Farklılık yaratmaya çocukken başlar: Sami Uğur Ağılönü anlatıyor: “İki kardeşiz. Kızkardeşimin adını ısrarla çok bilinen bir isim olmamasına rağmen Julide olarak koydurmuşum. Nedendir hatırlayan yok, farklılık yaratmaya çocukken başlamışım.” Eskişehir Adalet İlkokulu’nun ardından ortaokul eğitimini Eskişehir Anadolu Lisesi’nde tamamlayan Ağılönü, 1988 yılında İstanbul Fen Lisesi’ne geçiş yapar. Okullarda yatılı okumanın zorunlu olduğu yılları Ağılönü, “Belli zorlukların yanısıra derslerimize odaklanabiliyorduk” diye aktarıyor. Boğaziçi Üniversitesi Kimya Mühendisliği Fakültesi mezunu Ağılönü, lisans eğitimini ve kendisine katkısını şu sözlerle ifade ediyor: “Genel olarak zor bir branş olduğunu söyleyebilirim çok fazla ders ve laboratuvar zamanı gerekiyordu. Üniversitenin imkanları oldukça genişti. Özellikle ‘İşletme, Ekonomi, Psikoloji’ gibi branşlardan seçmeli dersler alarak mühendislik dışı alanlarda da kendimi geliştirebildim. Ek olarak Briç, Spor ve Mağaracılık Kulüpleri ile farklı etkinliklerde yer aldım. İş hayatı boyunca eğitim sürecimin önemli faydalarını gördüm. Kariyer gelişimi açısından eğitim tercihlerimin doğru olduğunu söyleyebilirim.”
Yapı Kredi ile 20 yıl
Kariyerine 1995 yılında özel bir bankada; Yapı Kredi’de başlayan Ağılönü, “Aslında önemli bir karardı. Sonuçta Kimya Mühendisliği sonrası, banka-finans tercihi aldığım bir risk gibi görünüyordu” diyor. Okul sonrası hedefini; “iyi bir kurumda üst düzey yönetici olmak” diye belirleyen Sami Uğur Ağılönü, teknik bilgi avantajından çok geleceğe yönelik imkanları değerlendirdiğini anlatıyor: “O dönemde banka MT (management tranie) ekipleri kurarak geleceğin yöneticilerini yetiştirmek adına önemli yatırımlar yapıyordu. Sadece bankacılık üzerine değil, kişisel gelişim anlamında önemli bir akademik süreçten geçtiğimi, bütün iş hayatım ve sosyal yaşamın içinde faydasını gördüğüm birçok bilginin temellerini 6 aylık bu süreçte elde ettiğimi söyleyebilirim.”
Bir süre kurumsal büyüklükte firmalara hizmet veren şubede müşteri temsilcisi olarak çalışan Sami Uğur Ağılönü, “Şube hayatı daha zorlu ve operasyon tarafı ağırlıklı, günlük rutinleri olan bir yapı. O zaman benim için çok uygun olmadığını düşündüğüm için görev değişikliği yaptım. İlerleyen dönemde kısa saha tecrübemin faydasını gördüm. İş yaşamında her konuda işi yapanların görüşü alınmadan, sahayı tam anlamadan projelerin hedeflerine ulaşmada zorlanacağına inanırım” diye konuşuyor.
Finans kariyeri çeşitli görevlerde 20 yıl süren Ağılönü, iş hayatına bankada ‘Satış ve Pazarlama’da uzman olarak başlar. Daha sonra ilk kez kurulan ‘Nakit Yönetimi’nde müdür olarak ilk yöneticilik görevini üstlenir.
Sami Uğur Ağılönü, ilk yöneticilik yıllarının başarı öyküsünü şöyle özetliyor: “Buradan elde ettiğim önemli kazanım; farklı yaklaşımların farklı sonuçlar getirebildiğini görmek oldu. Klasik oluşumun aksine ekibimi departmanlara bölmektense herkesin baştan sona işe hakim olacağı modelle çalıştım. Müşteri talebini alan, teknik tarafında süreçleri takip eden ve satış sonrası takip işlemlerine kadar tüm süreç tek bir sorumluda ilerlettim. Zaman içinde modeli geliştirdik. Bir yıl gibi kısa sürede terzi işi dediğimiz bu modelle ciddi anlamda başarı yakaladık. Bu alanda tercih edilen 2-3 bankadan biri olduk.
Bir sonraki görevim; Yapı Kredi KOBİ Bankacılığı Direktörlüğü’nün kurulması ve bu alanda servis modelleri ve ürünler oluşturmaktı. Oldukça zor ama zevkli bir süreçti. KOBİ bankacılığı yeni yeni markalaşıyordu. Birçok yeni ürün oluşturduk. Bunlar için sürekli saha ile temas kurdum. En ufak bakkaldan, 100 çalışanlı üretim firmaları gibi geniş bir kitleye hitap edecek bir yapı kurmak için tüm Türkiye’yi gezdik diyebilirim. Birçok kamu ve özel kuruluşla yakın temas içinde oldum. Ortak projelerde yer aldım. Sonraki görev Leasing’te Projeler Direktörlüğü oldu. Leasing ürününün KOBi segmentine tanıtımı ve işlemlerin gelişmesi için çalışmalar yaptım. Risk yaklaşımı ve yatırım finansmanı anlamında çalışmalar yapma fırsatım oldu.
Doğduğum şehre, Eskişehir’e 2015 yılında geri döndüm. Endel Şirketler Grubu’nda CFO olarak yeni bir sayfa açtım. Hedefimi, finans piyasa tecrübemi grubun faaliyet alanlarına yönelik mali yapısının gelişmesini sağlamak ve aynı zamanda ekibime yöneticilikle ilgili vasıfları geliştirmeleri için destek verme olarak belirledim. Hızlı şekilde çalışmalarıma başladım.”
Sonuç odaklı yönetici
Kendini sonuç odaklı bir yönetici olarak tanımlayan Endel Şirketler Grubu CFO’su Sami Uğur Ağılönü, başarısının sırrını şöyle paylaşıyor: “Kendime her zaman çalıştığım kurumların vizyonlarına uygun hedefler koyarım. Günün sonunda; toplamda istenen hedefe ulaşılmış ise kendimi başarılı görürüm. İşin plan ve proje kısmı önemli olsa da işin gerçekleştirilmesine daha fazla önem veririm. Bunun gereği olarak yönetimde de inovasyona inanırım. Kalıplaşmış yöntemlerden farklı yöntemler arayışında olurum. Aldığım görev ve sorumluluklarda özgün ve kalıcı çözüm oluşturma, genel iş yapış şeklim olmuştur. Zoru severim, diyebilirim. Sonuçta ekibinizi ve iş ortaklarınızı da bu değişime inandırmanız, sahaya inmeniz, birçok görüşü harmanlamanız bazen yel değirmenleri ile savaşmanız gerekebilir.”
Sami Uğur Ağılönü, hayata geçmiş birçok ürün ve projesi bulunduğundan sözediyor: “Hatta şu an sektörde birçok kuruluş benzer ürünleri hayata geçiriyor. Endel Grup’ta kısa bir süredir görev alıyorum. Şu an tespit ve süreçleri anlama evresindeyim. Büyümekte olan ve büyüme potansiyeli yüksek bir grubuz, bunun mali anlamda ön hazırlıkları için gerekli değişimlere başladık. Daha otomatize bir finans yönetimi sağlamak için bankalar ve ilgili ERP tedarikçilerimizle çalışmalar başlattık. Ekiplerimle her zaman yakın temasta olurum. Kapısı kapalı yöneticilerden olmadım. Kendi iş yapış şeklime uygun olarak ekibin resmin büyük kısmına bakmasını, bu anlamda küçük detayların bu resimdeki etki ve önemini anlamalarını hedeflerim. Bu sayede güçlü ekip motivasyonu ve hedeflere ulaşmada daha fazla fikrin oluştuğunu gözlemledim.”
İş hayatı boyunca değişik koşul ve zaman dilimlerinde çok değerli yöneticilerle çalışma fırsatı yakaladığını kaydeden Ağılönü, karakteri, tecrübeleri ve gözlemlerini birleştirerek bir birikim oluşturduğunu, iyi yöneticinin de koşul ve zaman içinde sürekli farklılaştığına inandığını ifade ediyor: “Günün şartlarına ayak uydurabilen, değişime açık daha fazla çalışan ancak ekipleri ile iş paylaşıp onları da oyunun içine sokabilen yöneticilerin daha başarılı olacağına inanıyorum. Geçmişte teknik bilginin daha üst düzeyde olduğu yöneticiler daha iyi yöneticiler olarak bilinirdi. Şu anda ise bilgiye ulaşmak teknoloji sayesinde çok daha kolay. Duygusal (EQ) ve sosyal (SQ) zekası kuvvetli yöneticilerin daha başarılı olduklarını söyleyebiliriz. İyi bir iletişimin her türlü zorluğu aşabilen önemli bir anahtar olduğunu düşünüyorum.”
Endel Şirket Grubu’nun hedefi; sürdürülebilir büyüme
Sami Uğur Ağılönü, Endel Şirketler Grubu’nun iki farklı iş kolunda faaliyet gösterdiğini belirterek, şu bilgileri paylaşıyor: “Yapı Malzemeleri Grubumuz, Kılıçoğlu ve Megaron markaları ile 90 yıllık bir geçmişe sahiptir. Çatı sistem çözümlerinde sektörün tartışmasız lideridir. Endüstriyel Ürünler Grubumuz, beyaz eşya yan sanayisinde 40 yıllık bir geçmişe sahip ve sektörünün en önemli firmalarından biridir. Eskişehir, Manisa, Ankara ve Kocaeli’de toplam 7 fabrikamız, 2 yönetim binamızda 2.000’e yakın çalışanımız var. 2016 yılında hem Endüstriyel Grup’ta hem de Yapı Malzemeleri tarafında müşterilerimizin taleplerini ve ürün ihtiyaçlarını zamanında ve kalite standartlarımıza uygun olarak sağladık. Her iki alanda da hedeflerimize ulaşmada bir sorun yaşamayacağımıza inanıyoruz. İhracat anlamında da bir önceki yıllara göre ilerleme kaydettik. Grubumuz’un uzun vadede hedefi; iş ortaklarımızla büyüme trendimizi sürdürmek. Bu süreçte sermayedarların kazançlarını da gözeterek gerekli farklılaşmayı sağlamak.
Özellikle otomasyon anlamında geleceğe dönük önemli yatırımlar yapmayı planlıyoruz. Yeni teşvik ve Ar-Ge düzenlemelerinin bu anlamda ciddi katkısı olacağını, işlerimizde inovatif çözümleri daha ağırlıklı kullanarak gelişeceğimizi düşünüyoruz. Özellikle Sanayi 4.0 ile oluşacak yeni trendleri yakından takip ediyoruz. Üretim anlamında verimlilik sağlayacağından bunun bizim için yeni sektörlerde büyüme kapısı açacağına inanıyoruz. İhracat rakamlarımızdaki artış trendimizi sürdürmek istiyoruz. Farklı piyasalardaki fırsatları takip ediyoruz.”
Uğur Sami Ağılönü, öncelikli hedefinin yeni katıldığı Endel Şirketler Grubu’nun hedeflerine ulaşması için en üst seviyede katkıda bulunmak olduğunu açıklıyor: “Üretim sektörü gerçekten bankacılıktan farklı bir organizasyon ve üzerinde düşünülmesi gereken çok fazla başlık var. Ciddi katkı sağlayacağımı ve kendimi farklı başlıklarda geliştireceğimi düşünüyorum. Bu sektörde de kalıcı uygulamaları ve projeleri hayata geçirmek için kolları sıvadım ve çalışmalara hızla başladım. Genç ve dinamik bir ekiple çalışıyorum. Yöneticileri olarak onları daha fazla nasıl geliştirebileceğimi düşünüyor, yeni yöntemleri takip ediyor, çalışmalar yapıyorum. Eskişehir yaşam kalitesi yüksek ve pratik bir şehir, iyi bir planlamayla kendime ve aileme daha fazla zaman ayırma imkanımın olacağını düşünüyorum.”
En büyük hobisi ailesiyle zaman geçirmek
Yoğun iş temposuna rağmen mutlaka kendine zaman ayırmaya özen gösteren Ağılönü, ailesiyle zaman geçirmenin en büyük hobisi olduğunu söylüyor: “Spor için planlı şekilde yürüyüş yapıyorum. Eskişehir sanat ve kültür etkinlikleri açısından oldukça yoğun ve imkanları olan bir şehir. Tiyatro, opera ve festivallerden maksimum faydalanmaya çalışıyorum. Çok sesli ve enstrümana dayalı her türlü müziği dinlemeyi severim. Metallica, Megadeth ve Ennio Marricone besteleri favorilerimdir. Son dönemde işim ile ilgili, ‘Yalın Üretim’ ve ‘Sanayi 4.0’ üzerine kitaplar okuyorum. Tatil dönemlerinde daha hafif kitapları tercih ederim, macera ve polisiye romanları çok dinlendirici gelir.”