Pandemi ile birlikte küresel tedarik zincirlerinde yaşanan kırılmalar, jeostratejik konumumuz, güçlü sanayi altyapımız ve lojistik avantajlarımız nedeniyle Türkiye, tedarik zincirinde gücünü ve cazibesini artırdı. İhracat rakamlarımızdaki başarı, potansiyelimizi yansıtıyor. Türkiye ihracatının liderlerinden 16 alt sektörüyle kimya sektörünün ise bu başarıdaki payı büyük. İstanbul Kimyevi Maddeler ve Mamulleri İhracatçıları Birliği’nin (İKMİB) verilerine göre, Türkiye kimya sektörü ihracatı 2022 yılı ilk çeyreğinde 7.5 milyar doları aştı ve gerçekleştirdiği 3 milyar dolar ihracatla Mart’ta ihracat lideri oldu.
‘Dış Ticareti Fazlası Veren Türkiye’ hedefi ve Türkiye’nin ‘Dünya’nın Tedarik Zinciri Yönetim Üssü’ olma hedefi için kimya sektöründe tedarik zinciri yönetiminin güçlendirilmesinin önemini, sektörün bugününü ve gelecek vizyonunu İstanbul Kimyevi Maddeler ve Mamulleri İhracatçıları Birliği (İKMİB) Yönetim Kurulu Başkanı Adil Pelister ile konuştuk.
Pandemi sonrası yeniden şekillenen tedarik zincirinde Türkiye’nin lojistik avantajı, jeopolitik konumu ve üretim gücü dolayısıyla öne çıktığını belirten Başkan Adil Pelister, “Özellikle Avrupa gibi yakın coğrafyamızda yer alan ülkeler tedariklerini Doğu Asya gibi ülkeler yerine bizden almayı tercih ediyor. Pandemi dönemindeki kapanmalar ve üretimlerin durması hem de navlun gibi lojistikte yaşanan sıkıntılar tedarik zincirinin ve yerel üretimin ne kadar önemli olduğunu bizlere gösterdi. Ülke olarak bu fırsatı gören ihracatçılarımız, ihracatımızı bu yönde artırmak için büyük çaba gösteriyor. Nitekim sonuçlarını da ihracat rakamlarımızdan görüyoruz” diyor.
Kimya sektörünün Pandemi döneminde üretimine ve ihracatına hiç ara vermeyen sektörlerin başında geldiğini vurgulayan Pelister, şu bilgileri veriyor: “2021 yılında sektörümüz 25.4 milyar dolar ile Pandemi öncesi seviyeyi de aşarak yeni bir rekora imza attı. 2021’de yüzde 38.79 büyüdük. Ülkemizin toplam ihracatından yüzde 11.2 pay aldık ve en çok ihracat yapan ikinci sektör olduk. Bu yıl ise ilk çeyrek ihracatımız 7.5 milyar dolara ulaşarak yüzde 40’ın üzerinde büyüdü. Şubat’ta ihracatını en çok artıran sektör olurken, Mart’ta en çok ihracat yapan sektör olarak birinci sıraya yükseldik. Kimya sektörümüz 16 alt sektörü ile birlikte diğer tüm sektörlere hammadde, ara mamul veya mamul vererek ülkemize büyük bir katmadeğer sağlıyor. Hammadde bakımından yüzde 70 oranında dışa bağımlı olan sektörümüzün ihtiyacı yüzde 30 yerli üretimle karşılanıyor. Dışa bağımlılık oranı plastik ve mamulleri sektörümüzde ise yüzde 90’ları buluyor. Dolayısıyla kimya sektörümüz için yerli üretim, yatırım ve katmadeğer konusu oldukça önemli çünkü diğer tüm sektörleri de doğrudan veya dolaylı etkiliyor.”
Adil Pelister, İKMİB olarak Türkiye’de yerli ve milli hammadde üretimi için yaptıkları çalışma sonucu, ‘Türk Kimya Sektörü Yatırım Öncelikli Ürünler Raporu’ hazırladıklarını ve bu raporda yer alan ürünlerin 98’inin Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı tarafından yürütülen Teknoloji Odaklı Sanayi Hamlesi programına girmesini de sağladıklarını, Program kapsamında kimya, petrokimya ve sağlık sektöründe belirlenen toplam 421 ürün ve 80 yenilikçi teknoloji için yatırım başvurusu alındığını anlatıyor: “Umuyorum ki bu yatırımlar bir an evvel hayata geçirilirse hem sektörümüz hem de ülkemiz daha güçlü ve sürdürülebilir bir şekilde büyüyecek.”
Rakamlarla kimya sektörü
Adil Pelister, şu bilgileri paylaşıyor:
• “Sektörümüz, 2021’de 25.4 milyar dolarlık ihracatla yeni bir rekora imza attı. 2021 yılı içinde kimya sektörümüz, Mayıs ve Haziran aylarında ihracat lideri olurken, Aralık’ta gerçekleştirdiğimiz 2.49 milyar dolarlık ihracatla aylık bazda rekorumuzu tazeledik. 2021’de yüzde 38.79 büyüdük. Ülkemizin toplam ihracatından yüzde 11.2 pay aldık. Birliğimiz ise 8 bin 500’ü aşan aktif üyesi ile kimya sektörümüzün ihracatının yarısından fazlasını gerçekleştirdi ve toplam kimya ihracatından yüzde 58.75 pay aldı.
• 2021’de sektör ithalatımız, 97.32 milyar dolar olarak gerçekleşirken, ticaret hacmimiz 122.7 milyar dolar oldu. Sektöre ilişkin ithalatı mineral yağlar ve yakıtlara ilişkin ürün grubundan ayrıştırdığımızda ise ithalatın 48.11 milyar dolar olduğunu ve ihracatın ithalatı karşılama oranının ise yüzde 30’dan yüzde 60’a yükseldiğini görüyoruz.
• Sektörümüz 2021’de 229 ülke ve bölgeye ihracat gerçekleştirdi. 2021’de en çok kimya ihracatı yapılan ülkeler; sırasıyla Hollanda, Almanya, Irak, ABD, İtalya, Yunanistan, Belçika, İspanya, İngiltere ve Lübnan olarak ilk onda yer aldı.
• Ocak-Aralık döneminde alt sektörlerimizde en çok ‘plastikler ve mamulleri’ ihracatı yaptık. Onu ‘mineral yakıtlar, mineral yağlar ve ürünleri’ ve ‘anorganik kimyasallar’ takip etti.
• Trade Map’in 2021 yılı ilk üç çeyrek verilerine göre Dünya kimya ihracatı 3.07 trilyon dolar oldu. Türk kimya sektörü olarak, bu küresel sektör ihracatında yüzde 0.76 pay ile 29’uncu sırada yer alıyoruz.
• 2018 yılı itibariyle kilogram başı ihracat değerimizi 0.57 dolardan devraldık. 2021 sonunda bu değeri 0.94 dolar seviyesine yükseltmeyi başardık. Bu yıl ise ilk üç aylık dönemde 1 dolar sınırını aşmış bulunuyoruz.
• 2021’de kimya sektörümüzün istihdamı yaklaşık yüzde 7 artış gösterdi. 2020’de 375 bin kişi olan istihdam sayısı, 2021’de yaklaşık 400 bin kişiye ulaştı.
• Sektörümüzün kapasite kullanım oranına baktığımızda ise 2021’de ortalama yüzde 75 civarında gerçekleşirken bu yıl ilk çeyrekte ortalama yüzde 77 seviyesine yükselmiş durumda.”
Türkiye kimya sektörünün gelecek vizyonu
Adil Pelister, sektörün gelecek vizyonunu şöyle özetliyor:
• “Türkiye ve Dünya’nın geleceği açısından en stratejik alanlardan biri kimya sektörü. Kimya sektörü olarak ‘2030 Vizyon Belgesi’ adını verdiğimiz çalışma kapsamında hedefimiz, ülkemiz ihracatında sektörel bazda birinciliği yakalamak ve 2030 yılında ihracat rakamımızı 50 milyar doların üzerine çıkararak küresel boyutta kimya sektörü hacmimizi yüzde 0.5’den yüzde 1’in üzerine yükseltmek.
• İKMİB yönetimi olarak sürdürülebilirlik temelli ve ihracat odaklı yepyeni bir kimya ekosistemi üzerinde çalışıyoruz. Ekonomi, çevre, teknoloji ve toplum değerlerini, norm ve standartları geliştirecek ve ülkemizi uluslararası ticari ve ekonomik düzende oyun kurucu seviyesine yükseltecek bir stratejik kurgumuz var. Kimya Teknoloji Merkezi de bu hedefimizin en önemli parçası.
• Devletimizin öncülüğü ve koordinesinde Türkiye’nin kimya sektöründe faaliyet gösteren sivil toplum kuruluşları, iş dünyası örgütleri, bilimsel kurum ve kuruluşlar ve çevre örgütleri başta olmak üzere ilgili bütün tarafları bir araya getirecek bir yapılanma için çalışıyoruz. Bu konuda halen devletimiz nezdinde girişimlerimiz var. Önümüzdeki dönemde bu girişimlerimizi sonuçlandırabilmeyi ümit ediyoruz. Amacımız bütün paydaşlarla birlikte ‘Türkiye Ulusal Kimya Ajansı’ (TÜRKA) kurmak. TÜRKA bilimsel, ekonomik, toplumsal, çevresel alanlarda bütün paydaşların bir şura meclisi bütünlüğünde bir araya gelerek hep birlikte ‘2030 Kimya Sanayi Stratejisi’ hedeflerini oluşturması için çalışacağız.
• Bir diğer projemiz de kimya sektörümüzün alt sektörlerinin her birinin İhracatçı Birliği kimliği kazanması ve birleşik olarak İKMİB’in kendi Genel Sekreterliği’ne kavuşması gerektiğini düşünüyoruz.
• 2030 hedefi kapsamında sektör ihracatımızı 2022 yılında 28 milyar dolar, 2023 yılında ise 30 milyar dolar üzerine çıkarmak için çalışacağız. 2030 yılında ise 50 milyar doların üzerine çıkmayı hedefliyoruz.
• Tedarik zinciri yönetiminde özellikle Avrupa ülkelerine yapacağımız ihracatta Avrupa Yeşil Mutabakat konusu öne çıkıyor. Başta tarım, gübre olmak üzere kimya sektörümüzü de etkileyecek yeşil dönüşüm konusunda ihracatçılarımıza yapılması gerekenlere yönelik eğitimler veriyoruz. Özellikle geri dönüşüm ve döngüsel ekonomi de bu yeşil dönüşümün önemli bir parçası. Firmalarımızın bu konulara önem vermesi gerekiyor.
• Bu sene sonunda faaliyete geçirmek üzere çalıştığımız Kimya Teknoloji Merkezi (KTM) projemizde yer alacak 4 ayrı disiplinden birisi de İhracatı Geliştirme Merkezi olacak. İhracatı Geliştirme Merkezi içinde bulunacak ‘Sürdürülebilirlik Merkezi’mizde kimya ihracatçılarımıza tesislerinde mobil karbon ayak izi ölçüm hizmeti, yeşil mutabakat uyum destek hizmeti, döngüsel ekonomiye geçiş danışmanlık hizmeti sağlayacağız.”
“Rusya ve Ukrayna ile olan tedarik zincirinin etkilenmemesi için alternatif kaynak ve yollar belirlenmeli”
Adil Pelister, sektörün en önemli sorunlarından birinin finansmana ulaşmak olduğunu söylüyor: “Hammadde fiyat artışları, üretim maliyetlerinin artması, kurdaki volatilite, enerji maliyetlerinin artması gibi sebeplerden dolayı ek sermayeye ihtiyaç duyan firmalarımızın düşük faiz oranlarıyla uzun vadeli finansmana kolay ulaşımı büyük önem taşıyor. Açıklanan 60 milyar liralık KGF paketinin miktarının artırılması gerektiğine inanıyoruz. Bununla birlikte Eximbank kredi miktarını artırdı ve İhracatı Geliştirme A.Ş. Mart ayı itibariyle faaliyetine başladı. Bu desteklerin ihracatçılarımıza faydalı olmasını ve artarak devam etmesini bekliyoruz. Diğer yandan özellikle Rusya ve Ukrayna ile olan lojistik ve navlun konusunda tedarik zincirini etkileyecek bir sıkıntı yaşamamak için yakın ve orta vadede alternatif olarak farklı kaynak ve yolların belirlenmesi büyük önem taşıyor.”
En çok ihraç edilenler
Mart ayında kimyevi maddeler ve mamulleri ürün gruplarında; ‘plastikler ve mamulleri’ ihracatı, 967 milyon 456 bin dolarla ilk sırada yer alırken, onu; ‘mineral yakıtlar, mineral yağlar ve ürünler’, ‘anorganik kimyasallar’, ‘kauçuk, kauçuk eşya’, ‘uçucu yağlar, kozmetikler ve sabun’, ‘eczacılık ürünleri’, ‘boya, vernik, mürekkep ve müstahzarları’, ‘muhtelif kimyasal maddeler’, ‘organik kimyasallar’ ve ‘yıkama müstahzarları” izledi.
Sürdürülebilirlik ve ihracat temelli yepyeni bir kimya ekosistemi kuruluyor
Sürdürülebilirlik ve ihracat temelli yepyeni bir kimya ekosistemi kuruluyor
Türkiye ve Dünya’nın geleceği açısından en stratejik alanlardan birinin kimya sektörü olduğunu vurgulayan İKMİB Yönetim Kurulu Başkanı Adil Pelister, “Hedefimiz; 2030’da ihracat rakamımızı 50 milyar doların üzerine çıkararak küresel boyutta kimya sektörü hacmimizi yüzde 0.5’den yüzde 1’in üzerine yükseltmek” diyor. Pelister, tedarik zinciri yönetiminde özellikle Avrupa ülkelerine yapacakları ihracatta Avrupa Yeşil Mutabakat konusunun öne çıktığını vurguluyor.