Monster Notebook Kurucusu ve CEO’su İlhan Yılmaz: “Amaç, bu dünyaya yön verecek bir ufka sahip olmak”

Monster Notebook Kurucusu ve CEO’su İlhan Yılmaz, İstanbul’da, 1975 yılında, dedenin çiftçi, annenin ve babanın işçi olduğu bir ailede dünyaya ‘Merhaba’ der. İşçi bir ailenin üç çocuğundan biri olarak geniş maddi imkanlara sahip olmayan ancak kitap, ansiklopedi ve çizgi roman bakımından zengin bir ortamda büyüyen Yılmaz, annesinin çabaları sayesinde okuma ve yazmayı erken yaşlarda öğrendiğini anlatıyor: “Evimizdeki ansiklopedileri defalarca okuyarak kazandığım okuma alışkanlığım, ilkokul arkadaşım Servet’in dayısının kitaplığıyla tanışınca daha da ciddi bir seviyeye taşındı. O zengin kitaplıktaki bilim-kurgu hikayelerine, çizgi romanlara gömülerek saatlerce vakit geçirmeyi çok severdim. Bu şekilde hem çok okuyan hem de hayal gücü gelişmiş biri oldum.”
İlkokul yıllarından itibaren her zaman teknolojiye, bilgisayarlara ve elektroniğe ilgi duyan Yılmaz, Endüstri Meslek Lisesi Elektronik Bölümü’nden sonra Marmara Üniversitesi Elektronik Yüksek Okulu’ndan 1996’da mezun olur. Çalışma hayatına çok erken yaşlarda, okuldan arta kalan zamanlarda ve yaz dönemlerinde sanayide çalışarak başlayan Yılmaz, Endüstri Meslek Lisesi’nde öğrenciyken bilgisayar parçaları satan bir firmada yaptığı staj sayesinde bilişim sektörüne ilk adımı atar. Bir süre çeşitli firmaların farklı pozisyonlarında çalıştıktan sonra, 1999’da çalıştığı şirketten ayrılarak kendi girişimini kurmaya karar verir. Böylece; Yılmaz’ın Monster Notebook yolculuğu başlar.
“Hayalimiz, Türkiye’den küresel bir teknoloji markası çıkarmaktı”: Meryem Yılmaz ile evli ve iki kızı bulunan İlhan Yılmaz, kariyerinin ve kişisel hayat öyküsünün en büyük dönüm noktalarından birinin girişimciliği seçmesi olduğunu vurguluyor: “23 yaşındayken sevgili eşimin ve bize inanan kişilerin desteğiyle Monster Notebook’un temellerini attık. Hayalimiz Türkiye’den küresel bir teknoloji markası çıkarmaktı. Şirketin o zamanki adı Fokus Bilgisayardı, asıl markamızın ortaya çıkışı daha sonra oldu. Bir gün eşim Meryem Hanım’la sinemada Pixar yapımı ‘Monster Inc.’ filminin fragmanını seyrettik ve uzunca bir süredir devam eden marka arayışımızda ihtiyacımız olan ilhamı bulmuştuk. Markamız Monster Notebook olacaktı ve ürünlerimiz de markamızın çağrıştırdığı gibi güçlü ve yenilmez olacaktı. Böylece şirketin faaliyetlerini de yüksek performanslı, dayanıklı bilgisayarlar özelinde geliştirdik. Canavar gibi güçlü dizüstü bilgisayarlarımızla sektörde tabuları yıktık.” 
Bugün ürünlerinin başta oyuncular olmak üzere video içerik üretimi, mimarlık, grafik tasarımı, savunma sanayi alanlarında çalışan ve yüksek performansa ihtiyaç duyan kişiler tarafından tercih edildiğini belirten Yılmaz, “Oyun ve espor ekosisteminin en çok bilinen ve Türkiye’de oyun bilgisayarı denilince akla ilk gelen markayız. Ürünlerimize olan güvenimizin sonuna kadar arkasındayız ve bunu ‘Oynayamadığın oyun olursa anında iade garantisi’ sloganımızla vurguluyoruz” diyor.
Hayata pozitif yaklaşan, sabırlı ve azimli: İlhan Yılmaz, çocukluğundan beri hayata olabildiğince pozitif yaklaşan, sabırlı ve azimli olmaya özen gösteren biri olduğunu belirterek, bu özelliklerini yitirmeden; değerlerinden ve prensiplerinden taviz vermeden hayatını yaşamaya çalıştığını söylüyor: “Hayallerimin peşinden giderken, bu yönlerimin bana güç verdiğine ve bugünkü yöneticiliğime de yansıdığını görüyorum. Örneğin; Monster Notebook’u kurarken yola çıkış amacımız bir gün global bir teknoloji markası olmaktı. Bu elbette başarılması hiç kolay olmayan bir hedef. Önümüzde uzun ve zahmetli bir yolculuk olduğunun bilinciyle devam ettik çalışmalarımıza. Bugün Türkiye pazarının lider üç markasından biriyiz. Elde ettiğimiz başarıları global arenaya taşımak için uluslararası yatırımlarımızı hızlandırdık. Avrupa’da marka bilinirliğimiz her geçen gün artıyor. Bu süreçte ekip olarak, ortak bir hayali gerçekleştirmek için paylaştığımız güven duygusu bize ihtiyacımız olan gücü ve motivasyonu sağladı. Sözüne güvenilir, dürüst ve şeffaf ilişkiler kuran kişilerle çalışmayı hep çok önemsedim. Üzerinde durduğumuz bir diğer kritik değer ise liyakat. Her zaman ‘önce etik, sonra verimlilik’ diyenlerdenim. Bu şekilde şirket değerlerimizi içselleştirebilen, profesyonel yeteneklerine ve kişilik özelliklerine güvendiğim insanlarla birlikte çalışmanın bizi başarıya taşıdığına inanıyorum.”
Hikayenin önemi: İlhan Yılmaz’ı çok etkileyen ve doğru bulduğu söz ise; “Harika grafikler bizi birkaç dakikalığına eğlendirir, bizi koltuklarımızda tutan ise hikayedir.” Yılmaz, anlatıyor: “Pixar’ın Oscar ödüllü Baş Kreatif Direktörü John Lasseter’in bu sözü bana hep Canavar’ın hikayesini hatırlatıyor. Monster Notebook’un bundan yirmi iki yıl önce Kadıköy’de zor şartlar altında başlayan hikayesi, kıtaları aşan bir başarı yolculuğuna doğru ilerliyor. Bu yolculukta grafiklerimiz zamanla daha da iyiye gitti. En yeni teknolojileri, yeni nesil bir deneyim sunacak şekilde geliştiriyoruz. Ancak bu yolculukta bize eşlik eden asıl şey kullanıcılarımızla kurduğumuz gönül bağı. Markamızı ilk günden beri ileri taşıyan, bizi koltuklarımızdan ayırmayan ve Monster’ın hikayesini sürükleyici bir serüvene dönüştüren şey bu bağ.”
Yılmaz, Monster Notebook’ta daha ilk günlerde, çekirdek bir ekipken bile kullanıcı odaklı bir yaklaşımı benimsediklerini paylaşıyor: “O yıllarda kullanıcılarla birebir görüşür, forumlarda yayınlanan her soruyu yanıtlamaya çalışır, ürünlerimiz hakkında çıkan her yorumu dikkatle takip ederdik. İlk etapta benim bizzat üstlendiğim bu tutum, zaman içinde şirket politikamız haline geldi. Tüm faaliyetlerimizi kusursuz bir deneyim oluşturmak hedefiyle yürütüyoruz. Bunun yolunun da kullanıcının ihtiyaçlarını, beklentilerini çok iyi dinlemekten geçtiğini biliyor, talepleri en iyi şekilde karşılamak için sürekli geliştirmelerde bulunuyoruz. Örneğin; bir süredir Avrupa yakasındaki kullanıcılarımıza yönelik yeni bir Deneyim Mağazası ve Teknik Servis Merkezi’ni devreye aldık. Hem benim şahsen müşteri memnuniyeti konusundaki hassasiyetim hem de markamızın kullanıcı odaklılık politikası; Pandemi dönemindeki ve sonrasındaki başarılarımız üzerinde ciddi bir etkendir.”

“İyi bir CEO, çözüm odaklı ve ileri görüşlü olmalı”
İyi bir CEO’nun değişen şartlar karşısında esnek davranabilen, çözüm odaklı ve ileri görüşlü biri olması gerektiğini vurgulayan Yılmaz, şunları söylüyor: “Koşulların son derece dinamik ve hızlı değiştiği bir dünyada yaşıyoruz. Bu dünyada amaç hayatta kalmak değil, bu dünyaya yön verecek, daha iyi hayat koşullarını oluşturacak bir ufka sahip olmak. Bunu yapabilmek için eldeki verileri doğru okuyup iyi bir şekilde analiz etmek ve gerçekçi değerlendirmelerle öngörüler oluşturmanın gerekli olduğuna inanıyorum. Aynı zamanda şirketin ve bağlı bulunduğu sektörlerin organik bir ilişkisi olduğunu görebilmek, bu ilişki zincirinin herhangi bir halkasında ortaya çıkabilecek sorunlara karşı hızlı, doğru ve uzun vadeli çözümler üretebilmek gerekiyor. Böylece mevcut durumun sizi yönetmediği, sizin mevcut durumu yönettiğiniz bir alan açılıyor. Başarıya ulaşan güçlü yöneticilerin bunları yapabilen kişiler olduğunu düşünüyorum.”
Hibrit çalışmayla gelen verim: Kurum kültüründe esnekliği artırarak hibrit çalışma düzenine kalıcı olarak geçiş yaptıklarını aktaran Yılmaz, esnek ve çevik çalışma yetenekleri sayesinde çalışanlarının verimliliğini yeni çalışma koşullarında da koruyarak süreçlere hızlı bir şekilde ayak uydurduklarını ifade ediyor: “Karar alma mekanizmalarımızın hızlı işliyor olması, daha önce denenmemiş olan uygulamaları geliştirmemiz konusundaki cesaretimiz sayesinde bu dönemde birçok yeniliğe imza attık. Örneğin; hem Türkiye’de hem de Dünya’da daha önce benzeri görülmemiş bir konsept geliştirerek devreye aldığımız Monster Notebook Dijital Mağazası ile hizmetlerimizi bir üst seviyeye taşıdık. Operasyonel ve altyapı anlamında gerekli donanıma sahip olmamız sayesinde, işlerin sürdürülebilirliği konusunda ciddi bir zorlukla karşılaşmadık. Böylece, şirket olarak teknoloji ve oyun ekosistemindeki paydaşlarımıza sunduğumuz faydayı artırmaya odaklandık.”