası Taşımacılık ve Lojistik Hizmet Üretenleri Derneği) Yönetim Kurulu Başkanı Bilgehan Engin, “Entegre lojistik hizmetleri, lojistik süreçlerde dış kaynak kullanımı ile birlikte müşteri memnuniyetini ve süreç optimizasyonunu sağlamayı hedeflemektedir. Bir işletmenin lojistik anlamda tüm ihtiyaçlarının yönetimi süreci entegre lojistik hizmetleri olarak tanımlanmaktadır” diyor. Engin, bu sürecin bilgi akışından depolama süreçlerine, tesise ilişkin ihtiyaçların belirlenip yerine getirilmesinden teknik desteğe kadar olan süreçleri kapsayabildiğini aktarıyor: “Lojistik artık sadece taşıma ve depolama gibi süreçlerle tanımlanmaktan uzak bir noktadadır; sürdürülebilirlik ve rekabetçiliğin korunması amacıyla lojistik firmaların entegre lojistik hizmetler sunarak fark yaratmaya çalıştığını söyleyebiliriz.”
Bilgehan Engin, sürdürülebilirliğin ve verimliliğin öne çıktığı günümüz koşullarında gerek entegre lojistik hizmetlerinin tercih edilmesinde ve gerekse dijital çözümlerin lojistik sektörüne uygulanmasında yaygınlaşmanın gözlemleneceği öngörüsünü paylaşıyor: “Strategic Market Research tarafından yayınlanan verilere göre son yıllarda küresel entegre lojistik pazarı %17.54’lük bileşik yıllık büyüme oranı (CAGR) kaydetti ve 2030 yılına kadar 77.52 milyar ABD doları değerine ulaşması bekleniyor. Entegre lojistik, ürün teslimatını hızlandırmak ve müşteri hizmetlerini iyileştirmek için giderek daha fazla kullanılan bir yöntem olmaya başladı. Hizmet odaklı bir yaklaşıma sahip olan entegre lojistik, bir ürünün hammadde aşamasından, son kullanıcıya ulaşım aşamasına kadarki tüm lojistik süreçlerinin ve bu lojistik süreçlere yardımcı hizmetlerin tamamını kapsıyor. Burada en önemli olan kısım hizmet kalitesinden taviz vermeden hammadde aşamasından itibaren tüm maliyetleri minimuma indirmede devlet desteği alabilmek.”
“Altyapı problemleri çözülmeli”
En büyük sorunlardan birinin altyapı problemleri olduğuna değinen Engin, “Yani bir ürünün hammadde temini ile üretimi tamamlandıktan sonra son kullanıcıya ulaştırılması için kullanılan lojistik süreçlerinin altyapısının tamamlanması önemli olacaktır. Bahsetmeye çalıştığım şudur ki; üretimin yapıldığı fabrikadan nakliye örneğin; denizyolu ile yapılacak ise limanlara kadar demiryolu ile ulaşım sağlanmalı sonrasında denizyolu aracı ile son kullanıcıya ulaştırabilmeli. Keza aynısı tam tersi için de geçerli. Örneğin; denizyolu ile gelen hammadde, üretim yapılacak depoya ulaştırılması için limandan üretim yapılacak fabrikaya demiryolu ile gelip üretildikten sonra depolanıp son kullanıcıya dağıtıma çıkacak bir altyapının olması gerekiyor” diye konuşuyor.
“Gümrük mevzuat güncellenmeli”
Bilgehan Engin, tüm bu hizmet için Gümrük İdaresi’nin de entegre çalışması gerektiğini söylüyor: “Gümrük mevzuatının güncellenmesi, Türkiye bazında entegre lojistik hizmetlerini iyileştirmek ve geliştirmek adına önemli olacaktır. Bu süreçleri biraz daha basitleştirmemiz gerekiyor. Bürokratik engellerin önüne geçilip, evraksal işlem sürelerinin azaltılması ve dijitalleşme sürecinin aktifleşmesi bu girişimi ileri seviyede etkileyecektir.”
Ülkemizden geçen transit taşımacılık için uygulanan gümrük prosedürlerinin, transit taşımacılığın gelişimini engellediğini belirten Engin, transit taşımacılığın, ticaretin kolaylaştırılması anlaşması çerçevesinde hızlandırılmasına, gümrük prosedürlerinin basitleştirilmesine, gümrük işlemlerinin birbiriyle entegrasyonu sağlanmasına ihtiyaç duyulduğunu söylüyor: “Örneğin; dijitalleşen süreçte Blockchain sistemi operasyonel süreçler konusunda lojistik zincirindeki paydaşların aynı anda şeffaf veriye ulaşmasını sağlamakta. Lojistikte blockchain teknolojisi kullanılarak hataya yer verilmeyen ve otomatik işleyen sistemler kurulmasını sağlıyor. Tedarik zincirinin bu sade hali, maliyet kalemlerinin azalmasına yol açacaktır. Blockchain tabanlı yenilikçi lojistik, iş modellerinin güncellenmesi açısından da önemlidir. Şu an için, lojistik faaliyetler blockchain üzerinde deneme aşamasında ve bu denemeler yakın gelecekte umut vadetmekte. Lojistik şirketlerinin bilgilerini tek bir havuzda birleştirmesi ve müşterilere eşit erişim imkanı sağlaması, sistemin daha hızlı ve güvenilir hale gelmesine neden olurken; tüm paydaşların bilgiye kolay ve doğru bir şekilde erişebilmesi, sektörün ilerlemesi açısından önemli olacaktır.”
Sürdürülebilirlik ve çevre için dijital ve yeşil lojistik
Lojistik faaliyetlerinin çevreye verdiği zararları azaltmak ve çözüm üretmek için etkin sürdürülebilir politika ve uygulamaların geliştirilmesi gerektiğine de dikkat çeken Engin, dijitalleşmenin, lojistik faaliyetlerin ekosisteme verdiği zararları azaltma çabalarının merkezine yerleşmiş durumda olduğunun altını çiziyor: “Depolama, taşıma, stoklama ve ambalajlama gibi lojistik süreçler, çevresel etkileriyle ön plana çıkıyor. Sürdürülebilirlik, doğal kaynakların korunması ve tüketimin azaltılmasıyla ilgili bir öncelik haline geldi. Bu bağlamda, lojistik hizmet sunan şirketler çevresel etkileri en aza indirmek için yeşil lojistik uygulamalarına yönelmelidirler. Yeşil satın alma, yeşil ambalajlama, yeşil dağıtım, yeşil tersine lojistik ve yeşil üretim gibi konular, bu çaba içinde önemli bir yer tutmaktadır.
Dijital dönüşüm, işletmelere rekabet avantajı sağlar. Daha hızlı teslimat süreçleri, daha iyi müşteri hizmetleri ve daha düşük maliyetler, şirketleri rakiplerinden ayırabilir. Türkiye’deki şirketler, entegre lojistik hizmetleri ve dijital lojistikle daha verimli, rekabetçi, çevresel açıdan daha sürdürülebilir ve müşteri odaklı bir lojistik yönetimi sağlayabilirler. Bu nedenle, bu teknolojilere yatırım yapmak, işletmelerin uzun vadeli başarısı için önemlidir.”
‘Entegre Lojistik Hizmetleri ve Dijital Lojistik’in firmalara faydaları
•Firmalar, elinde bulunan tüm hammadde, sermaye, insan gücü ve teknolojiyi tam verimle kullanabiliyor.
• Yük taşımanın yanı sıra pek çok ek hizmetin lojistik sürecine katılmasını, lojistik sürecinin profesyonel, daha etkin, verimli, esnek ve kaliteli yönetilmesine olanak sunuyor.
• Firma ihtiyaçlarının önceden belirlenerek bu ihtiyaçların karşılanmasını sağladığı gibi gelecek dönemlerde karşılaşılabilecek tüm ihtiyaçların da önceden belirlenmesini kapsıyor.
• Müşteri talepleri zamanında karşılandığından müşteri memnuniyeti artıyor. Faaliyetleri kazanç ve müşteri memnuniyeti çerçevesinde gelişen firma, uzun vadede çok daha profesyonel adımlarla kazanç elde ediyor.
• Verimlilik artışı ve maliyet tasarrufu sağlıyor, riskleri azaltıyor.
• Hızlı ve izlenebilir teslimat imkanı sunuyor. Stok yönetimi ve envanter kontrolü yapıyor.
• İletişim ve işbirliği kolaylığı kazandırıyor. İşbirliği ve koordinasyonu güçlendirerek performansı yükseltiyor.
• Müşteri memnuniyeti ve lojistik hizmet kalitesini sağlıyor.
• Veri analitiği ve karar destek sistemini destekleyerek, rekabet avantajı ve itibar artışı kazandırıyor.
• Belge ve bilgiler hızlı, güvenilir düzenleniyor, zaman kaybı yaşanmıyor, pratik ve hızlı işlemler yapılıyor.
Ulaştırma ve Altyapı Bakanı Abdulkadir Uraloğlu, MÜSİAD (Müstakil Sanayici ve İşadamları Derneği) Lojistik Sektör Kurulu tarafından İzmir’de, “Sürdürülebilirlik Odağında Lojistik Sektörü ve Gelecek Trendleri’ ana temalı Türkiye İstişare Toplantısı’na katılarak, Bakanlığın ulaştırma ve haberleşme ağına yönelik yatırımları hakkında bilgi verdi. Bakan Uraloğlu, 2028’e kadar 1780 kilometre daha otoyol yapmayı, yaklaşık 14 bin kilometre olan demiryolu ağını 28 bin kilometreye, 57 olan havalimanı sayısını ise 61’e çıkarmayı planladıklarını açıkladı: “Havayolunda ciddi gelişmelerimiz olacak ama demiryolu hem yük hem yolcuda çok büyük oranlarda gelişecek. Biz de yatırımımızı ona göre yapacağız. Her 15 saniyede bir uçak geçiyor ülkemizden, 173 ülkeyle havayolları anlaşmamız var. Şu anda da 130 ülkede 143 noktaya doğrudan uçuş yapan bir ülkeyiz. 2023’te İstanbul ve Çanakkale boğazlarından yaklaşık 84 bin gemi geçti. Bu her boğazdan yaklaşık 40 bine yakın gemi demektir. 4 saatlik bir uçuş mesafesinde 67 ülkeye ulaşabiliyoruz. Bu 67 ülkede de 1.4 milyar insan yaşıyor. Bunların 40 trilyon dolar gayri safi milli hasılası var. 8 trilyon dolar da ticaret potansiyeli bulunuyor.”
Bakan Uraloğlu, Basra Körfezi’nden Ovaköy’e 1200 kilometrelik otoyol, demiryolu, enerji nakil ve iletişim hatlarını içeren Kalkınma Yolu Koridoru’nu önceden planladıklarını aktardı: “Bugün bitirmiş olsaydık Süveyş Kanalı’ndaki sıkıntılar konuşulmuyor olurdu ve sadece 21 günde bu ulaşımı biz sağlamış olurduk. Projeler bitme aşamasında. Bu sene içerisinde başlayabilir miyiz diye gayret içerisindeyiz.”
Ankara-İstanbul arasında yeni bir otoyol yapmayı planladıklarını, Aydın-Denizli Otoyolu’nu bitireceklerini, devamında da bu yolu Antalya’ya bağlayacaklarını anlatan Bakan Uraloğlu, İzmir-Ankara Yüksek Hızlı Tren Projesi’nin Polatlı’dan itibaren 508 km olduğunu, 2026 sonu ya da 2027 başında tamamlanmasının hedeflendiğini kaydetti.
İzmir için yeni çevreyolu projesi: Bakan Uraloğlu, İzmir’de yeni çevre yolu projesini de bitirdiklerini vurguladı: “Onunla ilgili ÇED süreçleri ve imar planı genel anlamda bitti diyebilirim. Yatırım programıyla, fizibiliteyle ilgili çalışmalarımızı yürütüyoruz. Bu sene yatırım programına aldırabilirsek bu sene, olmadı önümüzdeki sene mutlaka ona başlamalıyız. Yüksek hızlı tren inşallah geliyor.”
‘Dijital Lojistik’ nedir?
Dijital Lojistik, “Tedarik zinciri sürecinin planlanmasından yapılandırılmasına, karmaşık lojistik süreçlerin uygulanmasından yönetilmesine, ürünlerin nihai kullanıcıya teslim edilmesinden iade süreçlerinin yönetilmesine kadar birçok operasyonel sürecin yönetilmesiyle alakalıdır” diye tanımlanıyor. Bir başka tanıma göre; “E-lojistik, elektronik tabanlı lojistiktir. Lojistik süreçlerinin gerçekleştirilmesinde internet teknolojilerinin temel alındığı sistemlerin kullanılmasıdır.”
‘Entegre Lojistik’ ve ‘Entegre Lojistik Hizmetleri’ nedir?
Entegre Lojistik; “Hizmet odaklı bir yaklaşıma sahip olan entegre lojistik; bir ürünün veya malın hammadde aşamasından, son kullanıcıya ulaşım aşamasına kadarki tüm lojistik süreçlerinin ve bu lojistik süreçlere yardımcı hizmetlerin tamamını kapsamaktadır” diye tanımlanıyor. Bir başka tanıma göre; “Entegre taşımacılık; tedarik zincirinin tek bir parça olarak düşünülmesi ve dağıtımı ile birlikte tüm işlevlerin aynı şekilde yapılması.”
Bir diğer tanıma göre; “Entegre lojistik; firma ihtiyaçlarının önceden belirlenerek bu ihtiyaçlarının karşılanmasını, bununla birlikte gelecek dönemlerde karşılaşılabilecek tüm ihtiyaçların önceden belirlenmesini kapsayan profesyonel bir lojistik yönetim yöntemidir. Entegre lojistik; firmaların elinde bulunan tüm hammadde, sermaye, insan gücü ve teknolojinin tam verimle kullanılmasını sağlıyor.” Entegre Lojistik Hizmetleri ise şöyle tanımlanıyor: “Lojistik firmaları tarafından verilen neredeyse tüm ek hizmetleri kapsıyor. Entegre lojistik yönetimi; ‘depolama, depo yönetim sistemleri, ulaşım yönetimi, envanter yönetimi, gerçek zamanlı konum sistemleri ve tersine lojistik’ adımlarından oluşuyor.”
Sürdürülebilirlik ve rekabet avantajı için; Entegre Lojistik Hizmetleri ve Dijital Lojistik
Sürdürülebilirlik ve rekabet avantajı için; Entegre Lojistik Hizmetleri ve Dijital Lojistik
Yeşil ve dijital dönüşümün hızlandığı veri çağında; ‘Entegre Lojistik Hizmetleri ve Dijital Lojistik’ ile şirketler; daha verimli, rekabetçi, çevresel açıdan daha sürdürülebilir ve müşteri odaklı bir lojistik yönetimi sağlayabiliyor. Bu teknolojilere yapılan yatırım şirketlerin uzun vadeli başarısı ve sürdürülebilirliği için de çok önemli.