“Dijital dönüşüm” adını verdiğimiz günümüzde bilgi “ekonomik değer” oldu. Mal ve hizmet üretiminde ve ticarette bilgiyi en çok kullabilen işletmeler öne geçiyor, küresel sistem içinde kendine bir yer bulabiliyor. Geleneksel davranan işletmeler ise dijital dönüşüme ayak uyduramadıkları için küçülüyor, yokoluyorlar.
Rekabeti böylesine acımasız kılan ise bilgi ve iletişim teknolojileri oldu.
Türkiye’de üretimde ve ticarette geleneksel çerçeveden kendini kurtaramadığı için yarışın dışına düşenler ise genellikle küçük ve orta boy işletmeler (KOBİ’ler) oluyor. KOBİ’ler yokolmamak için dijital ekonominin zorunlu kıldığı bilgiye ulaşmak için derhal harekete geçmeli, bilgiyi kullanacağı beceriyi hemen kazanmalıdır. KOBİ’ler için bu bir sorundur, o halde bu sorun kim tarafından ve nasıl çözülecektir?
Tüm dünyada ve Türkiye’de anlaşıldı ki sorunu çözecek olan üniversitelerdir. Üniversiteler geleneksel (formel) eğitim programları dışında, öğrenmek ve yetenek kazanmak isteyen KOBİ sahiplerine ve girişimci çalışanlara hizmet üretmek için yeni eğitim modelleri geliştirdiler. Bu eğitim modellerini uyguladıkları yeni yapılara Sürekli Eğitim Merkezleri (SEM) adı verildi. “Yaşam boyu eğitim” felsefesinden esinlenmiş SEM’leri okurlarımıza bir dosya kapsamı içinde tanıtmayı önemli buluyoruz.
Sürekli Eğitim Merkezleri (SEM) uygulaması günümüzün ekonomik ve toplumsal ihtiyaçlarından doğdu. Türkiye üniversiteleri bu sürece AB müzakere süreci uyarınca girdiler. SEM’ler aracılığıyla iş dünyamız ve toplum şu önemli kazanımları elde etmeye başladı:
- Yüksek düzeyli eğitim hizmetleri okul çağının sınırları dışına yayıldı, iş dünyasına katmadeğer desteği sağladı.
- Eğitime iş ve yaşam kalitesini artıran bir araç olarak bakmaya başladık. Eğitim ile işimiz arasında sebep-sonuç ilişkisi kurabilir duruma geldik.
- Eğitim ile günlük hayatımızın ihtiyaçlarını birbirine bağladık; ekonomik hayatın ihtiyaçlarına denk düşen eğitim alanları ve programları oluşturduk; diplomalı işsiz sayısı azalmaya başladı.
- Ülkenin eğitimle ilgili kararlarına iş dünyasının talepleri etkide bulunmaya başladı; çalışanlar için çalışma konu ve biçimleri geliştikçe sürekli eğitim almak imkanları genişledi.
- KOBİ sahip ve yöneticileri planlamada, yönetimde ve hedef belirlemede açık fikirli olmaya başladılar, yönetici faaliyeti bilgi temelli bir iş haline geldi. Böylelikle bugün artık tıpkı holding CEO’ları gibi, hatta onların da önüne geçen “KOBİ CEO”larından söz edebiliyoruz.
Şu da var: SEM’ler ayrıca Türkiye’de, diplomalı olsun olmasın, işsizliğin artması, gençlerin ve her yaştan insanın daha kısa eğitime ve iş garantili mesleklere yönelmesi nedeniyle de önem kazandı. Üniversiteler kurdukları SEM’leri “hızlandırılmış akademik eğitim”e dönüştürdüler. Sürekli eğitim merkezleri hem nicelik hem de nitelik olarak çok önemli bir mesafe kazandılar. Türkiye’de bugün devlet ve vakıf üniversitelerimizin 122’si gelişkin bir SEM kurmuş bulunmaktadır.
SEM’lerde uygulanan eğitim programları, ekonomi dünyasının değişen ve gelişen ihtiyaçlarına paralel olarak çok çeşitli konularda sürekli zenginleştirilmektedir. Üniversitelerimiz uzmanlık ve bilgi birikimlerini, SEM’ler aracılığıyla KOBİ’lere ve iş dünyasına aktarıyorlar. Ayrıca bu merkezler, düzenledikleri sertifika programları ile üniversite mezunu yetişkinlerin belirli alanlarda uzmanlaşmalarına da yardımcı olmaktadır. Sertifika üniversite diplomasına itibar katmakta, iş bulmayı kolaylaştırmaktadır.
Türkiye’de SEM’lerin kapsamı çok geniş ve zengin. Mesleki eğitim, beceri kazandırma, bilgisayar-bilişim, dil eğitimi, kültür ve sanat programları, Lojistik, Satınalma ve Tedarik Zinciri Yöneticiliği, Kalite Yöneticiliği, Üretimde Planlama ve Kontrol, Marka Yönetimi, Zaman Yönetimi Eğitimi, Proje Yönetimi, Liderlik ve Etkin Yöneticilik, Sosyal Medya Uzmanlığı, Dijital Pazarlama, İş Güvenliği, İç Denetim Uzmanlığı, İş Hukuku, Borsa Okur Yazarlığı, İnsan Kaynakları vb. gibi...
Gelinen bu noktada Üniversitelerimiz, KOBİ’lerin ve girişimcilerin hangi konularda bilgiye ve eğitime ihtiyacı olduklarını öğrenmeye yönelik ciddi araştırmalara yönelmeli, bölgesel farklılıkları net olarak ortaya koymalı, SEM’lerdeki eğtimin somut ihtiyaçlarla yüzde yüz örtüşmesini sağlamalıdırlar.
Gebze Yüksek Teknoloji Enstitüsü’nden Gebze Teknik Üniversitesi’ne 2014’te gerçekleşen dönüşüm, yönetim bilimcilerin “Schumpeterian shock” yani “yaratıcı yıkım” dedikleri türden bir değişim oldu. Gebze’de başlayan kelebek etkisi büyüyerek etki alanını hızla genişletti. Gücünü öncelikle Gebze halkı ve sanayisinden alarak Türkiye’nin önde gelen üniversiteleri arasındaki yerini her geçen gün yükselten Gebze Teknik Üniversitesi; eğitimi, araştırmayla; akademiyi, sanayiyle; bilimi, toplumla bütünleştirmeyi varoluş nedeni olarak görüyor. Eğitimi yaygınlaştırma, toplumu toplum ve sanayiyle birlikte geliştirme anlayışından hareketle teorik lisans eğitimine mümkün olduğunca çok mesleki uygulama ve deneyim bileşeni koyuyor, sanayinin sorunlarına yine sanayiciyle birlikte çözüm arayan projelere öncelik veriyor ve yerel halkın gelişimine maksimum faydayı sağlamak üzere yaygın eğitim politikaları geliştiriyor.
Gebze Teknik Üniversitesi (GTÜ), eğitim kalitesini yansıtan yaygın eğitim politikaları ile ülkemize hizmet vermek üzere GTÜ Sürekli Eğitim Merkezi’ni yeniden yapılandırdı. Aralık 2015 itibariyle Doç.Dr. Bünyemin Çoşut başkanlığında yola çıkan GTÜ-SEM, ilk faaliyet yılında bütçesini önceki döneme göre yüzde 300 arttırdı. Yine aynı yıl örgün eğitim verilen kişi sayısını, yüzde 350 artırma başarısını göstererek yaklaşık 350’den 1200’e çıkardı. 7’den 70’e her yaş, eğitim düzeyi ve meslek grubuna hitap eden GTÜ-SEM şu başlıklarda eğitimler veriyor:
- Mesleki yeterlilik ve personel belgelendirme eğitimleri (Web tasarımı, programlama, 3D/Endüstriyel tasarım, yüksekte çalışma)
- Pedagojik Formasyon
- Çocuklara özel eğitimler (kodlama, İngilizce, zeka atölyeleri vb.)
- Dil Eğitimleri (İngilizce konuşma, yazma, iş İngilizcesi, yabancılar için Türkçe)
- Kişisel Gelişim Eğitimleri (diksiyon, mülakat teknikleri, kariyer yönetimi, zaman yönetimi vb.)
- Uzaktan Eğitimler (200’ün üzerinde eğitim çeşitliliği)
GTÜ-SEM Genel Müdürü Doç.Dr. Bünyemin Çoşut, günümüzdeki dijital dönüşümün eğitime yansıması olarak ortaya çıkan uzaktan eğitim yaklaşımının, hayatını tamamen zaman kısıtına göre planlayan, istediği zaman ve mekanda eğitim almak isteyenler için önemli bir fırsat sunduğunu söyledi: “GTÜ-SEM, 2016 yılı itibariyle ilk defa uzaktan eğitim sunmaya başladı ve ilk yılında 400 kişiye ulaştı. Bu eğitimlerin yanı sıra çağın gerektirdiği yenilik ve değişime ayak uydurmak isteyen işletmelere yönelik inovasyon, yaratıcı düşünme, yeniden yapılanma gibi bireysel eğitimlere nazaran daha kapsamlı ve kurumsal eğitim ve danışmanlıklar da sunuluyor. Bu doğrultuda bireysel işletmeler, OSB’ler, odalar, birlikler gibi örgütlenmelerle bilimsel ve teknolojik altyapıyı ve nitelikli işgücünü geliştirmeyi hedefleyen projeler tasarlanmakta. Bu projelerden ilki ve şimdilik en kapsamlısı Gebze Teknik Üniversitesi-İŞKUR ortaklığında başlatılan Nitelikli Bilişim Uzmanı yetiştirme projesi. Bu proje kapsamında üniversitenin de ortağı olduğu Bilişim Vadisi’nde istihdam edilecek nitelikli bilişim uzmanları, GTÜ-SEM çatısı altında yetiştiriliyor.”
Doç.Dr. Bünyemin Çoşut, “Sonuç olarak Türkiye’nin ve dünyanın önde gelen bilim insanlarını bünyesinde bulunduran GTÜ, toplumun ve işgücünün ihtiyaç duyduğu mesleki ve kişisel eğitimleri sunan; zengin içerikli projelerle üniversite ve sanayinin aktörlerini bir araya getiren, eğitim ve araştırma denilince ilk akla gelen yegâne adres olacaktır. Bu hedefin toplumsal eğitim ayağını da GTÜ-SEM ile başaracaktır. GTÜ-SEM ve hizmetleri hakkındaki detaylı bilgiye www.sem.gtu.edu.tr adresinden, 0262 605 14 37 numaralı telefonu arayarak veya bir doğa harikası olan GTÜ Kampüsü’ndeki SEM ofislerini ziyaret ederek ulaşabilirsiniz” diye konuşuyor.
Addressing high-quality training needs in Turkey: GEBZE TECHNICAL UNIVERSITY LIFELONG EDUCATION CENTER
The transformation Gebze Institute of Technology went through into becoming Gebze Technical University (shortly GTU) in 2014 was one that scholars in the field of management science call a “Schumpeterian shock”, that is, creative destruction. The butterfly effect that started in Gebze grew stronger, rapidly expanding its domain of influence. Drawing its strength primarily from the people and the industry of Gebze, and elevating its position among the leading universities of Turkey every other day, GTU considers integrating education with research; the academy with the industry; and science with the society as its reason for existence. With the vision of making education widespread and developing the society together with the industry, GTU incorporates as much professional practice and experiential elements as possible in to the theoretical undergraduate education it offers, gives priority to projects that seeks solutions to the problems industrialists face in collaboration with industrialists themselves, and develops education policies to provide maximum benefit for the local community.
GTU has recently restructured its Lifelong Education Center with the aim of serving the country by making use of its non-formal education policies that draw on the high-quality education it offers to its students. Setting off on its journey in December 2015 with Associate Professor Bünyemin Çoşut as its Director, the Lifelong Education Center increased its budget in its first active year by 300% compared to the previous period. Also in the same year, the number of learners provided with formal education increased from approximately 350 to 1200, marking a 350% increase. Appealing to learners of every age from 7 to 70, and of every education level and profession, GTU Lifelong Education Center provides the following trainings:
- Professional competence and personne certification (in the fields of web design, programming, 3D/industrial design, working at height)
- Pedagogical formation
- Trainings for kids (coding, English, intelligence-boosting games)
- Language courses (English for Speaking and Writing, Business English, Turkish for Foreigners)
- Personal development courses (diction, interview techniques, careermanagement, time management and so on)
- Distance courses (over 200 different courses)
Associate Professor Bünyemin Çoşut, Director, GTU Lifelong Education Center, says that the practice of distance education, which emerged as a reflection of digital transformation on education, poses a great opportunity for those who have time limitations; those who would like to freely choose the time and place for the education they want to have, and continues: “GTU Lifelong Education Center started offering courses as part of distance education for the first time in 2016 and reached a total of 400 people. Besides these courses and compared to individual courses such as innovation, creative thinking and reorganization, we offer more comprehensive and corporate trainings and consulting for companies that would like to keep up with the novelties and changes of our time. In this regard, coming together with organizations such as privately owned companies, organized industrial zones, chambers and associations, we are designing projects that aim to develop scientific and technological foundations and improve qualified workforce. The first and the most comprehensive of these projects so far is ‘Qualified Information Technology Specialist Training’ started collaboratively by Gebze Technical University and İŞKUR (Turkish Employment Agency). Within the scope of this project, qualified information technology specialists to be employed in the IT Valley of Turkey are being trained at GTU Lifelong Education Center.”
Associate Professor Çoşut concludes: “As a result, GTU, which has gathered the leading scholars in Turkey and in the world under its roof, will become a place that offers professional and personal trainings the society and the work force needs and that brings together the key players in the university and industry under projects with rich content, and the first place that comes to people’s minds when they think of education and research. GTU will achieve the social part of this goal with its Lifelong Education Center. For more information on the Center and the services it offers you can either visit our website at www.sem.gtu.edu.tr, call us at +90 262 605 14 37, or simply visit our offices at the GTU campus, which is a natural wonder.”
"Birlikte yaratmak ve geliştirmek" felsefesinden yola çıkarak bir dünya üniversitesi olmayı hedefleyen Sabancı Üniversitesi, yönetici eğitiminde pratik ve teorik bilginin, dünyadaki en son gelişmeleri gözeterek, yerel değerlerle birleştirilip uygulanması konusundaki açığı kapatmak üzere 2002 yılında Yönetici Geliştirme Birimi EDU’yu faaliyete geçirdi. 15 yılda alanında Türkiye’nin en yetkin kurumlarından biri olan EDU, kurumlara özel eğitim tasarımları sunarken bireylere yönelik genel katılma açık eğitimlerle de gelişimi ajandasından çıkarmayan, kariyerinde ivmelenme yaşamak isteyen, bilgisini güncellemek isteyen tüm çalışanlar için güncel teorik bilgileri, iş dünyasından uygulamalarla birleştirip sunan bir ‘platform’ haline geldi. ‘Yönetici Eğitimleri’ konusunda sektörünün öncüsü Sabancı Üniversitesi EDU, Türkiye’nin ilk 500 sanayi kuruluşunun 200’ü ile kuruma özel tasarımlar ve farklı konularda verdikleri gelişim destekleri ile işbirliği içinde çalışırken bu gün artık farklı farklı konularda ilan ettikleri genel katılıma açık eğitimlerde de çok sayıda bireysel başvuru alıyor.
Sabancı Üniversitesi Yönetici Geliştirme Birimi Direktörü Dr. Cüneyt Evirgen, EDU’nun farklı eğitim şirketlerinden en önemli farkının geliştirdikleri eğitimlerin içeriği olduğunu belirtiyor. “Kişinin kendine veya kurumun çalışanlarına gelişim yatırımı yapması uzun vadede ayakta kalmanın, hedeflere ulaşabilmenin ve sürdürülebilir başarının yol anahtarıdır” diyen Evirgen, EDU’nun hazırladığı çok sayıda eğitim ve sunduğu farklı ve kurum özelinde özelleştirilebilen programlarla iş dünyasının gelişiminde öncü rol oynadıklarını aktarıyor.
Kuruma özel eğitim tasarımı
‘Kuruma Özel Program’ tasarımında Türkiye’deki öncü kurum olduklarını söyleyen Evirgen, “Yönetsel yetkinliklerin gelişimi üzerine farklı yönetsel veya işlevsel kademeler için de farklı öğrenme araçları kullanarak farklı eğitimler, modüler programlar, kurumsal akademiler tasarlıyoruz. Kurumların ihtiyacına uygun eğitimleri, dünyada kullanılan en etkin öğrenme metotları ve en nitelikli eğitmenlerle sunuyoruz. İş dünyasındaki rekabeti çok iyi takip ederiz, kurumların değişen rekabet koşulları içinde ihtiyaçları olan yetkinlikleri iyi tanımlarız, en uygun çözümü, en verimli araçlarla sunarız” diye konuşuyor. Dr. Evirgen zaman içinde KOBİ’lerde de eğitime yönelik ciddi bir bilinç düzeyi oluştuğunu kaydediyor: “Bir şirketin patronu veya sahibini değişime ve gelişime, yatırım yapmaya inandıramazsanız, daha alt kademede de gelişimi yayamazsınız, ilerleme sağlayamazsanız. KOBİ’ler bu gerçekliği fark ettiler. Son yıllarda aile şirketlerine yönelik programlarını da artıran EDU, bu sayede aile şirketlerinin kurumsallaşmalarına ve gelişimine de doğrudan destek veriyor.”
EDU’ya bireysel başvurular çok arttı
Kurumsal alandaki bilgi birikimini genele yaymak ve bireysel olarak gelişimi hedefleyen kişiler için de ‘genel katılıma açık eğitimler’ düzenlemeye başladıklarını duyuran Evirgen, bireylere yönelik eğitimlerde ciddi talep aldıklarına dikkat çekerek, kendilerini geliştirmek isteyen, kariyerini değiştirmek veya ilerletmek isteyenleri, bilgilerini güncellemek isteyen ve kendi alanında sektördeki ve dünyadaki son gelişmeleri izlemek isteyenleri EDU’nun düzenlediği ‘Genel Katılıma Açık’ eğitimlere beklediklerini söylüyor. Çalışan sayısı göreceli az olduğundan kuruma özel eğitim düzenlemekte kısıtları olan KOBİ’ler de EDU’nun genel katılıma açık eğitimleri ve sertifika programları sayesinde sınırlı sayıdaki kilit çalışanlarına gelişim yatırımı yapabilme fırsatına sahip oluyor.
‘Sürekli Eğitim’ kavramının birçok tanımı var. Ancak işin özünde insanları harekete geçiren, güçlendiren ve destekleyen bir süreç olduğu konusunda neredeyse tüm paydaşlar hemfikir. Altınbaş Üniversitesi, kişilerin hayatları boyunca ihtiyaç duyacakları bilgi ve becerileri elde edip bunları özgüven, yaratıcılık ve keyif ile her türlü ortamda uygulamaları için sürekli eğitim hizmeti veriyor. Altınbaş SEM, (önceki adıyla İKBUSEM) son 5 yıl içinde hayata geçirdiği programlarla 5 bine yakın katılımcıya dokundu. Üniversitenin topluma hizmet anlayışı çerçevesinde hayat boyu öğrenme isteği ve ihtiyacı olanlara hizmet vermek amacıyla hayata geçirdiği Altınbaş SEM, program sayısını çeşitlendirmek adına bir dizi çalışma yürütüyor.
Altınbaş SEM, bir eğitim-öğretim yılı içinde farklı farklı alanlarda sadece genel katılıma açık programlar değil, kurumlara özel programlar da tasarlıyor. Eğitim programlarının içeriğinde; genel olarak Hukuk alanında Arabuluculuk, Adli Bilirkişi, Adli Grafoloji, İş Hukuku gibi uzmanlık eğitimleri de yer alıyor. Ayrıca Pazarlama ve İletişim, Finans-Muhasebe, Proje Yönetimi, Kişisel Gelişim, Yönetim Bilimleri ve farklı alanlarda uzmanlık sınavlarına hazırlık eğitimleri alanında uzmanlığıyla tanınmış isimlerle düzenleniyor. Yürütülen çalışmalarda bir günlük atölye çalışmaları veya seminerler olduğu gibi 45-60-72 saatlik sertifika programları da yer alıyor. Eğitim süreleri konu, içerik ve uygulama gereksinimine göre belirlenirken programların uygulama ağırlıklı olmasına oldukça önem veriliyor.
Yeni programlar oluşturuluyor
Altınbaş Üniversitesi Sürekli Eğitim Merkezi Müdürü Orita Papo, değişen ve sürekli güncellenen ihtiyaçlar dahilinde Altınbaş SEM olarak programları hızla geliştirdiklerini belirterek, “Alışılagelmiş eğitimler dışında, ihtiyaca yönelik, katılımcılara farklı bakış açıları kazandırabilecek, hayatlarının her alanında faydalı olabilecek eğitimler tasarlamayı planlıyoruz. Örneğin; Teknoloji ve Robotik Tabanlı Eğitimler’in alt yapısı tamamlandı. Gastronomi alanında da Altınbaş Üniversitesi’nden ve iş ortaklarından destek alıyoruz. Programlar belirlenirken sektördeki açıkları, karşılaşılan zorlukları uzmanlarla müzakere ederek belirliyoruz” diyor.
Papo, eğitimleri akademik seviyeyle sınırlı kalmadan sürekli hale getirip, hayatın her alanında uygulanabilir, kişiye değer katacak programlar dahilinde oluşturduklarını vurguluyor.
Orita Papo, şunları anlatıyor: “Sürekli Eğitim’ yaygın eğitimin bir parçası olup bunlar birbirlerini destekleyen ve hatta tamamlayan süreçler. Ancak eğitimde uygulama eksik kalırsa verilen eğitim de eksik kalıyor. Uygulamalar teknolojiyle de birleşince bilginin kalıcılığını büyük ölçüde garantilemiş oluyor. Altınbaş Üniversitesi, bu gerçekten yola çıkarak sadece SEM’inde değil akademik birimlerinde teori ile pratiği buluşturan stratejiyle eğitim veriyor.”
SEM’lerde gerçekleşen eğitimlerin ‘meslek içi eğitimden’ farkı ve benzerlikleri de bulunuyor. Zira meslek içi eğitim kişilerin mesleklerine girerken veya icra ederken yaptıkları işin gerektirdiği eğitimleri kısa süreli modüllerle alması anlamına geliyor. Eğitimler genelde teorik olmayıp, meslekleriyle ilgili yenilikler konusunda bilgilendirme ve daha verimli çalışmayı destekleme yönünde ilerliyor. ‘Sürekli Eğitim’ bu tür eğitimleri kapsamakla birlikte ayrıca çalışanların kariyer süreçleri içerisinde farklı uzmanlık alanları ve becerileri oluşturmasına imkan sağlıyor. Günümüzün hızla değişen koşulları sadece üniversite diplomasını artık yetersiz kılıyor. Diplomaların yanına artık yeni beceriler koymak gerekiyor. Altınbaş SEM de toplumun ve kurumların ihtiyaçlarına ve geleceğe bakarak eğitimlerini şekillendirme yoluna gidiyor.
Antalya Bilim Üniversitesi Sürekli Eğitim Merkezi (Antalya SEM), üniversitelerin lisans ve lisansüstü eğitim programlarının dışında kalan toplum hizmetine sunulan eğitim programlarının geliştirilmesi, yürütülmesi ve koordinasyonunu sağlamayı amaçlıyor.
Merkezin öncelikleri arasında; üniversitenin kamu kuruluşları, özel sektör ve uluslararası kuruluşlarla işbirliğini geliştirmek, Türk sanayi ve ülke kalkınmasına hizmet etmek, bu hizmeti uluslararası bir boyuta ulaştırmak, toplumumuzun ihtiyacı olan konularda öğrenmeyi ve kişisel gelişimi desteklemek amacıyla yeni programlar hazırlamak ve bu programları kişilere ve toplum ulaştırmak yer alıyor.
Gücünü, Antalya Bilim Üniversitesi’nin öğretim üyelerinin bilgi birikiminden alan Merkez; ‘Yabancı Dil, Bilgisayar, Teknik, Sertifika, Uzaktan Eğitim, Kültür, Sanat ve Spor’ programlarından oluşan geniş eğitim yelpazesi ve her yaştan insana sunduğu eğitim fırsatlarıyla yaşam boyu öğrenme kavramına yeni bir bakış açısı kazandırmaya çalışıyor.
Antalya Bilim Üniversitesi Sürekli Eğitim Merkezi Müdürü M. Fatih Ertan, üniversitenin; yaşadığımız çağda başarılı olmak için yaratıcı Ar-Ge ihtiyacı ve inovasyonun gerekliliğinin farkında olan bir eğitim kurumu olup bu anlayışı tüm birimlerinde hissettirdiğini söylüyor.
Antalya SEM’in de eğitim planlamalarının aynı çerçevede olduğunu aktaran Ertan, “Sürekli eğitim merkezinin bir üniversitenin kampüs dışına da dönmesi gereken yüzü olduğu anlayışı, üniversitenin şehirle iç içe olmasını da gerektirmektedir. Nitelikli çalışan yetiştirmenin öneminin farkında olan üniversitemiz, sürekli eğitim merkezimiz ve teknoloji transfer ofisinin ortak çalışması ile Antalya Organize Sanayi Bölgesi’ndeki var olan tüm kuruluşlara eğitim ihtiyaç analizi anketi uygulayarak yaşadığımız çağa uygun eğitim modelleri planlamaktayız. Antalya SEM, bu bakış açısı ile eğitim içeriğine devam edecektir” diye konuşuyor.
Antalya SEM’de; yabancı dil kursları, bilişim eğitimleri, kişisel ve kurumsal gelişim eğitimleri, yangın eğitimleri, yüksekte çalışma eğitimleri, kalite ve teknik eğitimlerinin yanı sıra toplumun ihtiyacını karşılayacak sertifika programları hazırlanıyor. Yabancı dil programları çerçevesinde İngilizce, Almanca, Rusça ve İspanyolca kurslarının yanı sıra YDS (Yabancı Dil Bilgisi Seviye Tespit Sınavı), LYS-5 (Lisans Yerleştirme Sınavı-İngilizce) ve mesleki turizm İngilizce ve Rusça eğitimi veriliyor.
Bilişim eğitimleri de güncel ihtiyaçlara göre tasarlanırken Microsoft uzmanlığı, siber güvenlik, inşaat sektörü, kurumsal sistem yöneticiliği ve bilgisayarlı muhasebe eğitimleri kurumsal ve bireysel katılımcılara sunuluyor. Yangın ve yüksekte çalışma eğitimleri; işletmeler bünyesinde oluşabilecek muhtemel yangın ve tehlikelerle başa çıkabilme hedefi ile planlanıyor.
Ertan, şu noktalara değiniyor: “Bu çerçevede herhangi bir işletmede çalışan bireylere sunduğumuz eğitimlerden bazıları; temel yangın eğitimi, ileri seviye yangın eğitimi, ilk yardım bilgilendirme eğitimi, arama kurtarma eğitimi ve yüksekte çalışma eğitimidir. Kalite eğitimleri ve teknik eğitimler ise yönetim sistemi eğitimleri, iş sağlığı ve güvenliği eğitimleri, laboratuvar eğitimleri ve finans eğitimlerini kapsamaktadır. Bu eğitimler dışında, AB fonları ve uygulamalı proje yazma, inovasyon, iş hukuku ve işletme hukuku, marka yönetimi ve siyaset okulu tasarladığımız başlıca eğitimlerdendir.”
Ertan, eğitimlerin yanı sıra yeni dönemde proje yazma, inovasyon, KOBİ’lerde fon, destekler ve Ar-Ge eğitimleri sunacaklarını duyuruyor.
Çalışana özel eğitimler
Ertan, Antalya SEM olarak çalışan adayına hem branşı ile ilgili hem de işyerinde davranış biçimleri, öfke ve stres yönetimi, iletişim eğitimleri sunduklarını belirtiyor: “Yani çağın gerektirdiği, işverenler tarafından istenen bir çalışan profili oluşturuyoruz.”
Formal eğitimdeki teorik içeriğin tek başına yetmediğinin günümüzde net olarak ortaya çıktığını hatırlatan Ertan, “Formal eğitim mutlaka uygulamalı eğitimlerle desteklenmeli ve eğitim alan kişi edindiği bilgileri ivedilikle uygulama ortamında da görmelidir. Diğer bir konu ise sürekli eğitim olan formal eğitim ek yeteneklerle zenginleştirilmelidir. Örneğin; yabancı dil bilen yöneticiler, sunum tekniklerine hâkim profesyoneller ve çalışan psikolojisini bilen işveren ve yöneticiler gerek kamu gerekse özel sektörde başarıya ulaşacak ve çalıştığı sektörü parlatacak kişilerdir” diye konuşuyor.
İTÜ SEM 1997 yılından beri hem kamu, özel sektör ve uluslararası kuruluş ve kişilere, ihtiyaç duydukları alanlarda, ulusal ve uluslararası düzeyde eğitim programları, kurslar, seminerler, konferanslar düzenliyor hem de bu bu faaliyetlerin koordinasyonunu sağlıyor. İTÜ SEM Müdürü Doç.Dr. Emre Çevikcan, 250 yılına yol alan dünyanın en eski teknik üniversitelerden biri olmanın artısıyla ihtiyaca uygun geniş yelpazede programlar düzenlediklerini belirterek, “Günümüz koşullarında rekabet ekonomiler ve şirketlerin ötesinde bireylere kadar inmiş durumda. Bu süreçte ayakta kalmanın stratejisini ise eksikliğini hissettiğimiz alanlarda kendimizi, şirketimizi yetkilendirmekten geçiyor. İhtiyaç duyulan alanlarda eğitimleri ise Sürekli Eğitim Merkezleri aracılığıyla karşılanabiliyor. İTÜ SEM olarak geniş yelpazede sunduğumuz programlarla gerek holding, gerek KOBİ ölçeğinde şirket gerekse de bireylerin ihtiyaçlarına özel çözümler sunuyoruz” diye konuşuyor.
İTÜ SEM Sürekli Eğitim Merkezinde planlanan eğitimler; amacı, yapısı ve katılımcı kitlesi gibi faktörler dikkate alınarak Mesleki Beceri Kazandırma Programları, Bilgisayar-Bilişim Programları, Dil Eğitim (Genel ve Sınavlara Özel) Programları ve Kültür ve Sanat Programları (Enstrüman ve Dans) olarak çeşitli gruplara ayrılmıştır. Ayrıca İTÜ SEM çeşitli kuruluşlardan gelen talebe uygun konularda sadece kuruluşun kendi elemanları için özgün programlar düzenlenmektedir. Programları tamamlayan katılımcılara İTÜ onaylı başarı/katılım sertifikası verilmektedir.
İTÜ SEM Bünyesinde Yürüyen Aktif Profesyonel Programlar
Yönetim Gelişim Programları
- Proje Yönetimi (PMI Uyumlu)
- İnsan Kaynakları Yöneticiliği
- Kalite Yöneticiliği
- İş Analitiği ve Büyük Veri Uzmanlığı
- Micro MBA
- Turquality Uzmanlığı
- Kariyer ve Yetenek Yöneticiliği
Üretim Yönetimi Programları
- Lojistik Tedarik Zinciri Yöneticiliği
- Satınalma Yönetimi
- Kurumsal Kaynak Planlama Uzmanlığı
- Tesisler Teknik Yöneticiliği
- Yalın Üretim ve Yönetim Uzmanlığı
Satış & Pazarlama Programları
- Dijital ve Sosyal Medya Pazarlama Yönetimi
- Dış Ticaret Uzmanlığı
- E-Ticaret Sitelerinin Planlaması ve Yönetimi
- Marka Yönetimi
Makine Mühendisliği, İnşaat Mühendisliği, Mimarlık ve Enerji Programları
- Yapı Bilgi Modellemesi (BIM) Uzmanlığı
- Çevresel Gürültü Değerlendirme Yönetimi
- Tasarım Yazılımları (Solidworks, AutoCad, 3D Max, ARCGIS, Photoshop, Sketch-Up, NETCAD)
- Yenilenebilir Enerji Teknolojileri
- İnşaat Sektöründe FIDIC Sözleşme Yönetimi
Tekstil Teknolojileri Programları
- Temel Tekstil ve Hazır Giyim
- Portfolio Hazırlık
Eğitim sektöründe yüzyılı aşan tecrübesiyle çekim merkezi olan Yıldız Teknik Üniversitesi (YTÜ), marka değerini YTÜ Sürekli Eğitim Merkezi ile perçinledi. Hayata geçirildiği 1997’de adı İnsan Kaynaklarını Geliştirme Merkezi olan YTÜ Sürekli Eğitim Merkezi, bu yıl bir dizi yeniliği hayata geçirerek sektörün iddialı kurumlarından biri olarak büyümesini sürdürüyor. Yıldız Teknik Üniversitesi Sürekli Eğitim Merkezi Müdür Vekili (YTÜ SEM) Doç.Dr. Uğur Buğra Çelebi, “Son 5 yılda farklı konu başlıklarında 500’e yakın eğitim açıp 10 binin üzerinde bireysel katılımcıya sertifikalı eğitim verdik. Belediyeler gibi kamu kuruluşları, farklı ölçekte KOBİ ile bireysel katılımcılara istenilen alanda eğitimler veriyoruz. En önemli artımız talep doğrultusunda amaca yönelik içerik oluşturuyor olmamızdır. Burada Yıldız Teknik Üniversitesi’nin akademik tecrübesinden faydalanıyoruz” diyor.
KOBİ ölçeğindeki işletmeleri Türkiye’nin lokomotifi olarak gördüklerini belirten Çelebi, şu bilgiyi veriyor: “Ölçeği ne olursa olsun işletmeler üniversitelerden alacakları sertifika programlarıyla kendilerini geliştirip ihtiyaç duyacakları alanlarda rekabet güçlerini artırabilirler. Sadece firma yöneticisinin değil, çalışanların eğitimlerinden de ülkece sorumluyuz. Çalışanların eğitimine önem verilirse orada büyük gelişmeler olacaktır. Bu nedenle 2018-2019 döneminde SEM olarak kurumlara alt, orta ve üst kademe yönetici eğitimleri vermeyi planlıyoruz. KOBİ’leri geliştirmek dünya ile rekabet edebilecek seviyeye getirmek en önemli amacımız. Bu nedenle günceli yakından takip ediyoruz. Açmayı planladığımız Endüstri 4.0 farkındalık eğitimi, dijital dönüşüm, ulaşım, çevre yönetimi gibi konular bunun en önemli kanıtıdır.”
Teknolojinin gelişimiyle mühendislik alanında yazılım eğitimlerine ciddi talep aldıklarını kaydeden Çelebi, YTÜ SEM olarak bu alanda fark yaratamaya çalıştıklarını söylüyor. “Yıldız’ın marka değeriyle yola çıkıp 7’den 77’ye herkesin eğitim alacağı bir yapı oluşturmak istiyoruz” diyen Çelebi, 2018-2019’da hayata geçirecekleri ‘sırt çantası eğitimi’ çalışmasını ise şöyle detaylandırıyor: “Özellikle lisans eğitimini bitirecek son sınıf öğrencileri ile yeni mezunlara kariyer imkanı sağlayacak ucuz eğitim programları oluşturacağız. Bu eğitimlerin adını ‘sırt çantası eğitimi’ koyduk ve katılacak herkesin cebinden ödeyebileceği rekabetçi bir fiyat politikası belirledik. Bu alana ciddi talep olacağını öngörüyoruz.” Çelebi, eğitimlerde teorik eğitim ile pratiği buluşturarak hayata olumlu dokunuşlar sağlamayı amaçladıklarını da sözlerine ekliyor.
Kuruluş yılı olan 2007’den bu yana “İyi bir eğitim almak ve yaşama-işine bakışını değiştirmek herkesin hakkıdır” felsefesiyle hizmet veren YeditepeSEM, genelin ötesinde ‘niş’ alanlardaki eğitimleriyle kamuda, kurumlarda ve bireylerin eğitiminde farklılığını ortaya koyuyor. YeditepeSEM Direktörü Doç. Dr. Can Tansel Kaya, “Bu yüzden misyonumuz; üniversitemizin kıymetli akademisyenlerinin ve bağımsız uzmanlarının bilgi birikiminden faydalanarak toplumun gereksinim duyacağı her konuda, en yüksek düzeyde eğitim olanakları sağlamak ve yaşam kalitesini yükseltmektir” diyor.
YeditepeSEM’in en önemli iddiasını ise şu vizyon oluşturuyor: “Bilgi toplumuna geçiş sürecinde; eğitim alanlarının çeşitliliği ve yüksek hizmet kalitesiyle; yerli-yabancı, gerçek ve tüzel kişi ve kurumlara yaşam boyu eğitim, araştırma ve danışmanlık desteği veren, alanında lider ve takip edilen bir Sürekli Eğitim Merkezi olmak.” Kaya’ya göre YeditepeSEM’in kurumlara sunduğu özel tasarım eğitim çözümleri önemli bir boşluğu dolduruyor. Zira ekonomisi KOBİ’lerin omuzlarında yükselen Türkiye’de, bu tür işletmelerin daha fazla desteklenmesi gerekiyor. Kaya, YeditepeSEM uzmanlarının ‘danışmanlık’ sıfatıyla işletmeleri desteklediklerini anlatıyor: “Sektör uzmanlarımız firma ile toplantılar yaparak eksik ve ihtiyaçları tespit ediyor. Firmaya uygun çözüm önerisi; stratejik yol haritasını içeren bir rapor olarak sunuluyor. Gerektiğinde firmaya özel dizayn edilmiş eğitim desteği sağlanıyor. Eğitim hizmetinde Yeditepe Üniversitesi’nin 64 bölümünün zengin öğretim üyesi kadrosuyla da yetinmedik. Özel sektörde marka olmuş profesyonel isimlerden de faydalandık.”
Kaya, işletme eğitimlerinde özel bir noktaya dikkat çekerek, nasıl bir çözüm sunduklarını şöyle ifade ediyor: “Bazı sektörlerde mevzuatlarda ciddi değişim ve dönüşümler yaşanıyor. Örneğin; Uluslararası ve Türkiye Finansal Raporlama Standartları çok dinamik bir zeminde sürekli değişiyor. KOBİ’ler için de tasarlanmış olan Türkiye Finansal Raporlama Standartları, ‘Büyük ve Orta Boy İşletmeler’ için Finansal Raporlama Standartları (BOBİ FRS) olarak değişti. Yani gitti KOBİ TFRS geldi BOBİ FRS. YeditepeSEM olarak işletmelerin bu değişim ışığında yeniden yapılanmasına hazır durumdayız.”
YeditepeSEM’in Türkiye’de öncü olacağı bir diğer niş eğitim alanını Lisanslı Finansal Planlama Uzmanı (Certified Financial Planner-CFP) eğitimleri oluşturuyor. Kaya, ilk defa CFP eğitimlerini tamamladıklarını ve Ekim’de ABD’den uzmanların gelerek kursiyerlere sınav yapacağını açıklıyor: “Türkiye Finansal Planlama Derneği ortaklığıyla yürüttüğümüz bu eğitimlerden mezun olanlar yarının Türkiye’sindeki meslek sahipleri olacak.”
Doç. Dr. Can Tansel Kaya, kurum eğitimlerinde birincil hedeflerinin ‘sürdürülebilir rekabette öncelik sağlama’ olduğunu vurguluyor: “Türkiye’de işletmelerin ölçeği ne olursa olsun problemleri aşağı yukarı benziyor. Türkiye’nin ilk 500 şirketinde belirgin tecrübelerimiz var. Ama KOBİ’lerin sorunlarına da kesinlikle büyük önem veriyoruz. KOBİ’lerin sürdürülebilir rekabet alanı yaratması için çalışıyoruz. Bunu yaparken de sadece Marmara Bölgesi’ndeki işletmelerle sınırlı kalmıyoruz. Önceliğimiz, Anadolu’da sanayileşmiş bölgelerde faaliyet gösteren KOBİ’lerin potansiyelini kinetiğe dönüştürmek. Bunun için hayata geçirdiğimiz elektronik ticaret eğitimleri muazzam bir ağ sağlıyor.”
YeditepeSEM’in uzmanlık alanlarından biri de sağlık. Özellikle Türkiye’nin bu alanda bölgesel çekim merkezi olma misyonuyla örtüşen eğitim programları yürüttüklerini aktaran Kaya, özellikle Anadolu’daki sayısız hastane çalışanının en üst kademeden en alt kademeye eğitim ihtiyaçlarını Yeditepe’nin sektör tecrübesinden yararlanarak karşıladıklarını kaydediyor.
İstanbul’un yedi tepesinde eğitim imkanı
YeditepeSEM’in en önemli özelliği birbirinden farklı sektörlere hitap eden geniş bir yelpazeye sahip olması. Eğitim merkezlerinin dağılımı da bu yelpazeyi destekliyor. Eğitim lokasyonları; İstanbul başta olmak üzere gelen taleplere göre şekillenerek farklı şehirlere yayılmış durumda. Yeditepe Üniversitesi’nin 26 Ağustos Yerleşimi ve İstanbul’un yedi tepesine yayılan İSTEK Vakfı’nın diğer kampüsleri eğitimlerin merkezi olabiliyor. Kaya, bir noktaya dikkat çekiyor. Zira bazı eğitime katılanlara ‘katılımcı sertifikası’ verilirken bazılarına ise mevzuat ve sektörün gereksinimlerine uygun eğitim verildiği için ‘yetkinlik sertifikası’ veriliyor. Ayrıca YeditepeSEM’de kurumlara eğitimler istenilmesi halinde yerinde de veriliyor.
SEM Sürekli Eğitim Merkezleri
SEM Sürekli Eğitim Merkezleri
Dijital dönüşüm dünyayı dijital ekosisteme dönüştürüyor. Teknolojik gelişmeye, yüksek seviyeli kusursuz üretime, e-hizmet ve e-ticaret süreçlerine ve her bireyi aktör yapan tüketim dünyasının dönüşüm hızına yetişmek için; “bilmiyorum!” “beceremiyorum!” tembelliğine yer yok artık. Bilgi ve beceriyi her yaştan herkese kazandırmak ve kitleselleştirmek üniversitelerin kaçınılmaz işlevi haline geldi.