İzmir’de 1967 yılında dünyaya “merhaba” diyen İbrahim Dölen, evkadını anne ve sinema işletmecisi babanın üç çocuğundan biri.
Gezmeyi ve keşfetmeyi çok seven, sürekli değişimin peşinde koşan, özgür ruhlu Dölen’in çocukluğunda idolü annesinin babası Eşrefpaşa esnafından emekli demir tüccarı olan dedesi. Her Cuma okula gelip kendisine okuldan kaçmaması için harçlık verdiğini gülerek anlatıyor: “Her şeye pozitif bakardı, çağının ilerisinde bir dedeydi, sevgi doluydu. Eşitlikçiydi, bana harçlık verirken yanımda kaç arkadaşım varsa onların da her birine aynı harçlığı verirdi.”
Evine üç sokak ötedeki Necatibey İlkokulu’na giden Dölen için Nermin Öğretmeni önemli. “Kolay öğreniyordum, sonra da sıkılıyordum, sıkıldığım için de rahatsızlık veriyordum. Öğretmenim beni cezalandırmak yerine beni anladı ve bana farklı sorumluluklar verdi. Özgür bir ilkokul hayatım oldu. Tanımlanmış kuralları zorlarım, standart kuralların dışında da başarılı olunabileceğini, hala minnetle andığım, çok sevgili ilkokul öğretmenim Nermin Günay sayesinde öğrendim ve bunun karakterim olarak yerleşmesini sağladı. Anadolu Lisesi sınavlarına hazırlanmamı o sağladı.”
İzmir’de Amerikan kültürüyle eğitim veren anadolu liselerinden İzmir Bornova Anadolu Lisesi-BAL yıllarında da özgür bir ortam vardır. Dölen, “Çok sağlam dostlukların geliştiği bir yerdi, dostluğun, arkadaşlığın her şeyden önemli olduğunu öğretti” diyor. Lisede İngilizce ve Almanca öğrenen Dölen, aynı okuldan 48 öğrenciyle birlikte Boğaziçi Üniversitesi’ni kazanır. Dölen, o arkadaşlarının çoğuyla bugün de görüşmeye devam ettiğini kaydediyor.
Liderliğin temeli üniversitede atılır: Lise sonda bütün üniversiteleri dolaşır, kararını verir: “Boğaziçi Üniversitesi Elektronik Mühendisliği bölümü, Türkiye’nin 1 numaralı bölümüydü. Kendime zorlayıcı hedefler koymayı severim ve hedefe ulaşmak için gereken neyse yapmaya çalışırım. Üniversitede ilk derste hocam Prof.Dr. Yorgo İstafanopulos’ın ‘Biz burada geleceğin liderlerini yetiştiriyoruz’ sözünden etkilendim ve bulunduğum ortamda liderlik bana düşerse bu konuda istekli olmaya da orada karar verdim. ”
İbrahim Dölen’in okul dışında da çok hareketli bir hayatı vardır; ilkokul yıllarında pazarda soğuk su satar, çok kitap okuyan babasının her yıl okuduğu yaklaşık 200 kitabını götürüp Konak’ta satar, kendine bisiklet alır. İlkokul 4. ve 5. sınıfta Türkiye gülle atma şampiyonasına katılır, Türkiye 3.’sü olur. Yazları izcilik yapar, Çanakkale ve Afyonkarahisar’da kamplara katılır. Ortaokul yıllarında lisenin basketbol takımındadır, lise 1’in sonuna kadar oynar. Aynı zamanda folklor ekibi üyesidir, çeşitli festivallere katılır. Lise 2’deyken yaz aylarında ailesiyle tatil için gittikleri yeni Foça’da ilk diskoteği açar, bir otelin alt katını kiralar, müziği kendisi yapar, 2 ay içinde iflas eder. İlkokul ve ortaokul yıllarında akla gelebilecek tüm müzik enstrümanlarıyla ilgili ders alır. En çok yapmak istediklerinin başında bir enstrüman çalmak gelir ancak anlar ki yeteneği yoktur. Klasik müzik, rock, cazz ağırlıklı olmak üzere her türlü müziği ve sanat etkinliğini çok seven Dölen, yılda en az 20-25 konsere, 20’den fazla kez tiyatroya ve sinemaya gidiyor ve filmleri olabildiğince sinemada izlemeyi seviyor. Yeni şeyleri öğrenmek ve korkusuzca denemekten büyük keyif alan Dölen, üniversitede 2 yıl dağcılık kulübü, 1 yıl da dalış kulübü üyesi olmuş: “Hayatımda yenilik olmadığı zaman çok sıkılırım, hep bir arayış içindeyim, meraklıyım. Belli dönemlerde belli aktiviteleri yapıp sonra öbürüne geçerim. Bundan 8 yıl önce motor sporlarına merak sardım, son 2 yıldır da neredeyse hiç motorsikletime binmiyorum.”
Üniversitenin son üç yılında ağabeyinin Osmanbey’de açtığı konfeksiyon mağazasına Cuma-Cumartesi günleri uğrayarak, muhasebe ve satış desteği verir. Ailesi İstanbul’da olsa da arkadaşlarıyla yurtta kalmayı tercih eden Dölen, yazları genelde kongre turizminde hizmet veren firmalarda çalışır, İstanbul’da olmaktan mutluluk duyar. Mezun olduğunda bir Amerikan firmasında teknik müdür yardımcısı olarak işe girer. 6 ay sonra firmanın kuruluşundan bu yana yaptığı toplam satışı tek seferde yapınca satış müdürü olur. İstanbul Üniversitesi İşletme Enstitüsü’nde MBA yapan Dölen, 4.5 yıl sonra askere gider. Dönüşte bir Alman şirketine genel müdür yardımcısı olur. İş yaşamının ilk 10 yılında otomotiv ve konfeksiyon sektörüyle ilgilenen Dölen, 1999 ekonomik krizi sonrası başka bir sektör arayışına girer. Hedef; lojistik sektörüdür. Horoz Lojistik’te tüm satıştan sorumlu genel müdür yardımcısı olarak 2.5 yıl çalıştıktan sonra o zamanki genel müdürü Kaan Gürgenç ile birlikte sektörde devrim yapmak isteyen Borusan Lojistik’e gelir. Temmuz 2002’de Borusan Lojistik Genel Müdür Yardımcısı olan Dölen burada değişim rüzgarlarını estirmeye devam eder; şirketin tüm iş birimlerinde belirli zaman aralıklarında Genel Müdür Yardımcılığı görevini sürdürür.
İbrahim Dölen, “2014 yılı sonunda ABD’de, Philadelphia Üniversitesi The Wharton School’da 6 haftalık Advanced Management Program’a (AMP) katıldım. Gelecekle ilgili kendime çok yüksek hedefler koymamı sağladı” diyor. Şubat 2016’da Borusan Lojistik Genel Müdürü olan İbrahim Dölen, yönetim anlayışını şu sözlerle açıklıyor: “İyi bir takım oyuncusuyum ve iyi takım oyuncularıyla çalışıyorum. Takım çalışması ve bir organizasyon kültürü oluşturuyorum ve oluşturacağım, benimle çalışan diğer lider arkadaşlarımın da bu kültürü kendi bölümlerinde yaratmalarını ve geliştirmelerini bekliyorum. Başarının tek bir lidere indirildiği düzenlerin tamamının başarısız olduğunu defalarca gördüm. Kalıcı başarı için ekip üyelerinin tamamının gizli ajandası olmadan, şirket doğruları için sesini korkusuzca yükseltebildiği, saygı ve sevgi dolu, açık fikirli bir ortamın gerekli olduğuna inanıyorum. Dürüstlüğe ve adalete önem veririm, ‘Biz’ demeyi ve ‘Biz’ diyenlerle çalışmayı seviyorum, adil olmaya çalışıyorum. İnsan gelişiminde hatasız bir yol olmadığını çok iyi biliyorum. Hata yapmaktan korkmamak lazım. Esas korkulması gereken yapılan hatalardan ders almamaktır. Baskı altında çok çabuk karar veririm. Risk almadan başarı olmaz. Tanımlanmış risk almaktan korkmam. Kaybedebileceğimin ne olduğunu bilmemekten korkarım. Yaptığı işten keyif almayan, aldığı keyfi de yanındaki arkadaşlarıyla paylaşamayan insanlarla çalışmayı tercih etmiyorum. İşte de mutlu olmak, zevk alarak çalışmak ve hatta eğlenmeyi bilmek önemlidir.”
Haftaiçi işine odaklanan, günde 16-14 saat çalışan Dölen, haftasonlarını ailesine ayırıyor, çok nadir olarak bu kuralını bozuyor. 2017 yılının Ocak ayından itibaren ise çalışma temposunu günde 8 saate düşürmek istiyor: “Beraber iş geliştirdiğim arkadaşların adına şirketin bayrağını devraldım, şirketi bugünden daha iyi yöne götürebilmek için özellikle stratejik konularda minimum hatalı kararlar alabilmek için çok çalışıyorum. Benimle çalışan arkadaşlarımın benden daha iyi olan özelliklerini şirketin ihtiyaçları doğrultusunda konumlandırmak için sorguluyorum.”
Son 2 yıldır TÜRKLİM (Türkiye Liman İşletmecileri Derneği) Yönetim Kurulu Üyesi olan İbrahim Dölen, UTİKAD’da da Yönetim Kurulu Üyesi olarak atanmış. Daha önce Demiryolları Taşımacıları Derneği ve ondan önce de KARİD (Türkiye Kargo, Kurye ve Lojistik İşletmecileri Derneği) Yönetim Kurulu ve BRM- Boğaziçi Üniversitesi Robert Koleji Mezunu Sanayici, İşadamı ve Yöneticiler Derneği'nde görev alan Dölen, emekli olduğunda politikaya atılmak istiyor. Dünyanın her yerinde ve her ortamda mutlu olabilen Dölen’in önceliği ailesi. Eş zamanlı 20 farklı kitabı okuyan Dölen, haberleri internet üzerinden takip ediyor.
Borusan Lojistik Genel Müdürü İbrahim Dölen; Hızlı, yenilikçi, adil ve özgür bir ruh
Borusan Lojistik Genel Müdürü İbrahim Dölen; Hızlı, yenilikçi, adil ve özgür bir ruh
Borusan Lojistik Genel Müdürü İbrahim Dölen, iyi bir CEO’nun geleceği doğru okuması gerektiğini söylüyor: “Geleceğin ihtiyaçlarını doğru belirlemeli. İş arkadaşlarına bu vizyonu doğru anlatıp, ikna edebilmeli, kalplerini kazanmalı ve başarıyı getirenleri onurlandırmayı bilmeli.”
Mehmet Kolcu 3 Yıl Önce
Başarılar